Aslında bu hafta çok farklı bir konuda huzurlarınızda olmak isterdim. Malum 12 Ocak Cuma günü üç aylar başlıyor. Dinimizde çok önemli yeri olan üç aylar ve kandil geceleri mevcuttur. Merhamet sahibi olan alemlerin rabbi, biz yaratmış olduğu kullarına, bağışlamasının merhametinin bir göstergesi olarak belirli saatleri, belirli gün ve geceleri bereketli kılmıştır. Biz Müslümanlar için cuma günleri haftalık bayramımızdır. Cuma akşamları ve cuma günü, Rabbimizin, rahmetini mağfiret ve bereketinin en çok olduğu gecelerdendir. Şükürler olsun her hafta tekrar eden bu fırsat elimize geçmektedir. Yine. Ay takvimine göre yedi, sekiz ve dokuzuncu aylar olan Recep, Şaban ve Ramazan ayı Allah’ın rahmetinin bereketinin İzzet ve ikramının en fazla olduğu zaman dilimleridir.12 Ocak itibari ile üç aylarımız başlamış oluyor.
Ancak geçtiğimiz hafta kamuoyunu meşgul eden “Kelime-i Tevhit” bayrağı oldu. Geçen hafta İsrail’in Gazze’deki soykırımı İstanbul’da 250 bin kişinin katılımı ile protesto edildi. Aynı zamanda bu miting şehit edilen 12 vatan evladının anısına teröre lanet mitingi idi. Mitingde Türk bayrağının yanında Filistin bayrağı da açılmıştı Miting bitiminde elinde Kelime i Tevhit yazılı pankartı taşıyan bir şahsa sataşan genç bir delikanlı, bir yumrukta adamın ağzını kanlar içinde bırakmıştı. Bu adli olayın ardından kimisi eline sağlık dedi. Kimisi farklı söylemlerde bulundu; tabiri caiz ise herkes içindekini döktü. Bu yetmiyormuş gibi İstanbul Fatih Camii imam hatibi camide bir saldırgan tarafından bıçaklandı. İsrail adına bilgi toplayan MOSSAD ajanlarına tarihi operasyon çeken MİT’in bu başarısı olmasa İran’daki yüze yakın kişinin ölümüne yol açan patlamaya benzer eylem mi yapacaktılar? Bu neyin hazırlığı?
Benim gibi yaşı altmışı aşanlar bilir. İlk gençlik yıllarımızda sol-sağ kavgaları vardı. Kasabanın mahalleleri, sokakları bile bölünmüş kurtarılmış bölgelere ayrılmıştı. Her gün en az on vatan evladının öldürüldüğü bu olaylarda nice canlar gitti. Bir 12 Eylül sabahı düdükler çaldı. Kavga bitti. Devrin ABD başkanının tabiri ile “bizim çocuklar yönetime el koydu” (Mehmet Ali BİRAND 12 EYLÜL SAAT:02 adlı Eserinden) haberini aldık. Kargaşa çıkarmalar bitmedi; başka bir atla daha büyük terör eylemleri başlattılar. Hala maalesef devam ediyor. Ondan dolayıdır ki bu tür farklı olayların birbirileri ile irtibatı var mı yok mu sorgular olduk.
Dostlar! Bilmem katılır mısınız? Bana göre Gazze’de olanlar modern bir haçlı seferidir. Çanakkale boğazına gelen donanma ile bugün Akdeniz ve Kızıl denize gelen donanma sahipleri aynı ülkeler değil mi? Pekiyi ne yapmalıyız.? Çaresiz miyiz? Çaresiz asla değiliz. Yalnız yapmamız gerekli çok şey var. Yapmamız gerekenlerin başında doğru bilgi kaynaklarından beslenmeliyiz ki bizi birbirimize düşürmesinler. Çok sevdiğim muhabbet ettiğim bir farklı görüşten arkadaşıma” şöyle gençlik yıllarına dönsek neyi yapar neyi yapmazdık” diye sordum. Verdiği cevap çok mühimdi. Önce bilgi sahibi olur ondan sonra fikir sahibi olurdum dedi.
Dostlar bugünün insanları olarak hemen her konuda konuşuyoruz. Konuşmadan önce kendimize soralım. Ben bu konuda bilgi sahibi miyim? Fikir sahibi miyim? Bilgisiz fikir sahibi olmak taassubu getirir. Fanatizm doğar. Kullanılmaya müsait bir fert oluruz.
Şunu unutmayalım bu ülkeyi hep beraber bu ülkenin hamuru ile yoğrulmuş yiğit anne baba ve evlatları hep beraber kurtardı. Nene Hatunlar, Kara Fatmalar, Gazi Paşa liderliğinde ülkeyi işgallerden kurtardılar. İlk Meclisin vekillerine bir bakın. Her kesimden insan var. Kimse kimseyi ötekileştirmemelidir. Birliğimizi muhafaza edelim.
Akif’in deyimi ile:
Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.
Allaha emanet olun Kalın Sağlıcakla. Şunu da bilelim ki. Biz Müslüman Türk Milletiyiz.