vicdanı olmuş kapkara gazeteci Abdullah DİLİKARA…!

Geçen hafta içerisinde Perşembe ve Cuma günü AK adamların Uzunköprü’de önümüzdeki Belediye seçimlerinde başarısız olacaklarını, hatta kazanamayacaklarını yüksek sesle bu köşeden haykırınca doğal olarak eleştiri ve tepki oklarının hedefine oturtulduk. Hatta bu kaleme aldıklarımı şaka olarak algılayanlar bile olmuş, ancak dediklerim ve söylediklerim harfiyen benim ülke genelindeki genel politikalara bakarak ortaya attığım tezlerden çıkan sonuçlardı. […]
Yazarlar - 25 Kasım 2013 11:25

Geçen hafta içerisinde Perşembe ve Cuma günü AK adamların Uzunköprü’de önümüzdeki Belediye seçimlerinde başarısız olacaklarını, hatta kazanamayacaklarını yüksek sesle bu köşeden haykırınca doğal olarak eleştiri ve tepki oklarının hedefine oturtulduk.

Hatta bu kaleme aldıklarımı şaka olarak algılayanlar bile olmuş, ancak dediklerim ve söylediklerim harfiyen benim ülke genelindeki genel politikalara bakarak ortaya attığım tezlerden çıkan sonuçlardı. Hele hele son olarak hükümetin dersanelerin kapatılması konusunda cemaatle ters düşmesi bugün için hafife alınacak konulardan biri değildi bana göre. Zira cemaatlerin bu memlekette potansiyel bir güç olduğunu herkes biliyor ve kabulleniyor.

Mübarek ülke gündemine televizyon ekranlarından ve ulusal basından bakıyoruz bukelamundan farkı kalmamış maalesef. Her saatte bir gündem değişir mi eğer memleketin adı TÜRKİYE ise maalesef izlediğiniz üzere değişiyor demek ki.

Bakın son olarak Mısır Büyükelçimiz elçilikten KOVULDU…!

***                             ***                             ***

Uzunköprü ise aksine tam bir gündem fukarası, Kurtuluş Bayramı, Telli Çeşme Meydanı’nın hala yap-boz tahtasına dönüşmüş içler acısı hali, yeni köprünün ışıklandırılması konusunun ping-pong topu misali bir Belediye’ye bir Karayolları’na havalesi ile köprünün karanlıkta kalmasına müsaade edilmesiyle birlikte yerel yöneticilerin başarısızlığı ilçenin göbeğinde sırıtmaya devam ediyor.

Biz bunları kaleme alınca, muhalefet olunca doğal olarak tepkiler şahsımıza çevriliyor, peki AK adamlar köprünün ışıklandırılması ya da Telli Çeşme Meydanı’nın geciktirilmesi konusunda neden çıkıp tek bir çift laf edemiyor, etmiyor. Neden olacak onlarda kazanamayacaklarının farkına vardılar da ondan…!

***                             ***                             ***

Cumartesi günü Abdullah Öcalan’ın üniversite yıllarında namaz kıldığını söyleyen gazeteci Abdurrahman Dilipak, “Abdullah Öcalan aslında yabancı birisi değil, aileden biridir. Üniversite yıllarında namaza falan da giderdi. Fikir Kulübü içerisinde Hasan Celal Güzel’lerin bulunduğu ortamlarda olan biri. Üniversite yıllarından beri devletle ilişkili. Hanımı MİT ajanıydı, kayınpederi de MİT’te önemli bir göreve sahipti.

Yani aileden derken, yabancı birisi değil. Birileri aynı ülkenin çocuklarının gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet ürettiler. Tavşana kaç, tazıya tut dediler. O dönemde bir takım örgütler ses getiriyordu. Yani aslında Apo’da sistemin kurbanı…!” Sözleriyle yeni bir tartışmanın fitilini ateşleyici bir açıklama yapıyordu. Bu açıklamasıyla hangi akla hizmet ettiğini çözemediğim bu ukala gazeteci geçmişteki beyan, demeç ve köşe yazılarıyla da milleti şaşırtmayı, kızdırmayı, kırmayı, becerdiğini bu memlekette bilmeyen kalmamıştır ancak ortaya attığı iddialar o kadar sarsıcı cinsten ki benim gibileri bile itibar edip okuyorsa bana da yazık. (şimdi sizde okumuş oldunuz ama)

Adı gibi dili de DİLİKARA olan bu kişi neredeyse ÖCALAN’ı masum ve zavallı hatta 30 bin kişinin katili değilmiş gibi suçsuz ilan edip serbest bırakılmasını talep edecek…! Ne demokrasi, ne düşünce özgürlüğü, ne basın özgürlüğüymüş beeee… Bir ülkede bu kadar demokrasi olursa, bir ülkede bu kadar özgürce ve fütursuzca düşünce özgürlüğü olursa bu gib dar kafalılardan daha ne bekleyebilirsiniz ki…

***                             ***                             ***

DERSANELER KAPATILIRSA…!

Temizlikçi bir kadın dışardan İlkokul diploması almak için sınava girer.

Tabiat bilgisinden sorular ve cevaplar şöyle:

-Soru: “Mide ne iş yapar? “

-Cevap: “Sindirim yapar, yediklerimizi öğütür.”

-Soru: “Akciğer ne iş yapar?”

-Cevap: “Solunum yapar, bizi yaşatır.”

-Soru: “Kalp ne iş yapar?”

-Cevap: “Dolaşım yapar.”

-Soru: Beyin ne iş yapar?”

-Cevap: “Bizim apartmanda kapıcılık yapar…!”

BENZER HABERLER