terörü dağdan indiririm köyünün bağına yerleştiririm

 “Ziyafet sofrasındaki kırıntılara talip olanlar, hiçbir zaman efendi olamazlar.” Bunu öylesine köşeye iliştirdim, durduk yere öyle Belediye Başkan adaylığı varken, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı ya da Borsa Başkanlığı varken kös kös kenarda seyirci kalanlara falan göderme yaptığımdan filan değil. Çalışan Gazeteciler dün akşam hotelin birinde Bayram yapmışlar…! Gazeteciler  Günü vesilesiyle. şimdi size bir risale […]
Yazarlar - 11 Ocak 2013 10:25

 “Ziyafet sofrasındaki kırıntılara talip olanlar, hiçbir zaman efendi olamazlar.” Bunu öylesine köşeye iliştirdim, durduk yere öyle Belediye Başkan adaylığı varken, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı ya da Borsa Başkanlığı varken kös kös kenarda seyirci kalanlara falan göderme yaptığımdan filan değil.

Çalışan Gazeteciler dün akşam hotelin birinde Bayram yapmışlar…! Gazeteciler  Günü vesilesiyle.

şimdi size bir risale anlatayım ; Türkiye’de modern bir hapishaneyi gezen gazeteci kılığındaki biri çığlıkların geldiği bir odanın önünde durdu ve gardiyana sordu : “bu çığlık da ne?”…

Hapishane  yetkilisi:

“Burası elektirikli sandalye odası, senin gibi gazetecinin tekini idam ediyoruz. Falan-filan işte”

“Peki niye çığlık atıyor ?”

“Eletirikler kesildi de mum’la idare ediyoruz…!”

ınşallah diyorum Silivri’de elektrikler kesilmese bari, aynı meslekten birisi olarak mumun sıcaklığını popomuzda hissediyoruz aylardır.

Ancak unutmayın ki ;

“Dünyanın bütün karanlıkları bir araya gelse bir mumun ışığını söndüremez.”

Yeri geldiğinde gazeteci de taraf olur, sözleri ile olmasa da yüreğine söz geçiremediğinden taraftır. Zira bir Hint atasözü der ki ;

“Dünyada tarafsız baş yoktur, tarafsız baş sadece bostan korkuluğunda mevcuttur.” Onun için yarın bir seçim olsa gazetecinin  ; “Ben tarafsızım, iyi olan kazansın” yalanına kanmayın, inanmayın. Herkesin gönlünde bir ASLAN yatar diye boşuna dememişler.

Uzun lafın kısası ; Bir şey yapmak isteyen yolunu bulur, bir şey yapmak istemeyen mazeret uydurur.”

***                             ***                             ***

 

Herkesin diline doladığı ımralı canisi Apo ile hükümetin kurmaya çalıştığı temasa değinecek olursak dışarıdan bakıldığında dağdakilerin bağa inmeye niyetleri var mı yokmu diye önce ona bakmak lazım öncelikle.

Yapılan kısa bir araştırmaya ve rakamlara bakıldığında bu işin ne kadar zor olacağı karşımıza çıkıyor. Nedenlerini özetle sıralayacak olursak bakın şimdi ;

*PKK’nın dağda yaklaşık 5 bin militanı olduğu ifade ediliyor. Bunların % 90’ı eğitimsiz, bilgisiz, mesleksiz bu insanlar bu saatten sonra topluma nasıl kazandırılır?

*Örgütteki yabancı uyruklu sayısının da yine takriben bin kişi oldukları ifade ediliyor. Örgüt tasfiye edilince bu yabancılar yeni bir PKK’mı kurarlar?

*Terör örgütünde bunun yanısıra yine yaklaşık olarak 800 kadar kadın-kız bulunuyor bu insanlar bu saatten sonra evlerinde börek açmayı öğrenecek değiller herhalde…!

*PKK sıcak parayı bırakıpta dağdan inermi? Soru ve konusuna gelince…

*Örgütün Avrupadaki yıllık gelirinden 11-12 milyon dolardan bahsediliyor. Yine Avrupada PKK’dan maaş alan bir yayın grubu var. Bazılarının maaşının 10 bin Euro olduğu söylendiği gibi bunlar dağdakiler gibi mekap ayakkabı değil, ıngiliz kumaşı giyip, ıtalyan kravatı takıyor.

*250 Kadar lider kadroları mevcut, bunlar altlarındaki örgütlerin çekilmesine razı gelirler mi? Buna izin verecekler mi?

*En önemlisi yılda 500 milyon dolar uyuşturucu geliri olan bir örgütün ekonomik büyüklüğü sözkonusu olunca bizim bu konuştuklarımız sadece teferruat olarak kalmıyormu sizce de?

 

 

 

BENZER HABERLER