Zengezur Koridoru.
Kaçınız bu konuda bilgi sahibisiniz bilmiyorum.
Bu koridor, binyıllar önce Türkün demir dağları eriterek Anayurt Ergenekon’dan dünyaya yayılmasının günümüzdeki türevi ve adeta bir yansımasıdır.
Ben; 18 Ekim 1991’de Azerbaycan’ın bağımsızlığına kavuşmasından bu yana ümitle; bir gün Azerbaycan ile direk sınır komşusu olmayı hayal eden biriyim. Zira; elde edilecek bu komşuluk sadece Azerbaycan ile değil, Hazar Denizi ve onun ötesindeki soydaş devletlerimizle bağlantımız olması demektir.
Kırgızistan ve Türkmenistan Hazar Denizi’ne direk kıyısı olan iki ülke iken, Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan da bu ülkelerle sınırdaş durumdadır.
Düşünebiliyor musunuz, Türkiye ve Azerbaycan ile birlikte toplam 7 Türk Devletinin birbiriyle sınırdaş olduğunu????
Hayali bile güzel.
Hatta ben bu hayalimi bir adım daha ileriye taşıyor ve –birgün- Moğolistan ile şu anda Çin’e bağlı özerk statüde bir bölge olan Doğu Türkistan-Uygur Özerk Bölgesinin de bir gün bu birliğe dahil olduğunun hayalini kuruyorum.
Velhasıl kelam, Zengezur Koridoru işte bu kadar önemli bir geçiş.
…………………………..
Aslında ışık SSCB ‘nin yıkılması ve Rusya’ya dönüşmesi ardından yanmıştı. 1991’de.
Azerbaycan ve Ermenistan’ın Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nden ayrılıp iki ayrı devlet haline gelmesinin hemen ardından tehlike(!) fark edildi ve derhal Ermenistan Azerbaycan topraklarına girdi, gerekli ve yeterli bir kısmını işgal etti ve hala hayalet ve tanınmayan bir devlet olan Dağlık Karabağ Cumhuriyet(!)’ni kurdu.
Batının en büyük karabasanlarından biri olan Türk Cumhuriyetlerinin birbirine komşuluğu ülküsüne bir set çekildi.
Peki oynanan bu oyunu Türkiye fark etmedi mi??
Gördü.
Ama bırakın itiraz etmeyi, 36. Paralelden aşağı inemezsin emriyle kuzuya döndürülmüş, kendi teröristi ile mücadele etme hakkı bile elinden alınmış zavallı ülkem soydaşlarına yapılan zulme –maalesef- seyirci kaldı.
Azerbaycan, bağımsızlığından sadece 6 gün sonra başlatılan bu haksız işgale karşı koyacak güce ve orduya sahip değildi. Bu oldubitti için senaryo yukarılarda bir yerlerde yazılmıştı. Ermeni ordusu işgal ettiği topraklardaki Azeri nüfusunu asimile etmeye başladı. 26 Şubat 1992 de Hocalı kasabasına giren 2000 kişilik Ermeni milisleri 259’u çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere 613 soydaşımızı katletti. 487 ağır yaralı, 150 de kayıp vardı.
Bu konulara girersek çıkamayız ve bu yazıyı yazma amacımızdan uzaklaşırız.
Barbar tanımlaması ile literatürlerine aldıkları Türklere aslında barbarlık yapan hep batı dünyası ve onun Pagan kültüründen bir türlü kurtulamamış torunları olmuştur.
Türkler, savaş meydanından ayrıldıktan sonra tek bir cana dahi kıymayan, hele hele kadına, çocuğa ve yaşlıya asla dokunmayan dünyanın görüp göreceği yegane asil insanlardır.
………………………………
Derken zaman geçti.
Ta ki, 27 Eylül 2020’ye kadar. 29,5 yıl.
Aradan geçen süre içerisinde güçlenen, özgüvenini kazanan ve soydaş Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğini de arkasına alan Azerbaycan 40 gün süren bir mücadele sonucu 10 Kasım 2020, tam da Atamızın ölüm yıldönümü günü yasımızı azalttı ve müjdeli haber geldi; Dağlık Karabağ işgalden kurtarıldı.
Yenilgiyi hazmedemeyen ve sivil alanları da mayınlarla dolduran Ermeni güçleri çekilmek zorunda bırakıldı. Mayınların temizliği aylar sürdü.
………………………………..
Zengezur Koridoru ve onun önemine tekrar geri dönelim ve şimdi gözümüzü Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne çevirelim.
Nahçıvan, Azerbaycan’a bağlı, ancak Azerbaycan ile sınırı olmayan küçük denebilecek( yaklaşık 5500km2) bir toprak parçasıdır. Türkiye ile 17km uzunluğunda bir sınıra sahiptir. Azerbaycan ile arasında, Ermenistan’dan İran sınırına kadar inen, Ermenistan’a ait bir toprak parçası bulunmaktadır. En güneyde, Nahçıvan ile anayurt Azerbaycan arasında 43km uzunluğunda bir hat teşkil eder ve aynı hat Ermenistan-İran sınırını da oluşturmaktadır.
İşte biz buradan geçecek bir kara ve demiryolu arzu ediyoruz.
Bu yolların geçeceği kadar dar bir koridora talibiz.
Fakat heyhat!!!…
Buna engel olmak adına aralarında İran’ın da olduğu neredeyse 7 düvel bir araya geldi, geliyor ve ellerinden gelen hemen her türlü çirkinliği yapıyorlar.
……………………………….
Oysa biz; Ermenilerin bir ulus olduğunu, İran’ın bir ulus olduğunu gerekli saygıyı göstererek kabul ediyoruz.
Sadece aynı saygının Zengezur Koridorunun açılmasına da, yani Türk Ulusuna da gösterilmesini istiyor, bekliyor ve ümit ediyoruz.
Bu saygıyı görmediğimizde ne mi yaparız?
Tarihimize bakmaları yeterlidir!!!…