DEVR-İ SABIK YARATMAK

“Devr-i sâbık yaratmak”, iktidara gelen yönetimin, eski  yönetimi  ve icraatını hedef alarak sorgulaması ve yer yer kriminalize etmesi anlamına gelir.

Kelime anlamı “Eski Dönem” olan “Devr-i Sâbık”, Türk siyaset literatüründe genellikle “yaratmak” fiiliyle, eylemiyle birlikte kullanılır.

Devr-i Sabık Yaratmak!!!…

…………………………..

Kasım ayından bu yana yazmadım bu köşede.

Yaklaşmakta olan yerel seçim söz konusuydu. Seçime katılacağı belli olan partiler ve adaylar iddialıydılar. Kimsenin -doğru bile olsa- eleştiriye tahammüllerinin olmadığı her hallerinden belliydi.

Susmayı tercih ettim ve izledim olanı biteni.

…………………………

Özellikle 15 yıldır Belediye Başkanlığını elinde bulunduran Cumhuriyet Halk Parti’nin kendi içerisinde oluşan bölünmeler aslında yaklaşan seçimlerin ne denli çekişmeli geçeceğinin habercisiydi.

Son Belediye Başkanı, seçildikten kısa bir süre sonra bizzat kendi meclis üyeleri tarafından dışlanmaya başlandı.

Kendilerince haklı olduklarını düşündükleri bir takım görüş ayrılıklarını parti içi eleştiri dozunu aşarak kamuoyu önünde ve yüksek sesle dile getirdikleri 3 yılı aşkın bir dönem geçti.

Elbette, bizzat aynı sandıktan oy almış Belediye Meclis Üyeleri bu şekilde davranıyor olduklarında arkalarına birilerinin eklenmesi kaçınılmazdı.

Nitekim öyle de oldu; bir süre sonra Uzunköprü’nün CHP’lileri Belediye Başkanının “yanında olanlar” ve “karşı olanlar” şeklinde ikiye bölündü.

İşte bu bölünme bir önceki seçimde alınan yaklaşık 13500 oyun 8000 lere düşmesi ile sonuçlandı ve 3 adayın birbirinden çok az farklarla yarıştığı ve İyi Parti Adayı Ediz Martin’in ipi göğüslediği soluk soluğa geçen bir seçim yaşadık.

…………………………

Bu seçim sonucunu, yani belediyenin kaybedilmesini Uzunköprü CHP’si sonuna kadar hakketmiştir!!..

Esas kaybeden AK Parti ve onun adayıdır.

Adalet ve Kalkınma Partisi adayı tarihi bir fırsatı tepmiştir.

CHP’nin bu denli acze düştüğü söz konusu ortamda Türkiye çapında oy oranı % 3.87’ye düşmüş İYİ Parti adayının nasıl olup da ilçemizde %30 bandında oy alıp Belediye Başkanını çıkartabildiği, o oy oranına nasıl olup da ulaşabildiği onlar için mutlaka cevaplanması gereken bir sorudur!!…

CHP’nin kaybettiği bir Belediye Başkanlığı seçimini AK Parti adayının kazanmasından daha doğal bir şey olabilir mi?

Acaba en alışılageldik taktik olarak seçim öncesi mevcut belediye başkanının kusurları üzerinden yürütülen kampanyalarda illa ki, “Bu CHP gitsin de ne olursa olsun” mottosu partinin seçimi kazanma stratejilerinde zaaf mı yarattı???

Öyle ya, 2019 adayı Azbiye Ataş hanım -kendisine geçmiş olsun dileklerimi bir kez daha iletiyorum, iyi haberlerini alıyor ve seviniyoruz- 13500 oya ulaşmış olan o günün CHP’si karşısında 9000’e yakın oy alarak partisinin bayrağını azımsanamayacak bir başarıyla temsil edebilmiştir.

Ne olmuştur da bu oylar 7600’lere inmiştir?

Bırakın arttırmayı, Azbiye Hanım’ın aldığı 8891 oyu korumayı bile başarabilseydi AKP, şu an Belediye başkanı Sn; Mustafa Ravalı idi.

…………………………

CHP’nin ve AKP’nin olası hatalarından bahsettik ama İYİ Parti ve onun adayı Ediz Martin’in başarısından bahsetmedik.

Biraz da ondan bahsedelim.

Evet, İyi Parti bu devlerin arasından sıyrılmış ve belediyeyi burun farkıyla da olsa kazanmayı bilmiştir. Elbette kendilerini çok, çok tebrik ediyoruz.

Adaylarının “Background”’unun , ortanın soluna yatkın olması hasebiyle hangi partinin adayı olduğuna pek bakılmaksızın CHP’den giden külliyetli miktarda oyu almayı becermiştir.

Buna, yukarıda bahsettiğimiz AK Partinin seçim sathında “CHP’li başkan ne pahasına olursa olsun kaybetsin” şeklindeki –baskın- içgüdülerinin İyi Parti adayının da kulvarda olduğunu hafife alma hatasını yapmaları da eklenmiş ve sürpriz denebilecek bir sonuç ortaya çıkmıştır.

Bu seçim sonucu, CHP ve AKP kurmaylarının başarısızlığı, İYİ Parti kurmaylarının ise başarısı olarak tarihe malolmuştur.

…………………………

Devr-i Sabık yaratmak dedik buralara geldik.

Belediye Başkanımız önceki başkanı sorguluyor şimdilerde.

Hatalı yürüttüğünü düşündüğü başkanlık görevini ve bu görevi yürütürken yaptığı harcama ve tasarruflarını mercek altına almış görünüyor. Hatta, bunu afişler asarak yapıyor.

Sağduyulu hiçbir kişi -parti ayrımı olmaksızın- yanlışın arkasında durmaz. Dolayısıyla ben de durmam. Yanlış bir iş, “Kamu görevini kötüye kullanma” neticesi yaratmış bir eylem varsa hakkedenler cezalarını çekmelidirler.

Ancak; olayın maksadı “Devr-i Sabık” yaratma ülküsüne dönüşmemelidir.

İleride bu bayrağı taşıyacak, başta yeni başkanımız olarak “Bizzat Kendisi” olmak üzere şimdiki ve ilerideki müstakbel Belediye Başkanlarına ucu dokunacak ve onların özgür iradeleriyle hareket edebilme misyonlarını olumsuz etkileyebilecek boyutlara varmamasını umarak yazımızı sonlandırıyoruz.

……………………….

Her ne kadar sürç-ü lisan ettiysek affola.