KURT, köpeğin maskarası olursa siyasetçi seçmen önünde madara olur

Dünkü yazımda gazeteciliğin bizde bir kültür olduğunu ve bundan dolayı da CİDDİYE alındığından bahsetmiştik iyi ki de bahsetmişik yani. Gazetecilik gerçekten CİDDİ bir iştir, zira elinizde tuttuğunuz bu gazeteyi esnafı okur, siyasetçisi okur, çiftçisi okur, öğrencisi okur, öğretmeni okur, askeri okur, savcısı okur, hakimi okur, Belediye Başkanı okur, Kaymakamı okur, Valisi okur, okur, okur, okur…

Onun için gazeteci ilk önce kendisi bu işin CİDDİYETİNİ anlamalı ki daha sonra kamuoyundan kendisini CİDDİYE almalarını beklemeli. Öyle armut piş ağzıma düş mantığıyla sağa-sola çamur atmaya kalkışırsan aha bugünkü gibi sap gibi ortada kalıverirsin arkadaş. Bir kişinin ETİKETİNDEN daha ziyade o kişinin CEKETİNİ ne bileyim işte parmağındaki yüzüğünü, ya da başındaki gözlüğünü millete haber diye yutturmaya kalkışırsan kasabalı da sana başka yeriyle güler geçer. Kısacası gazeteci dediğin yazdı mı yakışmalı, çaktı mı çaktığı adam şimdi ki gibi duvara yapışmalı…

***                             ***                             ***

Mübarek Ramazan ayı ve dinen kutsal günler haricinde Allah’ın bildiğini kuldan saklamamanın yanısıra günü, zamanı ve yeri geldiğinde adamın derisini yüzüp postunda namaz kılmasını da biliriz biz.! (Bu cümleyi neden kurduğumu inanın bende şimdilik anlamış değilim.)

Orta NOT ;

“Aklı kısa olan kişiye uzun cevap vermeyeceksin, başının selameti için bu kadar YETER diyeceksin…”

***                             ***                             ***

Cumhurbaşkanlığı seçim yaklaştıkça hani halk arasında meşhur bir söz vardır ya ; “At iziyle kurt izi birbirine karıştı.” Diye, işte bu sözü yaşıyor gibiyiz şu son günlerde ama biraz değişmiş olarak çünkü bu seçim öncesi ; “OK iziyle KURT izi birbirine karışmış.”

Selahattin DEMİRTAŞ gibi halkı için yüreklerini koyamayan CHP ve MHP’nin yanısıra bunlara stepnelik yapan ufak-tefek bir-iki partilerde yandan bob yapmaya çalışarak milletin karşısına Ekmeleddin’in arkasına saklanarak sözde siyaset yapıyorlar yazık. Peki seçimden sonra Ekmeleddin Bey’e sandıktan çıkacak oy sayısı nasıl hesaplanıp paylaştırılacak.? Ekmeleddin Bey şahsına kaç oy alacak, DSP’nin ve DP ile Haydar BAŞ’ın partisinin ne getirisi olacak.? Gerçek MHP’li ve Ülkücüler CHP’li solcuların peşinden mi gidecekler.? Gerçek solcular ve dededen, babadan, ata’dan CHP’liler MHP’lilerle işbirliği yaparlar mı sanıyorsunuz.?

***                             ***                             ***

Hikaye bu ya birgün Tarkan haremine kadınları almış. Kurt da kapı aralığından Tarkan’ı izliyormuş. En sonunda kurt dayanamayıp odaya girmiş;

– “Ulan puşt Tarkan!, savaşta orda burda her yerde atıl (saldır) kurt dersin. Şöyle bi durumda bi kere de katıl kurt desen olmaz mı?”

***                             ***                             ***

Hikayenin konumuzla uzaktan yakından alakası yok ancak hani şu beşibiryerde beş siyasi parti nasıl oluyor da bugüne kadar ki eylemlerini, söylemlerini, felsefelerini, fikirlerini, düşüncelerini bir çırpıda kenara atıp nasıl hemfikir olabiliyorlar bu birleşmeyi anlayabilen, çözebilen varsa beri gelsin. Hah şimdi Tarkan’ın yukarıdaki risalesinden pay çıkarabilirsiniz.!  Yani sair zamanlar Tarkan KURT’u bir an olsun yanından ayırmıyor ama iş menfaate dayandığında bizim kurt kapı dışında kalıyor nasıl olacak bu iş.!

Yani diyorum ki kazanan kim olacak, seçimden sonra odanın içine kim girecek, kapının dışında kim kalacak asıl mesele burada.

***                             ***                             ***

Son NOT ;

“Bilmeyen ve bilmediğini bilen çocuktur, ona öğretin ;

Bilen ve bildiğini bilmeyen uykudadır, onu uyandırın ;

Bilmeyen ve bilmediğini bilmeyen aptaldır, ondan sakının ;

Bilen ve bildiğini bilen liderdir, onu takip edin…”