İKİ DOĞRU BİR YANLIŞ

Sayın Belediye Başkanı ve Belediye Meclisinin son aylarda yapmış olduğu iki doğru ve bir yanlışa değinmek istiyorum.

Önce iki doğrudan başlayalım;

Birinci doğru, Telli Çeşme Meydan düzenlemesi. Birileri eleştirse bile halkın ilgisi ve meydandaki esnafın memnuniyetine bakarsan yapılan iş doğru ve güzel. İnsanlar sabah saat 10.00’dan itibaren oturma banklarını dolduruyor ve kendi aralarında koyu bir muhabbete başlıyorlar. Meydanında eski görünümü çok değişti. İlçemiz güzel meydana kavuştu, şehircilik açısından çok güzel bir görüntü. Yalnız bir gerçeği de meydana çıkardı, ilçemizdeki emeklilerin sayısının çok artmış olduğunu gözler önüne serdi.

İkinci güzel şey ise mezbahanın satış kararı veya özelleştirme kararının alınması. Daha önceki yıllarda Belediye Başkanlığı yapan Ömer KULDAŞLI ve Ercan ÇOBASNOĞLU ne kadar eleştirmiş olsalar da bana göre Belediye mezbahayı satabilirse büyük bir yükü üzerinden kaldırmış olacak. Ve da kasap esnafının eleştirisinden kurtulacak, aslında Belediye Başkanı Belediye’nin üzerinde bulunan böyle atıl işletme ve işyerlerinin tamamını satsa hem Uzunköprü halkına ve hem de gelecek Belediye Başkanlarına büyük hizmet bırakmış olacak. Türkiye genelinde bütün kurumların böyle yapması kendileri ve halkı için en doğrusudur. Uzunköprü Belediyesi’nin duyduğumuza göre 7 milyon lira (trilyon) alacağı varsa bunun % 90’ı böyle elden çıkarılması gereken işletmelerdendir. Belediyecilik işletmecilik ve ticaret yapma yeri değildir, halkın suyunu akıtmak bulunduğun şehri modernleştirmek, temizlik işlerini en iyi şekilde yaparak halka huzurlu bir yaşam alanı hazırlamaktır.

Kimse mezbahayı yerinden alıp götürmeyecek, iyi bir işletmeci alırsa kasap esnafı örneğin 120 liraya kestiği hayvanı 60-70 liraya kesecek. Günde 15 kesim yapılırken bu 100-150 kesime çıkacak, daha da modern bir kesim yeri olurken Belediye’de en az her ay 10 bin lira işçilik giderinden kurtarılacak. Bu parayı başka yerlerde kullanma fırsatı olacak, zavallı özelleştirme ve satma karşıtı olanlara şimdi buradan soruyorum;

Rahmetli ÖZAL 1985 yılında köprüleri sattı kimse bu köprüleri sırtına yükleyip memleketine götürmedi. Sadece devleti milyarlarca Dolar zarar etmekten kurtararak, kar etmeye başlattı, olay bu kadar basit.

Gelelim yanlışa ;

Uzunköprü’nün en güzel yerinin ve dışarıdan gelen insanların ilk göz ağrısı olan bir zamanların oturmak için insanların kuyrukta beklediği eski güzel parkımız. (Hükümet konağı karşısı) Bugün ön cephesinin Bankaların bankamatiklerinin sıralandığı ve de en son Muradiye Mahalle Muhtarlığının yapıldığı, bizim gençliğimizin geçtiği Uzunköprü Parkı. Tam bir rezalete dönüştü, karga pisliğinden oturulamayan, yarısının araba parkı olarak kullanılmaya başlandığı bu tarihi parkımız bugünlerde yalnızlıkları oynuyor.  Ben de burasının hazineye ait olduğunu daha yeni öğrendim, şimdiki halinin böyle olması Belediye’nin buraya yatırım yapmaktan kaçınır olması herhalde. Aslında yıllar önce ben aynı olayı ANAP İlçe Başkanı iken Belediye Başkanı Sayın Ömer KULDAŞLI ile beraber yaşadık. Hizmet halinde olan şimdiki Belediye binamız ve itfaiyenin olduğu yer devlete aitti. İki kurum ve kuruluş arasında yapılan sözleşmeyle TEKEL ve Zirai Donatım’a ait olan bu yerler Uzunköprü Belediyesi’ne devredildi. Belediye hizmet binamızda bu şekilde yapıldı, rahmetli Edirne milletvekili Evren BULUT bu işe ön-ayak oldu. Sayın Ömer KULDAŞLI rahmetli Evren BULUT’a bunun karşılığında bir hayrat çeşmesi yapma sözü verdi ancak yerine getirmedi. Şimdi bu parkın çözümü Sayın Belediye Başkanımız Enis İŞBİLEN’le AK Parti İlçe Başkanına düşüyor. İçlerinde bir dirhem Uzunköprü sevgisi varsa bu işe ön-ayak olurlar. Başaramazlarsa bile en azından girişimde bulunduk deyip bu yükü üzerlerinden atarlar. Uzunköprümüz ne Ahmet İNCEOĞLU’na, ne Ömer KULDAŞLI’ya, ne de Ercan ÇOBANOĞLU’na kaldı. Dünya fani, bir gün Çağatay Başkan’da gidecek, Enis Başkan’da gidecek. Kimseye Uzunköprü yar olmuyor, mühim olan ben de Uzunköprü’ye bu eseri bıraktım diyerek anılmak, gerisi teferruat…