salatayı doğra cacığa ver kaşıklasın çocuğa…

“Kaplan kafesten kaçınca halkın kurtuluşu kafese girmektir.”
Her zaman kafamın etini kemiren şu soru her ne hikmetse seçimden seçime aklıma geliyor;
“İhanetin tavan yaptığı bir dünyada köpekler “sadık” oldukları için mi bu ismi almışlardır?”
Bir bakıyorsunuz yıllardır aynı siyasi parti çatısı altında bocalayıp dururken gün gelir bu insanlar birbirleriyle yarış içerisine girdiklerinde ortalık bir anda toz duman olabiliyor. İşte o zaman aynı siyasi parti çatısı altındaki insanlar gün gelir de birbirlerine rakip olduklarında birbirlerinin kirli çamaşırlar yine bu rakip arkadaşlar tarafından sergilenir. Siz dışarıdan baktığınızda bu kişilerin birbirlerine ne kadar da “sadık” olduğunu düşünür ya da zannedersiniz. Ancak dediğim gibi iş menfaate gelince durum her ne kadar üzücü olsa da maalesef budur.
Dünkü yazımla ilgili olarak arayan gazetemiz müdavimleri öyle öneriler getiriyorlar ki akıllara durgunluk veren cinsten. Mesela dün ben dedim ya;
“Muhalefet milletvekili olan bir kişi Uzunköprü’ye ne getirebilir.?”
“Deniz mi getirecek.?” Falan gibi bir dizi olası hizmetleri sıralayınca gazete okurlarından o yazıya adeta tii geçercesine önerilerle karşı karşıya kaldık n’apalım…
Adam karşıma geçmiş diyor ki ;
“Yahu KASABALI hazır kilisemiz restore edilmişken Uzunköprü’den çıkacak bir vekil kiliseye papaz getirirse ilçemizde turizm patlaması olur…!
Bende diyorum ki ;
“Yahu kardeşim cemaati olmayan kilisenin papazını ben ne yapayım…!”
Bir başkası bir başka öneri getiriyor ;
“KASABALI kafanı yorma bizim insanımız memleket genelindeki HIRSIZLIKLARI görüyor ama kendi yaşadıkları yerdeki amuduyla götürenleri görmezden geliyor…!”
Deyince ne yalan söyleyeyim yutkunurken dilim damağım kurudu. Demek ki bizim bilmediğimiz ama vatandaşın bildiği arsızlardan, hırsızlardan Uzunköprü’de de varmış, adamın dediğinden bu yorum çıkmıyor mu…!
Adam öneri getiriyor ;
“KASABALI Belediye binasını elli seneliğine özelleştirelim, bizim Belediye’yi elli seneliğine Çöpköy’e taşıyalım, hem Belediye’nin DENK BÜTÇESİ borçtan kurtulur hem de Belediyeciler KÖŞE olur…!
Birisi çıkıyor diyor ki ;
“KASABALI ortalık nasıl olsa at arabalarından geçilmiyor, en iyisi mi Belediye olarak Belediye stadyumunda at yarışı düzenleyelim. Hazır ilçedeki 6’lı ganyan potansiyeli de var, ihya oluruz ekonomide patlama olur billah…!”
Bunun gibi bir yığın ipe sapa gelmeyen öneriler işte. Kardeşim her zaman dediğim gibi bir kere daha yineliyorum Uzunköprü’den bu saatten sonra bir cacık olmaz. Bu zihniyet olduğu sürece biz daha yıllarca Keşan’ı, İpsala’yı, Enez’i ve hata Havsa’yı konuşurken yerimizde sayar dururuz.
Bu ilçede Fenerbahçe-Galatasaray maçı kadar Uzunköprü’nün menfaatini konuşan, dert edinen var mı. Var mı bu ilçede kendisinden başkasını düşünen, gazeteler yazıyor çiziyor, karalıyor ara-sıra saçmalıyor. Bugün şu toplantı var, yarın şu toplantı var, sular akmıyor, borular patlıyor, elektrikler kesiliyor, Bakan geliyor, vekil gelmiyor falan filan. Bir beş yıl geçti, bir beş yıl daha geçiyor, ömür bitiyor ama biz hala konuşuyoruz, konuşuyoruz, konuşuyoruz.
Ancak kendimizi avutuyoruz var mı daha ötesi yok hadi be sizde. Ben diyorum bizden de sizden de bu saatten sonra cacık olmaz. Siz hala salata doğramaya çalışıyorsunuz.