Yine Cumhuriyetin Partisi yine bize malzeme. Ama daha dün yeni işyerimizin açılışı ile gazetemize hayırlı olsun ziyeretleri için gelenlere ayıp kaçmasın diye ilk günden bindirme yapmayayım desem de dayanamıyor insan klavyenin başına oturunca işte.
Neyse gelenlerden de gelemeyenlerden de Allah razı olsun diyelim bağlayalım bitsin de işimize bakalım.
şu hani Paris’te öldürülen PKK’nın kurucularından CANSIZ soyadında bir karı vardı ya, işte o karı için PKK’lıların resimlerinin bulunduğu bir ortamda taziye ziyaretine giden CHP’nin vekiline taktım hani.
Bu vaka bu vekilin ilk potu değil elbette, daha öncede teröristler için ;
“güzel çocuklar” demişti ve partisinin Genel Başkanı KILIÇDAROğLU’da bunun hemşehrisi olduğu için bu Hüseyin AYGÜN denilen adama kimse hişşt dememişti. Adam aldığı bu cesaretle PKK’nın kurucusuna taziyeye gidiyor. ışe bak yaa.
Ne çıkıyorsa her ne hikmetse CHP’de çıkıyor bu tür oyunbozanlar. Baktım, araştırmaya gerek duymadan aha şuraya yazıyorum MHP’de bulamadım ama iktidar partisinde de kürt kökenli vekiller var bu adamlar neden çıkıpta iki çift laf edemiyor? Etmiyor. Bunu bizzat bizim mahalli CHP’li politikacılara sordum dedikleri şu oldu ;
“Onlarda demokrasi yok…!”
Hay tüküreyim sizin demokrasi anlayışınıza ben. “Bu ülkede demokrasi yok” dediler her naneyi yediler. Yetmedi bu “ülkede demokrasi var kardeşim” dediler üzerine tüy diktiler. Türkiye’de en ucuz bir şey varsa hiç şüphesiz onun adı DEMOKRASı’dir.
Ben onu bunu bilmem ımralı ile görüşmeye meraklı olanları seyrederken şehit ailelerini ne söyleyerek zaptedecekler onu merak ediyorum. Sessiz fırtınanın sonunu merak bile etmiyorum zira kıt aklımca bunu tahmin edebiliyorum.
Yağcılık olarak veyahut sempati olarak falan algılamaytın ama ımralı konusunda benim düşünceme ve inancıma göre MHP’nin Genel Başkanı dik durarak şehit ailelerinin acılarına merhem olmaya çalıştı. Herkes rotasını ımralı’ye çevirmişken BAHÇELı adeta ;
“Ben bu bahçede oynamam” dedi. Bence iyi de yaptı. Eeee ne diyorlar her sıkıştıklarında ;
“Bu ülkede demokrasi var”
“Demokrasi” ve “demokratik devlet” kavramlarının kullanımı konusunda büyük bir eksiklik vardır. Bu kelimeler açıkça tanımlanmadıkça ve anlamları üzerinde uzlaşılmadıkça insanlar bu anlam karmaşası üzerinde yaşamaya devam edeceklerdir ve bu tartışmalar demogoji yapanların ve despotların işine yarayacaktır.” Diye haybeye dememişler dii mi ama. Ama bizim memleketin pıtırakları bol, yapağısı da kara olduğundan insanının da siyasetçisinin de işte böyle ufku kararıyor napalım, yapacak bir şey yok.
Herkes DEMOKRASı’yi bildiği gibi değil, olduğu gibi değil, istediği gibi algılıyor. Sonra ne mi oluyor? ışte bugün olduğu gibi ister istemez insanın midesi kürt sorununu daaaa, açılımını daaa benim ki gibi kaldıramıyor.
Oldu olacak yazıyı şöyle süsleyelim olsun bitsin.
“ Orta Asya’da yeşerip, dünyaya kök salan,
Koca bir çınar olup, asırlardır solmayan,
Çin’e korkular salıp, kalın surlar yaptıran,
Kür şad’ın torunları olan, biz değilmiyiz.
Demir dağlar eritip, Ergenekondan çıkan,
Oğuz, Uygur, Göktürk devletlerini kuran,
Düşmanlarına karşı, nice destanlar yazan,
Onaltı devleti kuran kim, biz değilmiyiz.”