SIFATIN NE…

Bugünkü yazımın konusunu Belediye’ye ayırmıştım lakin dün akşam yolda yürürken Gazi Caddesinin   sokaklarının birisinde domates, biber satarak hayatını idame ettirmeye çalışan roman bir arkadaş yanıma gelerek;

“Süleyman abi tezgahımın başında müşteri beklerken yanıma S.K isminde bir öğretmen arkadaş yanaştı, fakirin biri de onu görünce ondan 1 lira yardım istedi. O da verdi, bende garibana 1 lira daha vererek git karşıdan tavuk-döner al karnını doyur dedim. Fukara yanımızdan uzaklaşınca eğitmen bana dönerek nasıl olsa AK Parti sizi bakıyor (!) Biz vergi veriyoruz sizlerde yiyorsunuz.” Deyince ben de itiraz ederek;

“Hiçbir parti bize bir şey vermiyor, tezgahımızda ki ürünü satıyor ailemize ekmek götürüyoruz. Kimseden de bir şey beklemiyoruz.” Dedim.

Benim AK Parti üyesi olduğumu tahmin ettiği için ; “Senin sıfatın ne..! Bak ben öğretmenim takım elbise giyip kravat takıyorum, sen çapulcu gibisin. Ben bu ülkeye bir sürü doktor ve subay yetiştirdim, sen ne işe yarıyorsun.” Deyince ben de ;

“İnsan renginden ve elbisesinden sıfat kazanmaz.” Dedim.

Sonra da öğretmen arkadaş bana “Sizin gibiler AK Parti’yi bu ülkede iktidar yapıyor.” Deyip yanımdan uzaklaştı.

Ben bu köşede yüzlerce yazı yazdım, kimilerinde de böyle insanlara tepeden bakarak kişileri aşağılayanlar yüzünden sosyal demokratların 50 yıl daha iktidar olamayacaklarını belirttim. CHP mezhepçilik olmasa bu oyları alması bile çok zor, maalesef insanların rengine, insanların kimliğine ve günlük gelirlerine bakarak siyaset üretip inançlarına göre ayırarak siyaset yapmaya çalışanların sonu hep hüsran olmuştur bundan sonra da böyle olacaktır.

Şimdi ben buradan soruyorum, memur ve işçi vergi mükellefi mi? Onu öğrenelim. Türkiye Cumhuriyetinde memurluk ve işçilik yapan hiçbir birey vergi mükellefi değildir. Vergi nedir bilir misiniz? Malı satarsın ondan bir gelir elde edersin sonra da gidip bir bölümünü devlete vergi olarak verirsin. Yani kazanmadan bu ülkede hiç kimse vergi vermiyor bu bir. Memurun vergisi sadece kağıt üzerindedir, işçininkisini de işyeri sahibi öder. Şimdi memurlara soruyorum, siz muhtasar veriyor musunuz? Siz geçici vergi veriyor musunuz? Siz peşin vergi veriyor musunuz? Gelir vergisi verip üç ayda bir stopaj ödüyor musunuz? En ucuz muhasebe 1.000 TL, memurun muhasebecisi var mı? Gidin bir muhasebeciye sorun kaç çeşit vergi var? Öğrenin bu da iki. Bu ülkede yalnız Bağ-Kur mükellefi vatandaş vergi verir, bir de her ay bir bankaya gider cebinden 300-400-500 lira Bağ-Kur primi öder. Hangi memur hangi işçi cebinden gidip bankaya prim ödüyor? Gelin bana gösterin. Sevgili CHP İlçe Başkanı İnanç SÜLÜŞ kardeşim sizde böyle hasta adamlar çoğaldıkça sizin iktidar olma şansınız azalıyor. Uzunköprü ilçesinde daha en fazla 10 yıl seçim kazanırsınız, ama 10 sene sonra burada da yok olmaya mahkumsunuz. Bir tek şansınız AK Parti İlçe Teşkilatı da sizin gibi insanlara tepeden bakıyor olması.

***                             ***                             ***

Dün Mecliste KILIÇDAROĞLU’nun Grup Toplantısını dinliyorum,  gündeminde sadece Cumhurbaşkanı, IŞİD terör örgütü ve bir de Başbakan vardı. 250 bin Suriyelinin katili Esed’den hiç bahsetmedi. Esed kendi halkının üzerine bombalar yağdırmasaydı acaba IŞİD terör örgütü diye bir örgüt meydana çıkacak mıydı. 1,5 milyon Suriyeli Türkiye’ye göç edecek miydi. KILIÇDAROĞLU’nun gündeminde Bağ-Kur’lu çiftçi, işçi hiç yok, seçim zamanı gelince onun aklına çiftçi geliyor. Beş yıldır hep aynı hikayeyi dinliyoruz, konuşacak başka bir şey bulamıyor. Varsa yoksa Tayyip ERDOĞAN… Almanya ve Amerika Türkiye’yi boşuna dinliyor. Salı günleri CHP’nin grup toplantısını dinlesinler Türkiye’de gizli ne varsa hepsi KILIÇDAROĞLU tarafından dış dünyaya servis ediliyor.