ERMENİ ; “Ermeniler, bölücü ve işgalci emeller taşıyan Avrupalı devletlerin etkisiyle silahlı isyan, bölücü davranışlar ve terör yaparak devletin işleyişini engellemiş bir millettir…!”
ÇAPULCU ; “kendisine ait olmayan mallari zorla veya yağmalayarak alan kimse…!”
TÜRK MİLLETİ ; “ “Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en alasından bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela, korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı onların oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.” (ATATÜRK’ün anlatımı)
Yakın geçmişimize şöyle bir göz attığımızda bu memlekette bazı insanlar zaman zaman Ermeni oldu, zaman zaman Hrant DİNK oldu, bazen çapulcu, ara-sıra da davulcu oluverdi. Yani bu ne demekmiş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti özgür bir ülkeymiş, Türkiye’de düşünce özgürlüğünün yanısıra Başbakan’a, Başbakan’nın karısına bile küfretme özgürlüğünü…! Kullanan bu zavallılar kılıktan kılığa girip arzu ettikleri herşeyi oldular ancak bir türlü insan olamadılar…!
Ülkedeki istikrarı, barış ve demokrasiyi hazmedemeyenler mevcut hükümeti demokratik yoldan etkisiz hale getirmek (sandıkta) yerine çapulculuk yaparak al aşağı etmeyi tercih ediyorlar. (çapulcunun sözlük anlamı yukarıda) Gezi Parkı’nda çakılan kibritin kıvılcımlarının başka yörelere de sıçratılmak istenilmesindeki amaç bölücülükten, kaos ve anarşiyi yeniden hortlatmaktan başka ne olabilir.
Gezi Parkı olayları biter bitmez bakarmısınız neler oluyor memlekette ;
* Şırnak’ın Cizre ilçesinde bir grup maskeli çapulcu sözde asayiş polisi kurma teşebbüsünde bulunuyor.
*Tunceli’nin Pülümür ilçesinde yapımı süren jandarma karakol şantiyesini basan çapulcular şantiye şefini kaçırıp araçları ateşe veriyorlar.
*Diyarbakır Lice’de karakol yapımı istemeyen çapulcu grupla emniyet güçleri arasında çatışma çıkıyor insanlar yaralanıyor, ölüyor.
* Son olarak yine Lice’de çıkan olaylarda yine çapulcular tarafından bir jandarma uzman çavuş kaçırılıyor. İş mi yani bunlar…!
Gezi Parkı olaylarında istediklerini elde edemeyen ve kendilerine “çapulculuğu” yakıştıranlar bu olaylara alet olmayarak kenarda kalan Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan insanları da yukarıda saydığım çirkin gelişmelerle ateşin içine atmayı bir nebze olsun başardıkları (!) için mutluluğun doruklarına ulaşmışlardır herhalde.
Biliyorum Uzunköprü’de geçenlerde Gezi Parkı olaylarına destek için bir şekilde cadde ve sokaklara çıkarılan çocuk yaştaki gençler bilmezler ama onları yürütenler şimdi sıralayacaklarımı çok iyi bilirler.
Bakın şimdi bundan önceki bütün darbe teşebbüslerinde kendiliğinden geliştiği izlenimi verilmiş öğrenci olayları, toplumsal gösterilerin hepsinin önceden ayarlanmış, yönetilmiş ve yönlendirilmiş hareketler olduğunu görmedik mi? İsterseniz 28 Şubat’ın Ali Kalkancılarına, Müslüm Gündüzlerine, Aczmendilerine, isterseniz 12 Mart öncesinin Deniz Gezmişlerine, isterseniz 12 Eylül öncesinin Kahramanmaraş, Çorum, Sivas hadiselerine kadar uzanın. O olaylar da yaşandığı esnada halkın olağan hareketleri veya tepkileri olarak sunuluyordu, çünkü başka türlü zaten etkili olamazdı. Provokasyonun provokasyon olduğu bilindiğinde şimdiki gibi etkili olamıyor işte, onun için ısrar etmeniz sizin bilgi kaynağınızın zayıflığından başka birşeyi göstermez.
Gezi Parkı olayları sürerken bundan yaklaşık bir ay önce dört polisimiz girdiği bunalım sonucu intihar etmişti, çok geçmeden Cuma günü de biri Bolu, biri Bilecik ve birisi de Düzce!de olmak üzere üç polisimiz peşpeşe intihar etti. Lafa geldiğinde Ermeni olan, Hrant DİNK olan çapulculcular polis olmayı aklına getirmezler, getirmesinler de zaten çapulcudan polis olmaz…