Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Edirne’yi Dünyaya Tanıtan Ciğerci “Bahri Bey” Gazetemize Konuştu..!

Bu haberin fotoğrafı yok

Edirne’nin Ciğerini 394 TV programı ile Dünyaya Tanıtan İsim Bahri Dindar kendi adına açtığı yeni işyerinde bu lezzeti dünyaya tanıtmaya devam ediyor…
Ciğerci Bahri BEY; “Tava ciğer bizde artık bir AŞK.”

Türkiye’nin Batıya açılan kapısı, serhat şehri Edirne.

Edirne deyince akla gelen ilk şey, ünlü mimarımız Mimar Sinan’ın yaptığı Selimiye Camii, diğeri de ünü dünyaya yayılan ciğer. Bugün Edirne’yi ziyaret eden herkesin en önce yapacağı işlerden biri bir ciğerciye uğramak oluyor. Edirne’nin ünlü ciğercilerinin başında, tarihi Selimiye Camii’nin tam karşısında, Selimiye’nin gölgesinde bulunan “Ciğerci Bahri Bey’ geliyor.

Yıllarca çalıştığı işyerinden ayrılan ve hizmete giren yeni tarihi ciğercide gelenlere hizmeti veren Ciğerci Bahri Bey (dindar’a)  ciğer yeme zevkini yaşamak için her gün Edirne’nin komşusu olan Yunanistan ve Bulgaristan’dan çok sayıda insan geliyor. Kısacası Edirne’ye komşulardan ciğer turizmi düzenleniyor. Ünü sınırları aşan Edirne ciğeri bu hale tabi ki kendiliğinden gelmedi.  Türk Patent Enstitüsünden “Ciğerci Bahri Bey” ismini alan Dinar Edirne ciğerini tanıtmak için yoğun caba harcıyor. Dindar son yıl içeresinde tamı tamına 394 televizyon programına konuk olarak Edirne’nin ciğerini anlattı. Edirne ciğeri ile ilgili çıkan bütün haberleri restoranındaki bir köşede sergilemeyi ihmal etmedi.  Ünü ve lezzeti sınırları aşan Edirne ciğerinin lezzeti özel ustaların maharetli ellerinde artıyor. Bahri Dinar, Edirne ciğerinde en önemli işçiliğin ciğerin kesimi olduğunu söyledi. ‘Bıcakcı’ ismi verilen özel ustalar Edirne ciğerini bir mermerin üzerinde çok ince yaprak şeklinde kesiyorlar. Daha sonra serpilen tuzla kanı alınan ciğer iyice yıkandıktan sonra bir kevgirde bir süre bekletiliyor. 20 dakika dolapta bekletilen ciğer önce unlanıyor daha sonra da 140 derece sıcaklıktaki bir tavanın içine bırakılıyor. Ciğer 1 veya 1.5 dakika sonra özel maşalarla dışarıya alınıyor. Edirne ciğerinin bir özelliği de yağda kızartılmış biberle servis edilmesi. Edirne’nin en gözde ciğercisi olan “Ciğerci Bahri Bey” köylülere her yıl ihtiyacı kadar biber ektirdiğini söyledi. . Köylülerin yetiştirdiği biber yine köylüler tarafından toplandıktan sonra iplere diziliyor ve güneş görmeyen odalarda kurutuluyor. Kuruyan biberler her gün ihtiyaç ölçüsünde kızgın yağda 1 dakika kızartıldıktan sonra ciğerle birlikte müşteriye sunuluyor. Edirnelilerin ‘En tatlı acı’ olarak nitelendirdiği kuru biberler müşteriler tarafından çok beğeniliyor. Edirne ciğerinin ününü daha geniş kitlelere yaymak için de çalışmalar sürüyor. Edirneli ciğerciler bu yıl yaptıkları ciğer festivali ile yaklaşık 50.00 kişiye ciğer verildi. Ciğer Festivalini her yıl tekrarlamak istediklerinin altını çizen Ciğerci Bahri Bey; “ “Tava ciğer artık bizde bir aşk haline geldi. Bu aşkı da her geçen gün sürdürmek istiyoruz.” Dedi. Zaten bununla ilgili olarak Edirneli emekli Müzik öğretmeni Beyazıt Sansı da boş durmadı ve Edirne ciğeri ile ilgili bir türkü besteledi. Edirne Esnaf Sanatkarlar Odaları Birliği de Edirne Ciğeri’nin patentini aldı. Sansı daha önce de Kırkpınar Marşı’nı bestelemişti. CD’si de hazırlanan Edirne Ciğeri’ni şimdi sadece Türkler değil, Bulgar ve Yunan komşularımız da sevdi.