Ülkenin unutulmaz mizah duayenlerinden ünlü sanatçı merhum Kemal SUNAL’ın doğum gününün yıldönümüydü önceki gün. Bizim kuşak insanlar onun canlandırdığı “saf” ve “salak” karakterleriyle siyah-beyaz ekranlardan renkli ekranlara transfer olduk şükürler olsun. SUNAL bu “salak” tiplemelerini canlandırırken elbette hayattan kesitlerle izleyenlere adeta ders veriyordu.
Biz bu filmlerden çıkardığımız derslere bakarken gerçek hayatta bu tiplerin varlığına da çoğu zaman yakından tanık olduk. Sülün Osman gibi tokatçıları, Banker Kastelli ve Halil BEZMEN v.s gibi ülkeye malolmuş bu insanları bile geride bırakacak düzeyde üçkağıtçıların pıtrak gibi yetiştiği bu zamanda kaldırımda yürürken çok dikkat etmeliyiz ki bize zarar vermesinler.
Bu tiplerde daha ziyade günümüz politikacılarına mahsus davranışlar görürsünüz. Örneğin buna yine Kemal SUNAL’dan bir örnek verecek olursak “ZÜBÜK” filmini hatırlarsanız senaryo gereği SUNAL çeşitli dalaverelerle önce Belediye Başkanı ve ardından da milletvekili olmuştu. Ama dikkat ederseniz filmde millet sevdiği politikacıya destek verirken onu sevdiklerinden değil ondan bir an önce kurtulup onu Ankara’ya göndermek için oylarını vermişlerdi.
Böylece çok sevilen sanatçıyı doğum gününün yıldönümünde bir kez daha hatırlayıp, tebessümle yadetmiş olduk.
*** *** ***
BU HABERİ HİÇBİR GAZETE YAZAMAZ…!
Evet iddia ediyorum buraya yazacağım havadisi Uzunköprü’de yayımlanan hiçbir gazete ve gazeteci yazamaz, çünkü hepsi verilen reklamlarla göbekten bağlandılar…!
Efendim bir siyasi partinin eski İlçe Başkanı ve teşkilatçıyım diye geçinen bir zat-ı muhteremi düşünün ki parti ilçe binası bir başka adrese taşınırken binaya boya badana yapılacak, mobilya, masa-sandalye v.s alınacak ya para lazım ya.
Bahsettiğim bu Belediye Başkan aday adayı, eski İlçe Başkanı da açıyor kesenin ağzını ve partisini çok sevdiği (!) için üç bin lira (3 milyar) parti İlçe Teşkilatına bağış yapıyor. Buraya kadar ne kadar güzel değil mi.
Ancak ne olduysa oluyor bu kişi ile teşkilatın arası zaman geliyor açılıyor. İşte bundan sonra asıl pandomina kopuyooooor. Bağış yapan bu eski İlçe Başkanı bağışı geri istiyor ve teşkilatta adamın parasını geri iade ediyor…! Şimdi Allah korusun bu bahsettiğim kişi gerçi olmaz ya maazallah, kazara Belediye Başkanı olduğunu düşünebiliyormusunuz, ben sonra neler olcağını tahmin edebiliyorum. Mesela bu adam farzedelim başımıza Başkan oldu diyelim, o zaman bu Başkan’la herkes ama herkes iyi geçinmek mecburiyetindedir. Zira örneğin benim ikamet ettiğim mahallenin sokağına asfalt mı dökülüyor bu adamı kızdırırsam kesinlikle döktürdüğü asfaltı yerinden söktürür…!
Öyle değil mi ama önce bağış yapacaksın küstünmü bağışı geri isteyeceksin, böyle teşkilatçılık mı olur, böyle particilik mi olur. Benim bugün size aktardıklarım sadece benim bildiklerim, ya bilinmeyen daha neler vardır değil mi… Neden KASABALI bunları dile getirebilme cesaretini gösterebiliyor da diğer gazteler, gazteciler yazmıyor, yazamıyor.? Neden olacak bakın bütün gazetelerin arka sayfalarına anlarsınız. Bırakın arka sayfaları bazı matbaacıların ilk sayfalarında promosyon olarak manşetlerde bile bu aday adayının haberleri…!
Demek ki neymiş, adam bastırmış parayı kilitlemiş gazeteleri. Kimse KASABALI’nın bu yazdıklarını yazabilir mi. Ama bahse konu aday adayı KASABALI haricinde bütün gazetecilere ;
“Bas bas paraları….” Türküsünü çığırtmış, hala da çığırıyorlar. İşe bak beee, matbacılar bile çığırtkanlıkla parayı buluyor KASABALI gene züğürt…! Yazacam daha neler neler yazacam Adliye koridorlarında kimlerin neden eteklerinin tutuştuğunu ve sevgili büyüğümün işi nasıl tatlıya bağladığını, rezaletin nasıl örtbas edildiğini de kaleme alacağımız günler de gelecek elbet. Muhatabım az sabret…!