kaybetme sebebimiz fesatlıktan zor kurtuluruz bu bataklıktan…

10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi Ekmeleddin İHSANOĞLU’nun adaylığı konusunda yılların zıt fikirli ve farklı dünya görüşlerine sahip olan iki siyasi partinin Genel Başkanları BAHÇELİ ve KILIÇDAROĞLU aynı tastan beslenmeye kalkışıp bu iki siyasi partinin seçmenlerini bile şaşırtınca 10 Ağustos’tan sonra CHP ve MHP’nin bundan sonra herkes gül gibi geçinip gideceklerini zannederken ben bunun hep aksini savundum.

Bakın şimdi o tarihte çözülen buzlar yeniden buzul olmaya başladı bile. Bakın KILIÇDAROĞLU PKK terör örgütünün uzantısı olan YPG için ;

“YPG terör örgütü değildir…!”

Derken Milliyetçi Hareket Partisi bu ifadesi için KILIÇDAROĞLU’na ;

“Tedaviye muhtaç bir yaklaşım biçimi…!” diyor.

Daha durun bakalım bu iki siyasi partinin bunlar cicim ayları, hele bir milletvekilliği seçimleri yaklaşsın siz o zaman ki cümbüşe şimdiden hazırlıklı olun. Kardeşim bir kere bakıyorsunuz CHP’liler Berkin ELVAN için ortalığı birbirine katarken Diyarbakır’da kurban eti dağıtırken başı taşla ezilen Yasin kardeşimiz için kılını kıpırdatmıyor. İşte bu iki siyasi partinin anlaşamadığı ve yıllarca daha anlaşamayacakları, uzlaşamayacakları nokta da bu değil mi…

***                             ***                             ***

Dünkü yazımla ilgili olarak birçok telefon alırken şehir merkezine inerek görüştüğüm bazı siyasilerden de olumsuz yönde eleştiriler aldım. Bunlardan birincisi Uzunköprülü bir milletvekili ısrarımdan vazgeçeymişim. Bunun nedeni olarak da Uzunköprü’nün seçmen sayısının az olduğu için siyasi partilerin Genel Merkezlerinin Uzunköprü’ye birinci ya da ikinci sıra milletvekilliği adaylığını neden versin miş. Birinci ya da ikinci sıra öncelikli olarak Edirne’ye ve Keşan’a verilecekmiş.

Bu konuşmalar dün benim iyice kafamı bulandırdı, tam bu konuştuğum insanlara haklılık payı verecektim ki karşımda Uzunköprü’nün gelmiş geçmiş en tecrübeli siyasetin duayeni üç dönem Belediye Başkanlığı ve kısa dönem de milletvekilliği yapmış olan Ahmet İNCEOĞLU…

İmdadıma yetişiverdi. Kendisine konuyu izah ettim, zeki biri olduğu için anında “Yok öyle bir şey.” Diyerek örneklerle tercüman oldu sorularıma.

“Bak KASABALI kardeşim geriye dönerek araştır bakalım rahmetli Evren BULUT Keşan’dan ilk milletvekili seçildiğinde Uzunköprü’nün nüfusu ve seçmen sayısı Keşan’dan daha fazlaydı. Ama adamlar ve seçmenler ortak akılla BULUT’u Meclis’e taşıdılar. Uzunköprü’de bu birlik ve beraberlik var mı.?”

Düşündüm adama hak vermemek elde değil, Uzunköprü’de bırakın bir Belediye Başkanlığını yahut milletvekilliğini İlçe Başkanı daha ortada fol yok yumurta yok iken ilçe kongresine daha üç-beş sene varken Başkanlığını muhafaza ve garanti altına almak için öncelikle parti üye ve delegeleri arasında yer değiştirmeler yaparak partinin içini eniştesini, kaynatasını, kayınçosunu, halasını, dayısını partiye yerleştirerek partiyi büyüttüğünü zannederek küçülttüğünün farkında değiller.

Sayın büyüğüm İNCEOĞLU’nun da dün dediği gibi ;

“Bizdeki bu fesatlık varken bu siyaset batağından kurtulmadıkça daha çoooook ellerin ellerine muhtaç kalırız.”

***                             ***                             ***

Bizim gazetenin yazdığına göre MHP Genel Merkezi özellikle son Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki kendi başarısızlığının faturasını bizim Keşan ve İpsala Teşkilatlarına kesmiş. Yarın öbür gün bu Teşkilatlardaki arkadaşlara disiplin cezaları verilirse hiç şaşırmasın. Kardeşim hem parti içi demokrasi var diyeceksin, düşünce özgürlüğü var diyeceksin ama ille de benim sözümden dışarı çıkmayacaksın diyerek racon keseceksin. Mecbur muyum yahu ben 12 Eylül öncesi yıllarca sopa yediğim bir siyasi partinin peşinden sürüklenmeye. Sorarsanız bizim BAHÇELİ’ye “DAVA ADAMIYIM” der, ben de derim ki o zaman neden 10 Ağustos seçimlerinde DAVAYI bırakıp KILIÇDAROĞLU’nun adamı oldun…!!!