30 Mart seçimleri yapılalı hemen hemen 1,5 ay oldu, demokrasinin gereği birileri kazandı birileri kaybetti. Kazananlar demek ki doğru işler yapmış halk oyunu vererek bunu gösterip onayladı. Kaybedenlerde “biz neden kaybettiğinin” araştırmasını yaparak önümüzdeki seçimlere hazırlık yaparlar.
Bizim meselemiz Uzunköprü, göçü nasıl önleriz, ilçemizi daha fazla ufaltmayız böyle giderse 10 yıl içerisi,nde nüfusumuz 30-35 binlere düşer. Milyarlarca para harcanıp yapılan konut yatırımları heba olur, Uzunköprü’de bir Kurtbey bir Meriç, bir Çöpköy haline döner. Burada birinci görev iktidar partisinin İlçe Başkanına AK Partili Belediye Meclis Üyelerine ve rekor seviyede halkın desteğini alan Belediye Başkanı Enis İŞBİLEN’e düşüyor.
Herkes seçimleri unutup kibirleri bir kenara koyup, bir araya gelip Uzunköprü için neler yapabiliriz düşüncesini ortaya koyup geleceğin planlarını yapmanın zamanı gelip geçiyor. AK Partili arkadaşlardan aldığım duyumlara göre 200 yataklı hastane yatırımından vazgeçilmiş. Hastane gittiğine göre elimizde Çakmak Barajı, Ergene Nehrinin temizlenmesi ve üniversite kaldı.
Tekstil projelerini zaten 20 yıl önce kaybettik, hele bu barış süreci,nin devamının gelmesiyle Güneydoğuda işçiliğin çok ucuz olacağı için bize birilerinin gelip yatırım yapması imkansız. Şimdiden Diyarbakır’a Ortadoğudan yüzlerce işadamı gelip yatırım yapmayı planlıyor. Ucuz işçilik için Çin’e dahi giden Türk yatırımcı neden Trakyaya gelsin. Köylerimizde genç nüfus mu kaldı zaten. 20 yıldır etiket için birileri bizi Eskiköy sınır kapısı açılacak diye oyalayıp durdu. Biz bu işin olmayacağını elimizden geldiği kadar anlattık ama Uzunköprülüler zenginin sözüne daha çok itibar ediyor, inanıyor. Bizde değer bilene değil, parası olana verilir, selamı verirken bile kaç paralık adam diye bakarız. Ben çok iyi biliyorum eskiden birilerine selam vermek için kaldırım değiştirip önünü ilikleyenler şimdi aynı kişi yanlarından geçerken başını diğer tarafa çeviriyor.
Adam öyle nankör ki 15 yıl fabrikada çalışmış, karnını doyurup emekli olmuş işadamı iflas edince ;
“İyi oldu, mahfoldu, iyi ki battı, beter olsun.” Diyor. Bu işadamı dolaylı bir şekilde en az bin aileye ekmek sağlayan bu kimsenin fabrikası kapanınca yüzlerce kişi Çorlu’ya, Çerkezköy’e gitmek ve Uzunköprü’yü terk etmek zorunda kaldı. Bu zihniyet böyle devam ettiği sürece Uzunköprü daha çok şey kaybetmeye devam eder, hem işsizlikten dert yanarız hemde sermaya sahibinin-yatırımcının batması için her türlü melaneti yaparız.
Gelelim esas konuya, biz uzun vadeli planları bir kenara koyup günü kurtarmanın yollarını araştırıp göçün önüne geçecek eylemleri yapmalıyız. Siyasilerin bir araya gelip çözüm yollarını aramaları ve de öncelikle Belediye Başkanının Başkanlığında toplanıp Ticaret Odası, Borsa yöneticileri, iktidar partisinin Başkanı ve Belediye Meclis Üyeleri bir Ankara ziyareti düzenleyerek Sağlık Bakanımızı ziyaret edip Bakanın Uzunköprü’de kapsamlı bir toplantı yapmasını sağlayıp Çakmak Barajının yapımının hızlandırılması, Ergene İletim Kanalının bir an önce devreye sokulup çeltik üretiminin daha sağlıklı yapılabilmesi için temiz suyun sağlanması, Çakmak Baraj setinin yapımı sürerken boru sistemli sulama yapılacağından Uzunköprü ve köylerinde bulunan barajlara su sağlayacağından bu sistemlerin bir an önce yapılabilmesi için girişimlerde bulunulması, gövde bitimi bu sistemler olmayınca bir işe yaramaz.
Meriç gümbür gümbür akıyor biz bakıyoruz tek kurtuluşumuz tarım, tarımda devrim yapamazsak birileri gelip bu güzelim verimli toprakları bir veya iki bin liradan toplayıp geleceğimiz olan çocuklarımızı ırgat yapacaklar. Bizden hatırlatması akıl vermek değil, geleceği görmek.