Meriç Ziraat Odası Başkanı Ömer Ergin, döviz kurlarındaki yükselişin tarım sektörünü iki yönlü etkileyeceğini söyledi. Kurdaki artışın girdi fiyatlarına olumsuz yansıyacağını belirtirken ithal ürünlerin dövizle alınmasının yerli ürünle ithal ürün arasındaki makası kapatacağını ve gıda fiyatlarındaki artışın ithalatla kapatılma döneminin sona ereceğini kaydetti.
Son aylarda dövizin yükselişi hızla devam ediyor. Tarımın ana girdi maddelerinin döviz endeksli olması ise üreticiyi olumsuz etkiliyor. Meriç Ziraat Odası Başkanı Ömer Ergin, kurdaki ani yükselişin sektörü iki farklı açıdan etkileyeceğini belirtti. Mazot, gübre, tohum, tarım ilaçları, yem hammaddeleri başta olmak üzere birçok tarım girdisinin ithalatla karşılandığını anlatan Ergin, “İthal girdilerdeki fiyatın artması tarımda üretim maliyetlerini büyük oranda artıracak. Bu maliyet artışının fiyatlara yansıması ile tüketici gıda ürünlerini daha pahallıya almak zorunda kalacak. Maliyet artışı fiyatlara yansıtılmazsa çiftçi üretim yapamaz duruma gelir” dedi. “Üretim devamlılığı sıkıntıda” Mevcut koşullarda üretimin devamlılığının sıkıntıya düşebileceğini dile getiren Ergin, şöyle devam etti: “Üretim için zorunlu olan girdi ve hammadde ithalatı yapılmazsa üretimin sürdürülmesi zor olacak. Çiftçi üretim yapmak için mazot kullanmak zorunda. Mazotun hammaddesi olan petrol ithal ediliyor. Yani döviz ödenerek alınıyor. Döviz fiyatı arttıkça mazot daha pahallıya gelecek. Seçim öncesi özel tüketim vergisi düşürülerek bu artış yansıtılmamaya çalışılıyor. Fakat bir ay sonra seçim bittiğinde bugün yansıtılmayan zamlar çok daha yüksek oranlı olarak fiyatlara yansıyacak. Bir başka önemli girdi olan gübrede de Türkiye, ham madde bakımından yüzde 90 oranında dışa bağımlı. Ham madde fiyatı arttıkça gübre fiyatı artacak. Çiftçi daha pahallıya gübre kullanmak zorunda kalacak. Üretim maliyetleri artacak ve ürün fiyatlarına yansıyacak. Çiftçi pahallı diye gübre kullanmazsa bu kez verim düşecek ve ürün azalacak. Yine ürün fiyatı artacak. “Gıda fiyatlarını ithalatla düşürme dönemi bitiyor” Gıda fiyatlarındaki artışı durdurmak için hükümetin çok sıklıkla başvurduğu ithalat seçeneği devre dışı kalacak. Dövizdeki artış ithal tarım ve gıda ürünlerinin fiyatını artıracak. Bu nedenle gıda fiyatlarını ithalatla düşürme çiftçiyi ithalatla tehdit ve terbiye etme dönemi sona eriyor. Kırmızı et fiyatlarını düşürmek için yapılan canlı hayvan ve et ithalatı bundan sonra çok zor olacak. Hükümet ithalatta ısrar ederse çok daha yüksek oranda döviz ödemek zorunda kalacak. Dövize ihtiyaç duyulan bir dönemde bunun uygulanması pek mümkün değil. Dövizdeki artışla ithal etin fiyatı yerli etin fiyatından yüksek olursa zaten ithalatın bir anlamı olmayacak. İthal mercimek fiyatı yerli ile eşitlendi Son yıllarda üretimin yetersiz olması nedeniyle en çok ithal edilen ürünler arasında yer alan bakliyatta ithal ürün fiyatı ile yerli ürün fiyatı aynı seviyeye geldi. Kanada’dan ithal edilen kırmızı mercimeğin Mersin Limanı’na teslim fiyatı ton başına 410 dolar. Henüz yeni hasadı başlayan yerli ürün mercimeğin fiyatı da yaklaşık olarak 380-400 dolar. Benzer bir durum nohut, fasulye ve diğer bakliyat ürünleri için de geçerli. Bakliyat ürünlerinde özellikle kırmızı mercimekte dahilde işleme rejimi kapsamında ithalat yapılarak, iç piyasada işlendikten sonra Ortadoğu ülkelerine ihraç ediliyor. Bu şekilde çalışan sadece Mersin’de 25 büyük işletme var. Dövizdeki artış nedeniyle ithalatın pahallı hale gelmesi bu işletmeleri çalışamaz hale getirebilir. Yıllardır büyük mücadelelerle kazanılan ihracat pazarları kaybedilebilir. “Üretim desteklenirse sorun aşılabilir” Dövizdeki artış ithal ürünlere karşı yerli ürüne olan talebi artırabilir. Hükümet bu krizi fırsata çevirmek için ithalata ödediği dövizin en azından bir bölümünü yerli üreticiye destek olarak verirse yerli üretim artırılarak bu kriz aşılabilir. İç piyasanın ihtiyacı karşılanacağı gibi ihracat yapılarak ülkenin en çok ihtiyaç duyduğu bu dönemde ciddi döviz girişi sağlanabilir. Dövizdeki artış tarımı iki yönlü etkileyecek. Türkiye’nin dışa bağımlı olduğu tarımsal girdilerde ve ham maddelerde ithalat faturası büyüyecek. İthal ürünlerin fiyatı aratacağı için yerli ürünlere olan talep artacak. İthalat yerine yerli üretim cazip hale gelecek.”