Milliyetçi Hareket Partisi’nin son kurultayının nasıl sonuçlanacağını daha Cumartesi günü kaleme almış ve ilgili yazımız dün itibarıyla birkez daha yayımlanarak itibar görürken partide yeni bir heyecan dalgası oluşur mu şimdilik bilinmez ama önümüzdeki Belediye seçimleri öncesi bu partiyi gerçekten çok zor günler beklediği bir gerçek.
Kurultayda Koray AYDIN’ı açıkça destekleyen Edirne’li kurultay delegeleri şimdi ne düşünüyorlar kestirmek mümkün olmasa da ivedi olarak bir Belediye Başkan adayı belirleyip, diğer siyasi partilere prim vermemelidirler. Bu da onların bileceği iş.
Ölümünün üzerinden 6 yıl gibi pekte uzun zaman geçmeyen dönemin DSP Genel Başkanı merhum erdemli siyaset adamı Bülent ECEVıT’e Uzunköprü’de maalesef vefa gösterilmemesi politikanın kaypaklığını gözler önüne sermeye yetti. Oysa ECEVıT sağlığında ve Genel Başkanlığı döneminde Edirne’ye ve Uzunköprü’ye verdiği önemi dönemin milletvekilleri Erdal KESEBıR, Mustafa ıLıMEN, şadan şıMşEK ve A. Ahmet ERTÜRK’ü Meclise alarak göstermişti. Geminin kaptanı gidince güvertesindeki miço’larda başka gemilere transfer oldular.
Oysa KARAOğLAN’ı onlar dağlara taşlara yazmışlardı..! DSP’nin popüler olduğu dönemlerde bu partinin çeşitli kademelerinde görev yapanlar ya da bir şekilde nemalananlar bugün CHP’nin kuyruğuna takılarak ECEVıT’ten aldıkları bırakın siyasi terbiyeyi, ECEVıT’i bile unuttular. Yazık…
MHP’nin başına Koray AYDIN değil de yeniden BAHÇELı geldiği için mevcut hükümet şükretmelidir diyor Uzunköprü’de görev yapan bir polis memuru. Nedenini sorguladığımızda polis arkadaşın tespiti yerinde geliyor bana da. Bakın ölüm orucu bahanesiyle terör yanlısı siyasiler devlete rağmen yapmadıklarını bırakmıyorlar. Polis sadece biber gazıyla müdahale etmek zorunda bırakılıyor. Oysa 12 Eylül öncesini hatırlarsanız böyle bir durumda ülkücü gençleri kimse engelleyemez, durduramaz ve susturamazdı. Bunu BAHÇELı durdurdu, susturdu, ortadan kaldırdı. Gençlere müdahale etmemiş olsaydı maazallah, Allah korusun kan gövdeyi götürürdü. ışte bu yüzden BAHÇELı’yi bu konuda takdir ederim.
Silahtan, kandan, terörden, acıdan, ımralı’dan beslenen terör hamisi BDP’liler açılımlarla dağdan indirilip salıverilen puştlara rağmen kendi kürt halkına eziyet etmeyi sürdürüyorlarsa bunların samimi olmadıklarını anlamamak için salak olmak gerekmez. Adamların siyasetle uzaktan yakından alakaları yok, sabah erken kalkan herhangi bir BDP’li “bugün nasıl bir eylem yapalım?” mantığı ile hareket ettiği için kürt halkının da bunlara olan inandırıcılığı azalıyor ve giderek yok oluyor.
Kaldı ki BDP’ye alternatif kürt aydını Kemal BURKAY’ın hemde Diyarbakır’da hayata geçirdiği Hak ve Özgürlükler Partisi Güneydoğu’da yaşayan çileli kürt kökenli insanları da akan kanın durdurulması için umutlandırmış olması BDP’lileri dağıtmaya ya da barıştan yana olmaya yeter inşallah. (işimiz dualara kaldı)
Kurban Bayramı tatilini ıstanbul’da geçirmek için B.Çekmece’ye giderken askerliğini Uzunköprü’de yapmış aslen Diyarbakır doğumlu ancak Çekmece’de taksicilik yapan bir kardeşimizin aracına bindim. (binmez olaydım)
Taksici esnafı genç kardeşim ;
“Nerelisin hemşehrim?” deyince keşke Edirne’liyim deseydim.
“Uzunköprü’lüyüm” deyince taksicinin gözleri parladı sanki hemşehrisini görmüşçesine ;
“Sizin birahanelerden ne karılar kaldırdık beeee.!” Deyince beynim yerinden fırlamış gibi oldu. Sadece bu olsa amenna, hafta sonu iznine sivil olarak çıktıkları için Uzunköprü’deki “karılı birahanelerdeki” bayanlarla anlaşıp tarlaları dolaşmaya çıktıklarını anlatırken Uzunköprü’lülüğümden utandım.
Sizin tahmin ettiğiniz gibi Uzunköprü dışarıda tarihi köprüsüyle değil, özgürlük anıtı ile değil, Ergene Nehri ile hiç değil, yüzümüzün kızarmasına neden olan bu konularla reklam ve tanıtımımız yapılıyor, benim haberim oldu sizin de olsun.
Bu konu son yıllarda Uzunköprü’lülerin her ne kadar tepkilerine neden olsa da ilgili ve yetkili birimlerin ilgi alanına girmiyor olsa gerek ki ilgilenmeye gerek duymuyorlar. Peki bunları kaleme alıp yazmak, yorumlamak hasbelkeder bir gazeteci olarak bizi işimiz de esas işi olanlar işini neden yapmıyor?
ışini yapmayanlar kim mi? Yaaa boşverin siz onları şimdi…!
Haaa, reklamın iyisi kötüsü olmaz, reklam raklamdır diyorsanız o başka. Netice olarak üzerine vazife olan bürokratlar Uzunköprü’lü olmayabilir ama bizler Uzunköprü’lüyüz.