Kafamız biraz hoş velakin ellerimiz bomboş

İstanbul her yönden batarken ‘her şey tıkır-tıkır işliyor’ diyebiliyor.

Pişkinliğin kitabını yazıyor.

Dile kolay, dört yıldır ajansla şovla idare ediyor.

Hâlâ net bir şekilde ‘ben genel başkanlığa adayım ‘ diyemeyecek kadar da tırsak…

Tunceli’ye gitmiş, adım adım gezmiş.

Türbe ziyaretleri sırasında eşi Dilek Hanım’la birlikte dilek ağacına bez bağlamış, mum yakmış dilek tutmuş. (Kesin ‘CHP koltuğunu’ dilemiştir, ben size söyleyeyim.)

Yahu ağaca çaput bağlamak, mum yakmak hurafe değil mi?.. Nerde kaldı çağdaşlık, nerde kaldı aydınlanma?!.. Siz gerici misiniz?!

Hani Bodrum, Marmaris falan olsa anlarız da.., nerden çıktı bu Tunceli ziyareti?..

Bay Kemal’in koşu partneriydi seçimde beraber gömüldüler.

‘Partnerdi, Bay Kemal’e rakip oldu. Seçimlere de daha 8 ay var.

Genel Başkanın memleketinden hangi mesajı vermek istemektedir? Koltuğu bırakması için Bay Kemal’in hemşerilerini ikna etmeye mi çalışmaktadır? (Devlet Bahçeli’nin kulakları çınlasın.)

Ve yine her zamanki gibi; ajans kamera şov elbette bütün bunları bizim CHP’liler haricinde kimse yemiyor yutmuyor.

Meselenin buraya kadar olan kısmını siz değerli gazetemiz okurları da çok iyi biliyorsunuz ama nedense ve maalesef bizim kasabanın Küçük Sanayi Sitesi Başkanı, gene kasabanın CHP Çalışma Grubu, Edirne CHP Taban Hareketi ve CHP eski İlçe Başkanı emekli öğretmen Sayın Orhan KALYONCU kadar gerçekleri haykıramıyorsunuz. Biliyorum her seferinde sizin bu CHP’deki olumsuzlukları suratınıza karşı fırlatıyorum diye KASABALI olarak şahsen bana ifrit oluyorsunuz ama mesleğimiz gereği halkın haber alma özgürlüğünü kısıtlayamayız yani…!

Ben olmasam da birilerinin bu millete rehberlik edeceğini umut ediyorum, yanlış mı düşünüyorum?

***                             ***                             ***

Gelelim öteki meseleye.

CHP’deki değişimden yana olmamasıyla şahsen kendisinin de değişmeyeceğini zanneden bizim kasaba Belediye Reisi bir dönem daha koltuğunda kalmak için tekrar adaylığını havadis etti kasaba halkına, orası tamam anlaşıldı da tama büyük bir ihtimalle KILIÇDAROĞLU bizim Belediye Reisi Sayın Özlem BECAN’ı tekrar aday gösterir ve değiştirmeyebilir ama bakalım bizim kasaba halkı ve yukarıda saydığım-sıraladığım CHP’liler istiyorlar mı?

***                             ***                             ***

Keşan ve Edirne’de senelerden beri çok iyi geçindiğim gazeteci meslektaşlarım var oldukları için zaman-zaman kendileriyle seçimler üzerinden istişarelerde bulunuruz. Son zamanlarda gene bu muhabbetleri koyulaştırırken aklıma nereden estiyse seneler öncesinden hiç unutamadığım bir mazi geldiği için sizlerle paylaşmak istedim.

Seneler öncesinde bu satırları başka bir gazetede karalarken ve rahmetli Mesut YILMAZ daha henüz on-dört günlük Başkanken ve o vakitler Çevre Bakanı İmren AYKUT Çevre Bakanıyken kasabamıza gelmişlerken bizde bu zihniyet aynıydı ve şimdi de aynı…! Bakın şimdi o vakitler vilayette kasabalarla alakalı bir toplantı mı? Var.  Keşan’ın beş siyasi parti İlçe Başkanları tek arabaya doluşup hepsi birlikte-beraber Vali’nin makamına giderlerdi ama bizim kasabanın siyasi parti İlçe Başkanları birbirleri arasında çekememezlik mi? Fesatlık mı? Vardı bilemem ama bizimkiler hepsi ayrı-ayrı arabalarla giderlerdi-giderdik dönüşte de Yeniköy veya Kırcalih’e uğradık oradan da kasabamıza kafalarımız biraz mayhoş ama ellerimiz-avuçlarımız bomboş dönerdik…! Yani şunu anlatmak istiyorum şayet anlayamadınızsa. Tıpkı bizim Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerinde olduğu gibi iş insanları nasıl ki bu seçimde İsmail AKALIN’ın çevresinde bulunduysalar Keşanlılar bunu her defasında başarıyorlar. Bakın Belediye Başkanları iktidarın yanında, milletvekilleri de iktidardan yana olunca bu kasabaya hizmet ya da yatırım gelmez mi? Netice itibarıyla onlara hizmet ve yatırım gelir bizlere de onları ancak kıskanmak kalır. KASABALI olarak şahsen ben bizim kasaba insanlarına yazıklar olsun bir kere olsun iktidardan yana, güçlüden yana olmayı deneyemiyorsunuz, beceremiyorsunuz demiyorum, demek istemiyorum ama yapacak bir şey yok…!