Rabbim bana “KULUM” demiş ben sana “ÇUL” desem n’olur…

Cumhuriyet Halk Partisi’nin kuruluş yıldönümü dolayısıyla dün yurt genelinde olduğu gibi Uzunköprü’de de başta Atatürk anıtına çelenk sunumu ve saygı duruşu başta olmak üzere çeşitli etkinlikler düzenlenirken hiç yokken bize gene malzeme çıktı. Şimdi yazsan bir türlüüüüü,yazmasaaaan ; ”Agasını kayırdı” dedirtmemek için hiç olmazsa iki satır karalayalım bari.

Malumunuz üzere CHP’den iki dönem seçilerek Edirne’yi parlamentoda temsil eden Rasim ÇAKIR’ın dün Uzunköprü’de olmasına rağmen ayrıca İlçe Başkanı tarafından davet edilmesine rağmen Cumhuriyet Meydanındaki törenlere katılmaması parti içerisinde eleştirilere neden oldu. Kendisiyle ilgili olarak aday adaylığı konusu günlerce konuşulan ÇAKIR’ın kim ne derse desin dünkü bu etkinliğe katılması beklenir ve gerekirdi diye düşünüyorum.

Hadi bunu geçtik diyelim, ya partideki kutuplaşmalara ne diyeceksiniz. KESEBİR’in etrafında eski DSP’liler, diğer tarafta CHP’liler kümelenmişler kös kös bakışıyorlar. İş mi bu şişmdi? Koskoca adamlar önümüzdeki seçimlerin partilerin değil de bu seçimin şahısların seçimi olacağını hala algılayamıyorlar yazık. Geçen seçimde CHP’nin kıyı ve körfezlerde esen sert rüzgarıyla alınmış olan bu Belediyeler şimdi kendi içlerinde paylaşılamaz olmuş maalesef.

Bu seçim genel değil, yerel bir seçim olacağından millet daha ziyade kişilere bakarak tercihlerini yapacaktır. Örnek, insanlar kendilerine hangi adayı daha yakın görürse ve partiden daha ziyade hangi adaya sözü-nazı geçerse, hangisini samimi görürse kararını buna bakarak verecektir. Yerel seçimlerde partiler her zaman ikinci tercih olmuştur, (dedesinin yolundan gidenler haricinde)

Bir de ; “bizim partinin şu kadar üyesi var” gibisinden parmak hesabı yaparak seçime hazırlananlar var ki bunlar her seçim sonrası hüsrana uğramış olan takıntılı siyaset simsarları olduklarından hesapları hep alt-üst olanlardır. Adaylar netleştiğinde seçimin nihayetini görmek bizim için daha da kolay hale gelecektir şüphesiz. CHP içerisindeki KESEBİR’ciler (DSP) ve İŞBİLEN’ciler (CHP) gruplaşması seçimin seyrini ne derece değiştirir bilinmez ama seçimden sonra KESEBİR’in bir daha bu kasabaya ne zaman uğrayacağı parti üyeleri arasında şimdiden konuşulur olmuş bunu da bu köşeden bilesiniz istedim o kadar.

CHP’de kısaca hal böyle iken AK Parti’de de durum bundan pek farklı değil, teşkilat seçimleri almak için seferber olurken öyle bir grup var ki bunu engellemek için her yolu mübah sayıyor. AK Parti’nin kuyusunu yine ne talihsizliktir ki kendilerini topluma AK Parti’liyim diye lanse eden göçebeler kazmaya çalışıyorlar. Yani AK Parti’nin değil de rakip partinin kazanmasını istiyorlar ki çeşmenin muslukları kesilmesin…!

Seçimler yaklaştıkça daha da bunalan ve bunaldıkça daha da dibe vuran bu zihniyetin çırpınışlarına bakılırsa maneviyatları gibi diğer halleri de bitip-tükenmiş olacak ki artık kişilerle uğraşır olmuşlar. Bu memleketin her odasında ;

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Sözünün bulunduğu Adliye salonları var, Hakimi, Savcısı var. Ancak bu memleketi dingonun ahırı zannedip sağa-sola sataşanlara, işine gelmeyenlere çamur atanlara bizim de diyecek elbette iki çift sözümüz vardır ve olacaktır zamanı geldiğinde. Aceleye ne gerek var ki, o gün gelince bu dediğim kişiler soluğu bakalım hangi üzüm bağlarında alacak birlikte göreceğiz…!

Kaldı ki benim bir kusurum varsa (kusursa) benim ancak kusurumu kusarsın ama Rabbime şükürler olsun otuz küsur bu piyasadayım bir kişi bu ADAM için ;

“Benim kul hakkımla ahırette hesap verecek…!” Diyen Kaymakam şoförü Süleyman abiler olmadı.  Ofset matbaa sahibi Nasuh DÖNMEZ, TARİŞ, VE İLÇENİN  en eski gazetesi TOPTEPE’nin sahibi Hüseyin ABAKAY, MHP Halkla İlişkiler Müdürü Orhan Bey, yerel bir gazete  (!) ve daha neler neler. Hele bir dava sonuçlansın helalleşeceğiz tüm bu saydıklarım ve sayacaklarımla.

Yaaaa efendiler ne demişler açtırma kutuyu söyletme kötüyü. Bu köşede yazılanlar bu meslekte rüştünü ispatlamış birinin kaleminden çıkıyor, karalama yok, iftira yok, hakaret yok, alay etmek yok, küçük düşürmek yok. Eğer sizin de yazılarınızın kamuoyunda değer ve itibar görmesini istiyorsanız sadece ; “ÖNCE İNSAN” diyorsunuz ama İNSANLARA saygılı olmasını öğrenin yeter.

Son sözüm ; “Tahrik etme n’olur, kul hakkı yeme dürüst ol seninki de okunur.”