kara’nın kaderi kirlenmekse beyaz’ın kaderi suçlanmaktır…

Emanet edene ihanet, ihanet edene emanet etmeyeceksin demiş atalarımız ama gelin görün ki Mustafa Kemal’in emanet ettiği memleketimin geldiği noktaya birlikte bir göz atalım.

Gazoz kapağını açar gibi soruşturmalar birbiri ardına açılınca memleketin içinde yıllardır birikmiş olan gaz da dışarı fışkırmaya başladı. Eskiden derlerdi de inanmazdım “Türkiye o kadar büyük bir ülkedir ki yıllardır yabancılar dışarıdan bizimkiler içeriden uğraştı durdu ama yine de bu ülkeyi bitiremediler…!”

Bakın bu ülkede PKK vaaar, Hizbullah vaaar, KCK vaaar, DHKP-C vaaar, TSK vaaar(mış) barışı hazmedemeyen muhalefet vaaar yine de bir şey olmuyor, olmuyor, olmuyor işte… Bakın şimdi hükümetin başlattığı barış süreci için herkes elini taşın altına koyacak cesareti kendinde bulurken cesaretsizler ortalıkta fink atıyor.

Hadi Milliyetçi Hareket Partisi ÖCALAN’la yapılan görüşmelerin karşısında olduğunu vurgularken en azından bu tavrı karşısında dik duruyor. Ancak diğer muhalefet partisi olan CHP’ye bakarsak bu siyasi partinin meselenin neresinde olduğunu ve nasıl duracağına henüz karar veremediğini görürsünüz. Yani süreçten yanamııııı, yoksa bu sürecin karşısındamı. Net bir tavırları var mı? Yok. Bir bakıyorsunuz Marmara, Ege ve bazı Trakya milletvekillerini Doğu ve Güneydoğu illerine gönderiyor, bir bakıyorsunuz  ertesi gün Silivri Cezaevine kamp kurmuş…!

Memleket meseleleriyle uzaktan yakından alakaları yok. Bir zamanlar BDP’lilerin yaptığı eylemleri bugün bir bakıyorsunuz Silivri’de CHP’liler yapıyor, yazık…

***                             ***                             ***

SAYIN VALİM BUNU N’PACAAZ…!

“Kayseri ilköğretimine yeni tayin olan öğretmen sınıftaki çocuklara basit sorular sorup çocuklara ısınmaya çalışıyormuş.

Birkaç öğrenciye sorduktan sonra babası tüccar olan birisine sıra gelmiş. Söyle bakalım Mustafa; iki kere iki kaç eder?

Mustafa düşünmüş, düşünmüş, tamam demiş.

Öğretmenim bunu; alacağız mı? Yoksa satacağız mı?”

Aslında ne oldu biliyormusunuz, Edirne İl Genel Meclisinde CHP’lilerin değil, devletin dediği oldu…! Geçenlerde İl Genel Meclis toplantısında genel seçimlerde AK Parti’den milletvekili adayı olduğu için üyelerin tepkilerine neden olan İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ahmet ÇETİN’in görevden alınması talepleri hazır kendileri Makedonya gezisindeyken yerine getirildi. Peki kim gelmiş Özel İdare Genel Sekreterliğine ona da bir bakalım Isparta İl Milli Eğitim Müdürü Muhammet ÖZTÜRK.

Peki kimmiş bu kişi ?

Bizim şimdiki Edirne Valisi Hasan DURUER Mardin Valisi iken bu kişi Mardin İl Milli Eğitim Müdürü. Hasan DURUER İstanbul Avcılar Kaymakamı iken bu kişi gene Avcılar İlçe Milli Eğitim Müdürü idi. Hasan DURUER bugün Edirne Valisi veeeee Muhammet ÖZTÜRK’te Edirne’nin yeni İl Özel Sekreteri.

Bizim CHP’li İl Genel Meclis Üyeleri Edirne’yi, Edirne’nin ilçerini, köylerini, yollarını çok iyi bilen Ahmet ÇETİN’le anlaşamadılar bakalım yeni Müdürle nasıl anlaşacaklar. Yoksa yukarıdaki temsili fıkrada olduğu gibi Valinin karşısına geçip ;

“Biz bu Müdürü n’pçaaaz sayın Valim?” mi diyecekler…!

Hadi kara’yı kirlettiniz görevden el çektirdiniz diyelim, iyi de yepizyeni gelen beyaz’ı şimdi neyle suçlayacaksınız…

***                             ***                             ***

Bunun altından bir çapanoğlu olduğunu duyacaksınız az sabredin, dün Uzunköprü’de gazetenin tekinde “editör” rumuzuyla çıkan bir yazıda Belediye Başkanına öyle bir yağ çekilmiş, öyle bir yaranabilme yazısı döşenilmiş ki okurken kendimden utandım. Meğer bizim Başkan hergün halkın içindeymiş de bizimle birlikte ilçe halkı da bunun yüzünden kendisine ulaşamıyormuş, makamında bulamıyormuş.

Yaaa adam için daha düne kadar ;

“Bazı Belediye Meclis Üyeleri (CHP’li) ile dargın.”

“Kendi partisinin İlçe Başkanı ile papaz…!”

“Edirne iki dönem milletvekili Rasim ÇAKIR’la konuşmuyor.”

Diye nara atanlar iş kendi menfaatlerine gelince böyle methiye düzerler nedense. Bakalım yakında kimlere Belediye’nin kapısı gösterilecek birlikte göreceğiz…! Ateş olmayan yerden KASABALI sigara yakmaz…!