biz kimiz ve neyiz ki seçtiklerimiz ne olsun…!

Milliyetçi Hareket Partisi Edirne ıl Teşkilatının görevden alınmasıyla yaşanan kısa süreli artçı depremin ardından partinin yeniden toparlanma aşamasına girdiği izlenimi verilirken ilginç detaylar dikkatli bakınca gözlerden kaçmıyor.

ıl Başkanı olarak görevlendirilen Gürsel şıMşEK Yönetim Kurulunu oluştururken Uzunköprü’den de dört partiliye yer vermiş. Bu dört kişiden üçü Uzunköprü’de ılçe Başkanlığı yapmış olan Mehmet AKTAş, Erdoğan ORMAN ve Hakan DOğAN bir diğeride Ayhan YENı.

Burada enteresan olan ne biliyormusunuz ? Bu isimlerden Mehmet AKTAş ve Erdoğan ORMAN Kurultay Delegesi olarak Büyük Kurultay’da BAHÇELı’yi değil de rakibi olan Koray AYDIN’ı açık açık desteklemişlerdi…! Hakan DOğAN’da onlarla aynı fikirdeydi. şimdi bu adamların yeniden ıl Yönetimine getirilmeleri sizce de tuhaf değil mi…! Yoksa bu kişiler kurultaydan sonra yeniden BAHÇELı’ci mi oldular ? Yaa şu siyaset ne alem şey değil mi, bir varsınıııız bir yok. Sonra yine var olursunuz, ve sonra yine yok olursunuz, ben bir şey anlamadım siz ne anladıysanız öyle düşünün ama bana kalırsa mevcut ılçe Başkanı Levent SıMEN’in de bu kafa karışıklığı ile Başkanlıkta ısrar edeceğini sanmıyorum…

***                                      ***                                      ***

MHP’de hal vaziyet böyleyken CHP’de neler olup bittiğine baktığımızda ise hiç şaşırmıyoruz. Dün ulusal basının boyalı sayfaları arasında sörf yaparken bir son dakika haberi daha geçiyordu bültenlerde. Haber ne biliyormusunuz? Okuyunda haberiniz olsun ;

“CHP Tunceli eski milletvekili Sinan YERLıKAYA Belediye Başkanlarıyla birlikte AK Parti’ye geçti…!” Siz şaşırdınız mı ? Yooo sizin şaşırmanıza hiiiç gerek yok, çünkü CHP şaşırmış bi kere…!

***                                      ***                                      ***

Siz hiç oturup düşündünüz mü karşımıza milletvekili olabilmek için güvercin taklasıyla gelerek nutuk çekenleri, kazandıktan sonra burnu büyüyenleri ya da seçilemeyip çekip gidenleri ve bir daha dönmeyenleri…

Ve hiç düşündünüz mü bu seçilen vekillerin nice suçlara bulaştıklarını… Kafama takıldı ben bir düşüneyim ve biraz da araştırayım dedim bu adamların ne haltlar yediğini de ne kadar sütten çıkmış bulaşık kaşık olduklarını sizin de bilmenizi istedim bugünkü yazıyla…

Bakın şimdi dün öğle saatlerine doğru yaptığım disiplinli ve kayırmaca olmayan araştırma ve kurcalamaya göre Mecliste bulunan 127 milletvekilinin 904 dokunulmazlık dosyası bulunuyor. Dokunulmazlık dosyalarında milletvekillerine isnat edilen suçlar arasında neler yok ki….

Suç dosyaların milletvekilleri itibarıyla partilere göre dağılımı ise şöyle; 49’u AK Parti, 33’ü CHP, 13’ü MHP, 27 BDP, 1 KADEP, Bağımsız 4.

ışte Türk milletinin karpuz seçer gibi veyahut da cımbızla seçer gibi seçerek Meclise gönderdiği vekillerin suç incileri ;

Başbakan’a hakaret, cinsel taciz, Cumhurbaşkanı’na hakaret, darp, Genelkurmay Başkanı’na hakaret, görevi kötüye kullanma, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, hakaret, hakkı olmayan yere tecavüz etmek…

Bitmediiii dahası vaaar….

 Havaya silahla ateş etmek, iftira, ihaleye fesat karıştırmak, ihtilasen nitelikli zimmet, imar kirliliğine neden olmak, infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak, kaçakçılık, kamu görevlisine hakaret.

Okumaya devam edin siz bunların becerilerini…

 Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, karşılıksız çek keşide etmek, kasten yaralama, mühür bozmak, örgüt üyesi olmamakla birlikte PKK terör örgütü adına suç işlemek, orman alanını işgal ve faydalanma….

Sıkıldınız diii mi…. Az daha var sabredin…

Örgütün hiyararşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suretiyle örgüt üyesi olmak, özel belgede sahtecilik, sahte belge düzenlemek, sahtecilik, silahlı terör örgütüne üye olma, taksirle yaralama, tehdit, terör örgütünün propagandasını yapmak, yaralama, zimmet.

Böyle insanlarla doldurduğumuz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden sizce nasıl bir idare anlayışı beklersiniz… Adamlar adeta ülkeyi yönetmeye aday olmamışlar da işledikleri suçlardan dolayı sadece dokunulmazlık zırhına bürünmek için partileri kullanıp kendilerini kurtarmışlar. Bunun başka bir yorumu olama herhalde değil mi.