Bizim memlekette Hz. Mevlana’nın güzel bir sözü vardır ;
“Bir bakarım laf laf mı diye, birde bakarım söyleyen adam mı diye…” Birde bu sözün promosyonu vardır ;
“Konuşmasını bilirsen konuş ibret alsınlar, konuşmasını bilmezsen sus adam sansınlar.” Diye.
Yazmayacam, bunları kaale almayıp, muhatap almayacam dedim ama kaşıntılarını gidereyim istedim.
Kasabaya ilk geldikleri günlerde amaç ve niyetleri belli olan bu zihniyetin aslında zilliyet peşinde olduklarını anlamakta şahsım olarak hiç zorlanmadım. AK Parti eski ılçe Başkanı şadan ATALAY kılavuzluğunda sağa sola saldıranlar sonunda bize tosladı. Batı’nın Posta güvercinliğine soyunan bu zihniyetin yarın bir gün menfaatlerine ters düşecek kişi, kurum, kuruluş, Oda, Dernek, siyasi parti v.s’lere sataşmayacağının garantisini kim verebilir.?
ılk günlerde Uzunköprü’deki gazeteleri “muhatap kabul etmediklerini” gazetelerinde ilan eden ancak işe gazetelerden başlayan bu zihniyet önce ilçenin en köklü gazetelerinden Adalet ve Gürses Gazetelerini hedef tahtasına oturturken sıranın bize de geleceğini biliyor, ya da en azından tahmin ediyorduk.
Gerek Uzunköprü ve gerekse Adalet ve Gürses Gazeteleri bu ilçeye yıllardır hizmet yarışına girerlerken bunlar gibi sidik yarışına girmediler. ısimlerini saydığım bu gazeteler Uzunköprü’den almak yerine Uzunköprü’ye vermeyi yeğlediler. Ama malum zihniyet daha dün gelmelerine rağmen kardeşine Belediye Başkanlığının koltuğunu istiyor, diretiyor, bazı birimlere baskı uyguluyor, gözdağı vermeye gayret ederken adeta dokuz doğuruyor.
Bundan gayrı Uzunköprü ve Uzunköprülülere hizmet gibi bir gayeleri varsa namerdim. “Çamur at izi kalsın’ı” gazetecilikte ilke edinenlerin sonunu önümüzdeki ilk seçimlerden hemen sonra bütün ilçe halkı yakından görüp tanık olacaktır göreceksiniz.
ımam Hatip Lisesi’nin arsa konusunu gündeme taşımamızın ardından belli ki bu adamların menfaatlerine dokunulmuş olacak ki üzerimize salya-sümük geliniyor. Gerek Uzunköprü Gazetesi ve gerekse ıHTıYAROğLU şirketler Grubu’nun eserleriyle ilçede rüştünü ispat ettiğini tüm ilçe halkı yıllardır görüyor, biliyor ve faydalanıyor.
Kaldı ki bugün ilçede yaşayan hiçbir Allah’ın kulu ruhsatsız, izinsiz, koşulsuz bırakın bina kurmayı, gecekondusunun tadilatını yapamaz. Burası Patagonya değil, buranın bir mülki amiri Kaymakamı, buranın bir Belediye Başkanı, buranın amiri, memuru, hakimi, savcısı, adliyesi, mahkemesi var. Kimse kafasına göre hareket edemez. Bak ben lafımı varan varmayan diye eveleyip gevelemiyorum, diyeceğimi kimseden icazet almadan diyorum. Bundan zira şadan ATALAY’ın Belediye Başkanı olması için büyük camii avlusunda avuç açıp dileneceğim. (!)
Batı’nın Posta güvercinleri ile benim avuç açıp dilenmemle olacaksa Belediye Başkanlığı ATALAY’ların olsun diyorum ama millet ; “BıZ BUNLARI SEVMıYORUZ” derken kendi partilerinde de sevmeyenlerin azınlıkta olmadığını görüyorum.
En basit örneğini kendi köylerinden vereyim isterseniz, bu yıl gerçekleştirilen Gazi Turhan Bey’i anma şenliklerini bir hatırlayın. Kırkkavak köyünü bile huzursuz etmediler mi? Hadi bunu da geçin son seçimlerde sırf ATALAY’lar yüzünden AK Parti bu köyde hezimeti yaşamadı mı? Alın size seçim sonuçları ;
AK Parti—iki sandıkta toplam 127 oy alırken
CHP—iki sandıkta toplam 253 oy alıyor ve ATALAY’ları ikiye katlıyordu. Bu istatistiklere bakıldığında ATALAY’lar kendi köylerinde bile sevilmiyor tezini ortaya koyarsak herhalde yanlış bir değerlendirme yapmış olmayız değilmi?
Parti bugün iktidarda diye ısrarla, hırsla ve inatla Belediye Başkan adaylığı peşinde koşanlar önce bir dönüp kendi çaplarına baksınlar. Adama sormazlar mı senin ilmin, irfanın nedir, soyun sopun kimdir diye.
Kaldı ki biz bunlar gibi önümüze çıkana akıl vermeyiz, yol gösteririz. Konuşmaktansa susar ses bekleriz, bu satırlarla değer veriyorsak karşılığını isteriz. Zira Belediye seçimlerine kadar bana da onlara da yeterli zaman ve süreç var. Maç yeni başlıyor ama ben 1-0 öndeyim, çünkü benim kombine biletim VAR.
Ben hiçbir zaman VARAN’larla VEREN’leri (!) karıştırmadım haber edeyim dedim de.
Arkadaş sen hiç ölümün gölgesinde özgürlüğü yaşadın mı k..pesine, i.nesine kurşun yağdırdın mı? Hiç bir garibanın elinden tutupta kadere rest çektin mi? Dinle hey muhatap aldığım dinle. Sen saklandığın mekanlarda dans edip ahkam keserken biz piyasada cirit atarız evelemeden gevelemeden direkt yazarız.