Bugünkü yazıma Uzunköprü çalıştayı ile devam etmek istiyorum. Çalıştaydan öğrendiğimize göre Edirne ilimize bir yılda 3 milyon civarında turist geliyormuş. Bunların 20/1’i ilçemize getirebilesek 1 senede 150.000 turist yapıyor. Yani günde ortalama 250-300 kişi. Bu da hiç fena bir rakam değil. Ama ilçemizde bir tek turistlik lokanta ve hotel var. Değişik bir bilgi daha. Gelir seviyesinde türkiye ortalamasının çok üzerindeyiz. 2004’de 9000 dolar olan fert başına düşen milli gelir 2012 yılında 20.000 dolara yükselmiş. Sağlık hizmetleri konusunda Türkiye’nin en iyi il ve ilçelerinden biriyiz.Eğitime gelince Türkiye birincisiyiz. Öğretmen başına düşen talebe sayısı 12. Bu ilçemizin artıları. Uzunköprü ve Edirne’nin etrafında Ticaret ve İhracaat yapabilecek 15 balkan ülkesi var. Bunların yıllık ticari potansiyelleri 224 milyar dolar. Türkiye’nin balkanlarla ilişki kuran tek ili Edirne. Balkan ülkelerinin yalnız tarımdan yapabilecekleri ithalat 27 milyar dolar. İlçemizin eksikliği 100 kişiden 70 kişi yabancı dil bilmiyor. Gençliğimiz çok rahat bir ortamda geçtiği için girişimci olamıyor ve kendi dışımızdaki insanlarla iyi iletişim kuramıyoruz. Örneğin (Toplantıya katılanların %70’i ticaretle uğraşıyor olmasına rağmen gelecekte oğullarının memur olmasını istiyor.) Uzunköprü internet ortamında yok. Bırak interneti bizim simgemiz olacak bir logomuz bile yok. En çok bilinen üç seyimiz var. Dünyanın en uzun taş köprüsü olan tarihi köprümüz, kargalarımız ve birde köftemiz. Toplantıya çelenk yollayan (köfteci muhammeri buradan kutluyorum) Bizim doğamıza, toprak yapımıza, nüfusumuza yakın dünyada beş ülke örnek gösterildi. Bulgaristanda Gabravo 20 oteli var, Yunanistan’da Kardissa ondokuz otel onbir restaurantı var senede yüzyirmibin turist ağırlıyor. Örneğin Avusturalya’da Albursy diye bizim kadar bir ilçe kırkyedi otel yüzonyedi restaurantı varmış ve senede üç milyon turist geliyormuş diğer bir örnekte Amerika’dan otuz bin nüfusu olan bir ilçe her hafta bir festival düzenliyor ve elli altı otel yüzkırk restaurantı ile bir buçuk milyon turist ağırlıyormuş. Uzunköprü bir tarım ilçesi olduğunu borsada yapılan işlemlerden anlıyoruz. Şu anda Türkiye’nin işlem hacmi en büyük borsalarından birine sahibiz. Çeltik, ayçiçeği ve buğdayda Türkiye ortalamasının üzerindeyiz. Verimli topraklarımızda ekebileceğimiz yeni ürünler çerezlik ayçiçeği, kabak çekirdeği, kekik, aspir, yonca, fiğ, sılajlık mısır geleceği olan yağ bitkisi koza ve yıllar önce İsmail ÜĞDÜL’ün Meriç ilçesinde dediği gibi ’’ kardeşim buğdaydan kazanamıyorsan karanfil ek ‘’ bu laf bölgemizi çalkalandırdı o günlerde büyük nefret kazandı. Otuz yıl sonra ise bu söz bölgemizin gerçeği oldu. Hayvancılık bölgemiz için çok uygun ve çok iyi şartlara sahip. Tabii bunu yaparken besiyi de kendimiz üretmemiz lazım ve Türkiye’de tüketimin de yükselmesi lazım. Ülkemizde bir kişi ortalama yılda 8 kg et tüketiyor. Bu Avrupa ve Amerika’da 40 kg. Süt tüketiminde ise Avruba birliği ülkelerinde ortalama yılda 320 kg, Türkiyede ise 180 kg. ilçemizdeki süt üreticileri birliği fiyatlar çok düşük diye isyan ediyor, fakat bu düşük olduğunu söylediği fiyatlarda bile süt tüketim oranlarının Avrupa’ya nazaran çok düşük olduğunu görüyoruz. Bu bilgilerin %90’nı ilçemizde sivil toplum örgütlerinin başkanlarının öğrenmesi gereken çok öğretici ve çözüm yollarını işaret eden bilgiler. Ziraat odaları başkanı Yavuz Karamolla ve muhtarlar derneği başkanı Hayati Balkan’ın dışında hiçbir STK başkanını göremedim. İşin dönüp dolaşıp geleceği yer 1) Ergenenin en acil şekilde temizlenmesi 2) İletim kanalının bitirilip Ergene havzasına su vermesi 3) İlçemiz ve etrafında 540 000 (beşyüz kırbin)dönüm araziyi sulayacak Çakmak barajının bitirilip sulu tarıma geçilmesi Bunlar olmadan ilçemizde ne göç durur nede ekonomimiz düzelir. Bunu başarmanın tek yolu ise iktidar olmaktır.