Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Özcan GÜNER

İMANIN TADINA VARMAK

Dostlar öncelikle hepinizi sayı ve sevgi ile selamlıyorum.Çocukluk yıllarını peygamberimizin yanında geçirmiş olan Enes b.Malik (r.a.) ‘dan nakledilen bir hadis nakletmek istiyorum. Ancak biraz Enes b.Mali’ği tanıyalım.Enes’in sahip olduğu üstün meziyetleri, uzun yıllar Resûlullah’ın hizmetinde bulunup onun terbiyesiyle yetişmesi yanında Hz. Peygamber’in sevdiği ve takdir ettiği bir aileye mensup olmasıyla da açıklamak mümkündür. Resulü-i Ekrem zaman zaman Enes’lerin evine uğrar, yemeklerini yer, orada öğle uykusuna yatar, ev halkına cemaatle nâfile namaz kıldırırdı. Hz. Peygamber’in bu aileye gösterdiği iltifatı soy yakınlığı veya süt akrabalığı ile izah etmeye kalkışanlar olmuştur. Hicretten hemen sonra muhacirlerle ensar arasında yapılan kardeşlik bağı (muâhât) merasiminin bu ailenin evinde cereyan etmesi onların ashap içindeki yerini gösteren bir başka husustur. Annesi Ümmü Süleym’in isteği üzerine Resûl-i Ekrem Enes’e ömrünün uzun, evlâdının çok, malının bol olması ve bazı rivayetlere göre cennete girmesi için dua etmiştir. Bu duaların bereketiyle Enes 100 yıldan çok ömür sürmüş, soyundan gelen 120’den fazla kişinin öldüğünü görmüş (Buhârî, “Ṣavm”, 61) ve hemen bütün kaynaklarda belirtildiğine göre bahçesindeki ağaçlar yılda iki defa meyve vermiştir (Tirmizî, “Menâḳıb”, 45). Kuraklık yüzünden mahsulün zarar gördüğü kendisine söylendiği zaman yağmur için dua etmiş ve yağmur yağdığı görülmüştür.Duası makbul birisidir.

Hz. Peygamber’in hizmetinde bulunduğu yıllarda ondan birçok hususu öğrenmesi, uzun hayatı boyunca Resûl-i Ekrem’den öğrendiklerini öğretmeye çalışması Enes b. Mâlik’in en önemli yönünü teşkil eder. Resûl-i Ekrem’in eğitim ve öğretim tarzına, insanlara, özellikle de çocuklara karşı hoşgörüsüne ve diğer ahlâkî davranışlarına dair birçok bilgi onun vasıtasıyla rivayet edilmiştir. Barış zamanında ve sefer esnasında Resûlullah’ın yanında kaldığını, her zaman onun istediği gibi davranamadığını, bununla birlikte ondan bir defa bile azar işitmediğini, bir hatası yüzünden kendisini uyaracak olan hanımlarını “Bırakın çocuğu! O Allah’ın dilediğinden başka bir şey yapmamıştır” diye yatıştırdığını nakleder.

Resûl-i Ekrem’in genellikle “yavrucuğum” diye hitap ettiği, bazan “iki kulaklı” (zü’l-üzüneyn) diye takıldığı Enes iyi bildiği sünnete uygun şekilde yaşamaya çalışırdı. Ebu Hüreyre, onun kıldığı namazın Resûlullah’ın namazına çok benzediğini ifade ederdi. Resûl-i Ekrem’in vefatından sonra kendisini çok özlediğini, her gece rüyada gördüğünü, huzuruna  Yanından ayırmadığı diğer bir hâtıra da Mısır Hükümdarı Mukavkıs’ın Resûl-i Ekrem’e hediye ettiği cam bardaktı.

Enes b. Mâlik aynı zamanda iyi bir ok atıcısıydı. Çocuklarını da bu spora teşvik eder, onlara ok yarışları yaptırırdı. Bir defasında Mekke yakınlarındaki Merrüzzahrân’da bir tavşanı ürkütüp kaçırdıklarını, herkesin yorulduğu bir sırada kendisinin tavşana yetişip yakaladığını ve onu alıp üvey babası Ebu Talha’ya getirdiğini, tavşanı pişirdikten sonra butlarını Resûl-i Ekrem’e götürdüklerini söylemiştir. (Buhârî, “Hibe”, 5)

Enes b. Mâlik hadis rivayeti sırasında titiz davranır, hata yapmaktan korkardı. Hz. Peygamber’den duyduğunu aynen aktaramamış olabileceği düşüncesiyle hadisi rivayet ettikten sonra, “Veya Resûlullah böyle bir şey dedi” (ev kemâ kāle Resûlullah) ilâvesinde bulunurdu (Müsned, III, 205, 235, 250). Rivayetlerinin yazılı olduğu defterleri gerektiğinde talebelerine göstermesinden anlaşıldığına göre hadisleri ezberlemekle yetinmeyip onları yazıyordu. Çok hadis bildiği halde titizliği sebebiyle bütün bildiklerini rivayet etmez, çok rivayet edenin yanılacağını söylerdi. Enes b. Mâlik ayrıca ashap arasında orta derecede fetva verenlerden biriydi.

Uzun yıllar yaşadığı halde hâfızası bozulmayan Enes’in geniş hadis kültüründen faydalanan Basralılar’ın bu imkâna sahip oldukları için çok mutlu oldukları rivayet edilir. Bazı hadislere itiraza yeltenenlere karşı, “Gelin işin doğrusunu Enes’ten öğrenelim” diyebilmeleri onlara büyük güç ve moral kazandırmıştır. (Heysemî, IX, 325).İşte Hz.Enesten rivayet edilen bir hadiste:

Enes İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygambersallallahu aleyhi ve sellem şöylebuyurdu:“Üç özellik vardır; bunlar kimde bulunursa o, imanın tadını tadar: Allah ve Resûlünü, (bu ikisinden başka) herkesden fazla sevmek. Sevdiğini Allah için sevmek. Allah kendisini küfür bataklığından kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek.”Buhârî, Îmân 9, 14, İkrah 1, Edeb 42; Müslim, Îmân 67.Ayrıca bk. Tirmizî, Îmân 10

Demek ki imanında bir tadı varmış. O lezzet kişiyi soğuk kış gecelerin de sıcak yatağından kaldırıp,Sabah namazına getirebiliyormuş. O lezzet ki uzun günlerde yemeden içmeden kötü söz ve davranıştan insanı engelliyormuş. Lezzete erdiren şeyler

1.Allah ve Rasulünü herşeyden fazla sevmek

2.Sevdiğini yanlız Allah için sevmek.(Her hangi bir menfaate karşılık olmadan)

3.imandan dönmeyi ateşe atılmaktan daha çirkin ve tehlikeli görmek. Tıpkı ashabı uhdut gibi,

Değerli dostlar! Rabbim hepimize sade,güzel gösterişten uzak imanın tadına  vararak bir ömür yaşamayı nasip etsin.Kalın sağlıcakla .Allaha emanet olun.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER