Büyük düşünmek

Son iki yazımda CHP’nin neden iktidar olamayacağı hakkındaki düşüncelerimi belirttim, aslında benim ne CHP ne MHP ve ne de AK Parti ile bir sorunum yok. Her üç siyasi partide de çok sevdiğim arkadaşlarım var, ben köşemde kendi siyasi yaşamımdan edindiğim bilgileri ve yaşayarak öğrendiğim ülkemiz hakkındaki düşüncelerimi kaleme döküyorum. Zaman zaman yazılarımda Tayyip ERDOĞAN’ın neden bu kadar başarılı olduğunu Türkiye siyasetinde neden devamlı ezberleri bozduğunu anlatmaya çalışıyorum. Tarih olarak dün (Çarşamba) itibarıyla bir devir kapanıp yeni bir devir açıldı, önümüzdeki günlerde bu değişimi geniş bir şekilde kaleme alacağım. Önce bazı konulara açıklık getireyim;

Uzunköprü ilçemizde bizim gazetemiz dahil ikisi günlük diğerleri haftalık toplamda  6 tane yerel gazete bulunmaktadır, şimdi siz okuyuculara soruyorum 12 yıllık AK Parti iktidarında bizim Uzunköprü Gazetesi köşe yazarları hariç hangi yerel gazetede AK Parti için olumlu bir tek  köşe yazısı okudunuz.? Bu adamlar hiç mi güzel olan bir şey yapmadılar. Eyer yazılmış olup da ben görmediysem, Siz bana hatırlatın ben bu köşede yayınlayacağım, beni de biraz mahzur görün. Yazdığım bir yazının tersi gerçekleşsin bir daha yazı yazmayacağım, Allaha şükür benim hayatta bir tek sağlığa ihtiyacım var. Onun dışında her şey hikâye, beni Cumhuriyet Halk Partililerden fazla AK Parti’de yöneticilik yapanlar sevmiyor. Adam kemiğin pirzolalık tarafını yiyor biz bırakın yemeği zarardan bir şey görmüyoruz, bulsalar beni dövecekler. Ricamızı dahi küfür zannedip tam tersini yapıyorlar. 12 Yılda benim işyerimden bir kere alışveriş yaptılar af buyurun 130 lira zarar ettim. Bir de üstelik dilenci olduk…! Hele bizim gazetenin muhabiri Okan kardeşimin yaygaralarına bakılırsa millet de bir şey var zannediyor. Ben ANAP’ta Başkanlık yaparken bütün işim gücüm hırsızlarla ve bir de devleti soyanlarla uğraşmaktı, yalakalık yapamadığımız için düşmanımız çok oluyor. AK Parti’ye Başkan ve yönetici olanlar sınıf atlıyor ama zararını biz çekiyoruz.

KASABALI İsmail kardeşim bile bana CHP ile ilgili yazılarımdan tepki gösterip “bıktırdın” diyor. Onu kızdırırsam benim yazılarımı bilgisayara atmayacak. Bu yüzden kırmamaya çalışıyorum, ne yapalım boynum kıldan ince. Şimdi gelelim yazının başlığına;

“BÜYÜK DÜŞÜNMEK…!”

Bundan 15 ay önce Gezi olayları başlayalı 15 gün olmuş Atalar Caddesinde yürüyordum, benim düşüncelerimi bilen bir kardeşim karşı caddeden haykırarak;

“Biz bu ülkeyi Osmanlılara bırakmayacağız.” Diye bağırarak benim bu sözleri duymamı istiyordu. Bende üzülerek ;

“Hay Allah yahu.” Dedim, siyaset insanın gözünü bu kadar boyuyor mu. İnsan onun gibi düşünmeyince annesini babasını, dedesini veya soyunu inkar edebiliyor mu. Osmanlı benim medar- iftiharımdı, bizim soyumuz Osmanlı iken dünyaya hükmediyor üç kıtada at oynatıyorduk. İstanbul’u fethedip Viyana kapılarına dayandık, halifeliği Araplardan alıp Osmanlı’ya kazandırıp Arabistan yarımadası dahil Afrika kıtasına hükmettik. Bugün Amerika’nın yaptığı gibi benim soyum dünyayı idare etti ama sömürmedi, inancı dolayısıyla insanları katletmedi. Zalimin karşısında mazlumun yanında oldu, 700 yıl dünyaya adalet sağladı onun için ben Osmanlıyım. Göreceksiniz yeni Başbakanımız DAVUTOĞLU Osmanlı gibi düşünen onun gibi Türk dünyasına hükmeden Müslüman dünyasında barışı sağlayıp ticaret anlaşmalarını gerçekleştirerek Türkiye’yi yeniden önder ülke haline getirmeye çalışacaktır.

Büyük düşünen bir vasıftır, herkes büyük düşünemez.

NOT ; Yazıyı yazarken KILIÇDAROĞLU ekranlara çıkıp canlı yayında 5 senedir dinlediğimiz şeyleri söyledi, İsviçre bankalarından kul hakkından bahsetti. Hey KILIÇDAROĞLU, Tayyip ERDOĞAN’a olan düşmanlığını anladık da bu milletin % 52’sine saygın yok mu.? 1960 darbesini yapıp rahmetli MENDERES’in asılmasına sebep olan zamanın savcısı senin gibi konuşup cuntacılara MENDERES’i ve üç Bakanını katlettirdi. Senin bu savcıdan ne farkın var, demokrasi sandıktan çıkıyor bunu daha öğrenemedin mi.