yine aynı Avukat, yine benzer şikayet okuyacak çocuk istemiyorsa şayet…

Hafta sonu milyonlara varan sekizinci sınıf öğrencilerinin girdiği Seviye Belirleme Sınavı (SBS) sonuçları açıklanır açıklanmaz ulusal basının renkli renkli sayfaları da başarılı olan öğrencilerin kayıtlı oldukları dershanelerin reklamları ile donatılmaya başlandı. Uzunköprü’de de benzer reklamların Belediye’nin bilboardlarını süslemesi yakındır. Bu öğrencilerin başarısında öğrenim gördükleri okullarındaki öğretmenlerin hiç mi başarısı yok da dershaneler her yıl bu […]
Yazarlar - 15 Temmuz 2013 10:49

Hafta sonu milyonlara varan sekizinci sınıf öğrencilerinin girdiği Seviye Belirleme Sınavı (SBS) sonuçları açıklanır açıklanmaz ulusal basının renkli renkli sayfaları da başarılı olan öğrencilerin kayıtlı oldukları dershanelerin reklamları ile donatılmaya başlandı. Uzunköprü’de de benzer reklamların Belediye’nin bilboardlarını süslemesi yakındır.

Bu öğrencilerin başarısında öğrenim gördükleri okullarındaki öğretmenlerin hiç mi başarısı yok da dershaneler her yıl bu zamanlar ön plana çıkarılır. Peki bütün sene boyunca dershanelere gidipte başarısız olan öğrenciler neden gazete ya da bilboardlarda afişe edilmezler.

Başarılı olanlar bizden, başarısız olanlar bizden değil. Var mı böyle kesekağıdı, yıllar önce özel dershaneler olmadan okuyarak bir, hatta iki üniversite bitiren nice cevherler aramızda dolaşıyor ve konuşuyor bu reklam içeren, menfaat kokan dershane reklamları için. Başarılı olan çocuklarımızı elbette can-ı gönülden tebrik ediyor, kutluyorum. Elbette onların isimlerinin ve resimlerinin bilboardlarda, gazete sayfalarında yer alması onları onare edecek diye düşünüyorum.

Ancak temin de dediğim gibi bir yıl boyunca dershaneye gitmiş ancak başarısız olmuş olan öğrencilerimizin o gazetedeki ya da bilboardlardaki arkadaşlaını gördüğü andan itibaren bu çocukların o anki ruh halini hesap edip düşünebiliyormusunuz.

Benim şahsi fikrimi kimse sormaz ama ben başarısız olan öğrencilerin yanındayım, onlar da bizim çocuklarımız, bir de aile bütçesinden dolayı dershanelere verecek parası olmayan fakir çocuklarımızın yanındayım.

Siz mi değerli dershane eğitimcileri….! Siz benim bahsettiklerimi hiç tanımazsınız…! Siz onları hiç görmediniz ki…! Onlar sizi hep gördü, ama sizlere ulaşmak ne mümkün değil mi…!

Evet geçenlerde benim de dikkatimi çekti, yahu kardeşim tutturmuşlar bir İmam-Hatip sevdasıdır gidiyorlar, yok efendim kayıtlar başlamışmış, yok efendim bu okullara olan ilgi her geçen gün artıyormuş falan filan. Bizde bu okuldan mezunuz, ama milletin kafasına zorla İmam-Hatip Okulu sokulmaz ki. Kaydını hangi okula yaptıracağını siz öğrenciden ya da öğrenci velisinden daha iyi mi bileceksiniz. Yani neredeyse insanlara tövbe haşa;

“İmam-Hatip’te okumak farzdır…” diyeceksiniz. Millet bu tür ilan, reklam veya haberleri görünce dininden soğuyor be. Alın size bu konuyla ilgili son bir örnek. Sevgili büyüğüm Uzunköprü’nün sevilen ve tanınmış Avukatlarından Özkan YÜMSEL’in sosyal paylaşım sitesindeki düşüncelerinin noktasına virgülüne dokunmadan aynen aktarıyor ve yorumunu siz okurlarımıza bırakıyorum ;

“NE İSTENİYOR ANLAMIYORUM. ZORAKİ İMAM HATİP OKULLARINA ÖĞRENCİMİ BULUNACAK? YARABBİM. BU NE ACI,YA BIRAKIN OLMUYORSA OLMUYOR. SİZE BİRİLERİ GÖREV Mİ VERDİ. İMAM HATİP ORTAOKULUNA VEYA LİSESİNE ÖĞRENCİ BULUN DİYE?

VALLAHİ MİLLETİ DİNDEN SOĞUTUYORSUNUZ SÖYLEYEYİM. NEREDE GÖRÜLMÜŞ GAZETEYE REKLAMLA İMAM HATİP OKULUNA ÖĞRENCİ ALMAK. SİZ ÖZEL OKULMUSUNUZ? REKLAM YAPIYORSUNUZ.”

***                             ***                             ***

Bildiğim kadarıyla şuraya not düşüyorum ki devletin bürokratları hiç bir hükümetten çekmemiştir bu hükümetten çektikleri kadar…! Son yıllarda Edirne adeta Bakan istilasına uğruyor, “oturmak yok açılışa devam” sloganıyla bürokratlar daha geçen Pazar (tatil günü) bazı Bakan’ları karşılarken bu Pazar’da Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM’la hemşehrimiz Sağlık Bakanı MÜEZZİNOĞLU’na birkez daha ; “hoşgeldiniz” dediler.

Şimdi henüz hiçbir bürokratın ağzından ;

“Yeter beee, her Pazar her Pazar Bakan karşılamak mı olurmuş…!” duymadım ama bugüne kadar milletvekilinden başka parlamenter göremeyen Edirne ve ilçeleri bugün sık sık devletin Bakanı’nı ağırlıyorsa bizim buralarda birşeyler oluyor demektir.

***                             ***                             ***

GÖZÜNÜ SEVDİĞİMİN BÜROKRASİSİ…!

Bir bürokrat görevli olarak Şehirden kasabaya giderken yolda sulak ama bataklık bir yerde mola vermiş.

Nasıl olduysa ayağı kayıp bataklığa düşmüş. “İmdaaat boğuluyorum. Kurtarın beni” diye bağırmaya başlamış. O civardan geçmekte olan bir köylü sesi duyup yaklaşmış. Bürokrat: “Bataklığa düştüm kurtar beni” demiş. Köylü “geçmiş olsun” demiş. Ama kurtarmak için hiçbir gayret göstermemiş.Bürokrat paniklemiş, ister istemez “Lütfen bir dal uzat kurtar beni” diye yalvarmış.Köylü:”Olmaz. sen şu anda hazine topraklarının üzerindesin. Hazine malından birşey almak suçtur.” Bürokrat ” Sen dalgamı geçiyorsun ölüyorum” diye bağırmış bürokrat.Köylü istifini bozmadan cevap vermiş. “Ben hazine malını alıp suçlu duruma düşemem. Fakat seni de böyle bırakacak değilim.Gidip muhtara haber vereceğim.O Kaymakam’a. Kaymakam da Valiyi arar mutlaka.Kaymakam mal müdürüne talimat verir. şayet hazine arazisi değilse itfaiyeye talimat verir ve seni kurtarırlar.”

Bürokrat:”Yahu bunlar oluncaya kadar ben ölürüm..”

Köylü gülmüş: “Ben ölmezsin demedim.Ölsende mevzuata uygun ölürsün…!”

BENZER HABERLER