fayımız dokuz nokta dokuz sayımız üç onda otuz…

“Küçük insanlar kişileri, normal insanlar olayları, büyük insanlar fikirleri tartışır.”

Bu sözü zaman zaman duymuş, okumuş ya da kendini çok bilmişlerin antedlerinde görmüşsünüzdür mutlaka. Sözün açılımını belki de bilmeden sırf edebi yönüne bakarak ya da sırf laf olsun diye kullanarak çok bilmişlik taslayan bir takım insanların çoğu zaman yazdıklarıyla davranışlarının ters düşmesiyle yukarıdaki güzelim sözü öksüz bırakıyor.

Halkın istediğini, halkın arz talep ettiğini değil de kendi egoları ağır bastığından belkide çıkarları doğrultusunda hareket ederek çekememezlik duygusuna mağlup olanların kendi acizliklerini bile kamuoyu ile paylaşma gayretleri, kendi küçüklüklerini gizleyememeleri karşısına aldıkları kimseleri yüceltiyor farkında olamıyor insanlar bazen…

Yazının en tepesindeki bu güzel cümlenin açılımını bir de ben yapayım da millet de AÇILIM…!! görsün ;

KÜÇÜK insanlar:

HAKKI bilirler ama insandaki kusurları görürler… baktıkları noktada kusur ararlar ve algıları o kadar dar’dırki buldukları  noktaya kilitlenirler….

NORMAL insanlar:

HAKKI bilirler tanımaya çalışırlar algılarıı daha açık insanlardır…

olayları görüp sorgulamaya başlarlar..

BÜYÜK insanlar:

HAKKI bilirler, tanırlar, teslim olurlar.. algıları üst düzeydedir…

görev bilinciyle fikir üretir tartışır uygulanması aşamasında sorumluluk alırlar…

RABBıM kendisini hakkıyla bilen kullardan eylesin bizi… (Amin)

“Kıskançlık, bir güvenin kumaşı yemesi gibi, insanı yer, bitirir.” ( Chraysostom )

Sağlık Bakanımız sayın Mehmet MÜEZZıNOğLU’nun Uzunköprü ziyareti esnasında birkaç genç kardeşimiz kendi kafalarına göre bir önceki Belediye Başkanını AK Parti’den Belediye Başkan adayı olarak görmek istediklerine dair bir-iki döviz hazırlayıp Bakanın önünde açmışlar. Ne var bunda? ınsan birilerine olan sevgi ya da sempatisini bir şekilde gösteremez mi? Bunda herhangi bir kasıt aramanın ne manası var.

Pankartları hazırlayan gençler dün gazetemize gelerek önceki Başkana duydukları sevgiden dolayı böyle birşeyi gerçekleştirdiklerini ifade ederken bunun gazetelere konu edilmesinden duydukları üzüntülerini paylaştılar bizimle.

Tamer KAÇAK isimli genç gazetemize gelerek ;

“Pankartları kimsenin haberi olmadan biz yeğenlerimle birlikte hazırladık.” Diye haykırıyor.

Öyleyse neden ki bu kadar korku, korkunun ecele bile faydası dokunmamış bunlara mı dokunacak. Kuldan değil, insanın oysa yaradandan korkması gerekmezmi…!!!

Neden ki bu kadar çekememezlik ve kıskançlık. Alnın secdeye varıyorsa dünya malı Belediye sizin olsa ne oluuur, halkın olsa ne olur.                                 

ışe bakın be kardeşim dünya Papa’nın istifasına kilitlenmiş…! biz nelerden bahsediyoruz.

şunun şurasında bu kasabada çeyrek otuz gazteci var bunlarda ilçede zelzele çıkartmak peşinde. Tüm ülke barıştan bahsederken Uzunköprü kavgadan, bütün ülke kardeşlikten söz ederken Uzunköprü kalleşlikten, insanlar huzurdan konuşurken Uzunköprü’de huzursuzluk çıkarılmak istenir beyaa…

Uzunköprü Belediyesi Başkansız kalacak diye bir endişemiz elbette yok, o makama ısrarla yerleştirmek istediğimiz adamımız ve adayımız da yok. Bütün aday veyahut aday adayları arzu ettiklerinde Uzunköprü Gazetesine gelerek ilçe ile ilgili plan ve projelerini aktarıp anlatacaklardır elbette.

Zira bu gazetenin her sayfası, nüshası, kapısı ve her satırı Uzunköprü’lülere sonuna kadar açıktır. Bu sayfaları hiç kimseye satmış ya da kiralamış değiliz bu da böyle biline…

“Güneşe bağlandı korkuyla önce insan. Sonra ateşe, suya … Ay battı su kurudu gün bitti.. Sevgi kardeşlik dostluktu sonsuz olan…”

Sağlıkla, saygıyla, dostlukla kalın…