Meriç Ziraat Odası Başkanı Ömer Ergin, Türkiye’de uygulanan yanlış hayvancılık politikalarının küçük besiciyi bitirme noktasına geldiğini savundu. Başta kırmızı et ve hayvancılıkta kullanılan yem ve benzeri ürünlerin hepsinin ithal edildiğini vurgulayan Ergin, “Dilimiz söylemeye varmıyor ama yakında çiftçide ithal edilirse kimse şaşırmasın” dedi.
Ergin, hayvancılıkta yaşanan problemlerin çözümünün ithalat olmadığını söyledi. Hayvansal üretimde girdilerin çok yüksek olduğunu savunan Ergin, bu şartlar altında ucuz üretimin mümkün olmadığını kaydetti. Ergin, ithalata dayalı politikalar yerine üretime dayalı politikaların desteklenmesi gerektiğini söyledi. İthalata dayalı politikaların sektörü olumsuz etkilediğini ifade eden Ergin, “Hayvanı ithal edeceksiniz. Hayvana yedireceğiniz ot ve samanı ithal edeceksiniz. Kurban Bayramı’nda keseceğiniz kurbanlık hayvanı bile ithal etmeye mecbur olacaksınız. Yetmedi halkınıza ithal et yedireceksiniz. Sonra da, “Türkiye dünyanın yedinci, Avrupa’nın bir numaralı tarım ülkesi” diyeceksiniz” şeklinde konuştu. “Küçük besici zor durumda” Küçük besiciler sektörden çıkmaya başladığını anlatan Ergin, şöyle devam etti: “Hükümetin verdiği hayvancılık destekleri ithalata gidiyor. Besicinin girdi maliyeti düşürülmedikçe hayvancılıkta sürdürülebilir bir üretim mümkün görülmüyor. Hayvancılık politikası resmen iflas etti. Hükümet, bakanlık bunun farkında değil mi? Et fiyatı artıyor, et ithal ediliyor. Canlı hayvanın fiyatı artıyor, hayvan ithal ediliyor. Kurbanlık hayvan bulunamıyor, ithal ediliyor. Canlı hayvan ithal ediliyor. Koyun, keçi ithal ediliyor. Ot ve saman fiyatı artıyor hemen ithalat kapıları açılıyor. Fabrika yeminin hammaddesi soya, mısır ve diğer ürünler ithal ediliyor. Dilimiz söylemeye varmıyor ama yakında çiftçide ithal edilirse kimse şaşırmasın. Kalıcı çözüm bulunmalı Çözüm ise Türkiye’nin tarımsal potansiyelini akılcı bir politikayla değerlendirerek üretimi ve ihracatı artırmaktır. Milyonlarca hektar araziyi suyla buluşturmak ve suyu verimli kullanmaktır. İthalatı değil üretimi desteklemektir. Günübirlik, hangi noktada sorun varsa sadece oraya yönelik geçici çözüm bulmak yerine bütüncül bir çözüm üretmektir.” Dedi