MUHALEFETSİZ İKTİDAR

Ülke siyasetinde neler oluyor?

Neler olmuyor ki?

14 Mayıs’ta yapılan seçimlerde mecliste ve milletvekili sayısında umduğunu bulamayan muhalefet ümidini 28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimine bağlamıştı.
“Meclis tarafında yeterli güç elde edemedik, Cumhurbaşkanlığı Seçimini kazanarak hiç olmazsa Hükümet olalım” dediler.

O da olmadı.

Çok mu şaşırdık?

Yoooo…

Zaten 22 yıldır ne kadar seçim olduysa sonuç bu şekilde ya da buna yakın tecelli ediyordu.

……………………..

Demokrasilerde siyasi partiler iktidara gelmek maksadıyla kurulur.

Yıllarca, onyıllarca, 20 yıl, 30 yıl iktidara gelememiş bir siyasi parti kendini sorgulamak zorundadır. Yazıktır ona oy atan insanlara, bir nevi ziyandır.

Gelişmiş demokrasilerde hiçbir siyasi parti bu kadar uzun süre iktidar olmaz. İlla ki bir, bilemediniz iki dönem sonra seçim kaybeder ve  iktidar değişir.

Doğrusu da budur.

Devletin sistemi buna iyi bir örnektir.

Bakınız, en tepeden başlayalım; bir kaymakam 3,4 bilemediniz 5 sene içinde başka bir görev yerine tayin edilir. Keza, bir emniyet müdürü, bir tapu kadastro müdürü, bir vergi dairesi müdürü vs. belli bir süreden daha uzun aynı mahalde görevde kalmaz.

Değiştirilir.

Devlet örgütü niçin böyle kurgulanmıştır?

Çok haklı nedenlerle.

Bir yerde çok uzun kalmak yaşayan her insanın en doğal hakkı olarak bir dostluk, arkadaşlık, samimiyet ortamı oluşturur. Ancak, her şeyin fazlasının zararlı olabileceği varsayımıyla devlet, bu görevlilerini sık sık değiştirir.

Hangi endişeyle??

Yasaların uygulanmasında zerre kadar bile olsa bir zafiyet oluşmaması için.

Ola ki; insanız, bir gün bu tarafsızlığımızı bir dostumuz, bir arkadaşımız lehine esnetir isek bu Türk’ün devlet anlayışına ve engin adaletine uymaz.

İşte bir ülkede dönem dönem iktidarın değişmesi de aynı öneme haizdir aslında.

İktidarın seçimi kazandığının, ertesi gününden itibaren kendisine oy veren ya da vermeyen tüm vatandaşlara eşit seviyede olması bir hediye değil, olması gerekendir.

Peki uygulamada da bu geçerli midir?

Takdirlerinize bırakıyorum.

……………………………

Ülkemizde Adalet ve Kalkınma Partisi yaklaşık 22 yıldır iktidarda.

Bu uzun bir süre.
Arada başka bir siyasi iktidar en azından bir dönem iktidara gelmiş olsa idi, inanın bu herkes için; hatta belki Adalet ve Kalkınma Partisi için bile iyi olabilirdi.

Halkın kıyaslama olanağı olurdu gelenle gideni ve belki daha da güçlenerek gelirdi söz konusu parti.

Ama böyle bir muhalefet olmadığı için, iktidara gelebilecek oy sayısına ulaşamadıkları için, birbirleriyle çekişmekten kuruluş amaçları olan “Bir gün iktidara gelme” ilkesini hayata geçiremedikleri için ihale sürekli AK Partiye kaldı.

………………………………

Türkiye’de muhalefet partileri, belki içerisinde bizzat Adalet ve Kalkınma Partisine oy veren vatandaşların da bulunduğu çok büyük bir kitleye karşı sorumluluklarını yerine getirmemektedirler.

Bu kadar zayıf ve dağınık bir muhalefet ülkemiz ve halkımız için bir şanssızlıktır.

Bize, yani tüm sağduyulu Türk Vatandaşlarına düşen bu “Muhalefetsiz İktidar” ‘ın her şeye rağmen ülke hayrına işler ve eylemler ortaya koymasına, ülkemiz için en hayırlı politikaları üretmesine, içeride ve dışarıda şanlı tarihimize en yüksek katkıyı sağlayacak ekonomik ve sosyal politikaları üretmesine dua etmektir.

Diyeceksiniz ki, “İşimiz duaya mı kaldı?”

Maalesef.
Durum, eğer kendilerini toparlamazlar ve basının, halkın önünde birbirlerini kötülemekten bu kadar zevk almaya devam ederlerse bu muhalefetle hiçbir yere varılamayacağı ve ülkemizi daha uzun yıllar mevcut siyasi iktidarın yöneteceğini gösteriyor.

……………………….

Kıssadan hisse, siz siz olun rakipleriniz olsun.

Rakip iyidir.

Düzeni, intizamı ve kendine çeki düzen verme dürtüsünü ayakta tutar.