(KP) Kayıntı Partisi (KP) Kayırır Partisi…

AK Parti’nin din ve tek parti dönemi üzerinden CHP’ye yüklendiğini belirten Bartın İl Başkanı, “Gerekirse yeni bir imajla yola çıkalım. Bunun içinde isim değişikliği varsa, ismimizi de değiştirelim” diyor. Şaka gibi değil mi benim yıllardır konuştuğum, izah etmeye çalıştığım ancak kimseleri inandıramadığım derdim buydu işte. Kaldırın kardeşim altı tane oku, bu okların yerine de koyun bir büyük rakı, koca bir but, yanına da bir çoban salatası, görün bakalım “bu partide yiyinti var” düşüncesiyle nasıl tek başına iktidar oluyorsunuz. Millet oklardan bir yerlerine batacak diye korkuyor onun için bu partiye akın etmiyor…! Bu dediklerim elbette işin şaka tarafı, ancak gerçeklere bakacak olursak Bartın CHP İl Başkanının sözlerine ve tespitlerine bende hak veriyorum, zira CHP’de gerçekten geniş kapsamlı bir revizyon şart. Hadi bakalım hayaldi gerçek oluyor galiba…!

CHP zihniyeti yıllardır namazında niyazında olan insanlara “örümcek kafalılar” dedi, “gerici” dedi, “yobaz” dedi. Türban konusuna takılı kaldı, İmam-Hatipli’leri dışladı. Barış sürecinde kürt sorunu konusunda nerede duracağını bilemedi, bu sürece ne destek verdi ve ne de kararını açıklayabildi. CHP bu konuda ne “bizde varız” diyebildi ve ne de BAHÇELİ gibi rest çekebildi, suya sabuna dokunmadan ortada öylece durdu. Onun için son seçimlerde sıçrama yapamayarak Güneydoğudan beklenen oyu alamadı.

Gelelim Trakya’ya, bizim yaşadığımız coğrafyaya sadece Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne’yi kazanmak CHP’ye ve CHP’lilere yetmiş gibi görülse de aslında onlar da bu kadarla kaldıkları için tam olarak sevinemedi garibimler. Zira üç dönemdir hükümete demir atanların başımızdan pek gidecek gibi niyetleri görünmüyor.

Baktınız mı bizim bugünkü gazetenin manşet haberi Yüksekokul haberine. Yok efendim okul kaderine mi terkedilmişmiş, daha duuuur bu daha ne ki. Bak iktidar partisi kırk yıllık söylemi eyleme geçirdi Çakmak Barajını başlatmakla. TOKİ evleri dediniz, yüksekokul istediniz, öğrenci yurtları dediniz, ambulans istediniz, Ergene İletim kanalı dediniz. Hepsini bu hükümet verdi doymamış daha hangi yüzle istiyorsun kardeşim sen.

Yok efendim Yüksekokulun kaderine terk edilmesi konusunda Uzunköprü iktidar partisi sessizmişmiş de bu yüzden tepkilere neden oluyormuşmuş yok ya sahi mi. Buna benim nazarımda ne derler bilirmisiniz ;

“Boşanda semerini ye…!”

30 Mart’ta hükümete ne verdik ki şimdi istemeye yüzümüz olsun öyle değil mi. Uzunköprü’ye yapılan yatırımların çeyreği  kadar acaba Meriç’e, İpsala’ya, Enez’e bir çivi dahi çakılmışmıdır bir bakın bakalım utanmadan hala hükümetin sırtında kambur olmak isteniyor yazık. Oysa aklı selim insanların Uzunköprü’nün geleceği için nice hayalleri vardı ama bu hayaller körelen gözler yüzünden maalesef hayata geçirilemeyecek…!

Yazsana kardeşim sen Uzunköprü’nün yıllardır ilk çağdan kalma görüntü arzeden at arabası kutsallığını, neden at arabalarına dokunulamıyor. Gerçekten Hindistan’da ineklere sağlanan özgürlük Uzunköprü’de de at arabalarına mı sağlanıyor, yok mu bir babayiğit bu konuda bir proje sunup bu çirkin ve bir o kadar da pis olan görüntüyü ortadan kaldırsın demek ki yok.

Şimdi yazının en tepesine yeniden dönüyor ve CHP Bartın il Başkanı’nın sözlerini hatırlatıyorum, bakın ne diyor adam ;
“Gerekirse (CHP’nin) ismimizi değiştirelim.”

Sizce yeterlimidir.? Bence yetmez, çünkü parti adını değiştirmekle bu işler olsaydı Türkiye’de değişik isimlerde bir sürü parti var. Hem ne koyacaksın ki partinin adını ;

“Kayıntı Partisi” “Kayırır Partisi” “Adamına göre Muamele Partisi” falan mı. Sen onu bunu bırakta içinde çırpındığın partinin zihniyetini değiştirsen daha iyi olmaz mı.? Ben ancak fikrimi ortaya atarım sen ister uygularsın istersen aynı kafayla devam edersin. Anlamadınız gene bak, kardeşim kafaların değişmesi lazım kafaların. Antalya bile gitti bakın BAYKAL’ın memleketi, eh bizim buralarda da adamlar kıyılardan başladı Meriç gibi, Enez gibi, İpsala gibi. Ama sıra bize gelene kadar herhalde gene koalisyon hükümeti denk gelir biz yine bi mok göremeyiz. Kafa bu çiçek saksısı değil ki değil mi…