Türk’ün aklı ya yazarken ya da kaçarken gelir diye eski bir tabir vardır ya hani benimki de ancak geldi anasını satayım, n’apayım.
Şimdi dünkü yazımda uzunköprü’de siyasi arena ısınıyor demiştik ya şu biryerlere aday olacaklar için. Bırakın ısınmayı kaynayıp buharlaşmaya başlamış inanın, bu ne dedikodudur be kardeşim. Herkes şimdiden sıralamaya girmenin telaşı ve yollarını arar olmuşlar. Herkes birbirinin açığını gazeteler aracılığı ile nasıl uçurayım da meydan bana kalsın düşüncesi içerisinde.
Hal böyle olunca benimde aklıma daha önce gelmeyen hinlik geldi. Şimdi ben buradan ahaliye diyorum ki gelin bre heeyy millet şu İlçe Başkanı olan ve olacaklara, Belediye Meclis Üyesi ve İl Genel Meclis Üyesi olacaklara adaylık ücretlerini yatırdıkları andan itibaren MAL VARLIKLARINI AÇIKLAMALARI için baskı uygulayalım belki işe yarar.
Çünkü biliyorsunuz, biliyoruz ki herhangi bir siyasi partinin İlçe Başkanlığına, Belediye Meclis Üyeliğine ve İl Genel Meclis Üyeliğine gelen adamların bildiğimiz yaşam tarzları çok çabuk değişiyor. Örnek ya da isimlerini yazsak ne gerek var adamları durduk yerde rencide etmeye değil mi…! Bir kere ben adlarını yazmaya utanırım, kaldı ki benim ne kadar utangaç biri olduğumu yakinen bilirsiniz.
Şimdi desem ki size bana sizin dediklerinizi ;
“Yahu adam devlet memuru iken bisiklete binerdi, şimdi kendisinde de çocuğunda son sistem Passad araba.” (araba markalarından anlamam başkasına sordum)
“Siyasete atılmadan önce ilçede adını-sanını duyan bilen yoktu, Başkan olduktan sonra vergi rekortmeni oldu.”
“Köydeyken hali vakti pek te kötü sayılmazdı ama siyasetle birlikte pancarcılığa bulaşınca imparator oldu.”
Bu ve benzer rivayetlerin önünü kesmek için lütfen ama lütfen hiç olmazsa gürültü kirliliğini önlemek için hadi dernekleri bırakın da hiç olmazsa Oda Başkanları ile siyasi Parti İlçe Başkanlarından, Belediye Meclis Üyelerinden ve özellikle İl Genel Meclis Üyelerinden MAL VARLIKLARINI AÇIKLAMALARINI ısrarla isteyelim. Korkmayın bunu isterken sizlerin cebinden bir şey çıkmayak, ben garanti veriyorum.
*** *** ***
İçinde bulunduğumuz şu günlerde siyasi partinin birinde bir kaset, bir ses kaydıdır kulaktan kulağa, ağızdan ağıza, dilden dile konuşulur olunca bunu da en son nedense ben duyarım. İddiaya konu bu ses kaydını elinde bulunduran zat-ı muhteremin teki, ses kaydından haberdar olanlara yine iddiaya göre öyle korku salmış ki sormayın gitsin. Bana bunları diyen koca koca adamlar ses kayıtları ile ilgili olarak ;
“Bu siyasi parti de kimlerin nerelere aday olacaklarını bu muhterem kişi belirler…!”
Sözlerini söylemekten de geri kalmıyorlar haberiniz olsun dedim. Şimdi yazının başlığını tam buraya yerleştirip okuyun da daha manidar olsun…!
*** *** ***
CHP Genel Başkanı KILIÇDAROĞLU’nun meşhur kaset dalgalanmaları konuşurken BAYKAL’ın gözünün içine baka baka anlattığı fıkra geldi birdebire aklıma isterseniz sizede aktarayım abes kaçsa da mübarek ayda.
Adam eşinden şüpheleniyor kendisini aldatıyor mu diye, bunun için bir dedektif tutuyor. Dedektif başlıyor hergün kadını takip edip izlemeye. Birgün kadın bir kafede genç yakışıklı biriyle buluşuyor, bir süre konuştuktan sonra kafeden ayrılıp evinin yolunu tutuyorlar. Buraya kadar olanları dedektif herşeyi resmediyor, fotoğraflıyor ve takibe devam ediyor. Kadınla delikanlı eve giriyorlar dedektir bunu da fotoğraflıyor, kadın üst katta soyunmaya başlıyor ancak pencerenin açık olduğunu farkedince hışım hızıyla perdeleri kapatıyor.
Adam dedektife işin sonunu soruyor ;
“-Ne oldu var mı herhangi bir gelişme.?”
“-Efendim tam tespit edecektim ki perdeler kapandı, film koptu…!”