şu iktidar partisinin Uzunköprü kanadına zamanında cemaat kanalından iltica eden bazı çok bilmiş kişilerin sıkıntılarından olsa gerek önümüzdeki seçimlerde Belediye Başkan adayları onlara göre ille de iktidar partili birileri olacakmış. Bana her ne kadar inleyen nameler türünden bir rüya veya masal gibi gelse de bu tür hikayelere bizim ahali pek itibar etmediği gibi ciddiye de almıyor.
ıktidar partisinin bu masalları ortaya atanları ciddiye almadığı gibi yoğun bir katılımla gerçekleştirilen istişare toplantılarına bu zihniyetteki insanları davet etmeye gerek duymuyorlar herhalde.
Onun için ;
“Edebim el vermez edepsizlik edene…
Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene…” derim.
Bu siyasi partide bazı istenmedik gelişmeler böyle sürüp giderken anamuhalefet partisinde ise hiç te yabancı olmadığımız iç meseleler dışarıya taşmaya devam ediyor. Geçen gün CHP’linin teki bana dönüp diyor ki ;
“Yahu KASABALI adamlar zıka zıka istişare toplantıları yapıyor, çıt çıkmıyor, biz ne zaman bir toplantı yapsak tartışma ya da kavga çıkıyor. Sonra da bunun adına demokrasi yakıştırmasını yapıştırıyorlar, öperler böyle demokrasiyi.”
Geçen gün bizim gazete CHP’de bir bayanın istifasını haber yaptı ya vallahi haberin kaynağını benden biliyorlar. Haberin kaynağının ben olmadığımı belirtirken herkes işine baksın diyorum. Bakın daha Kavak Mahallesindeki istifayı yazmıyoruz bakın.
Gazetenin birinden okudum Meriç’te yapılan istişare toplantısına davet edilmediği halde icabet eden vekilleri Kemal DEğıRMENDERELı bunu bizzat kürsüden haykırıyor. Bitmedi CHP ıl Başkanı Teoman ÖZDÖL kürsüden yine kendi partisinin Edirne Belediye Başkanı SEDEFÇı’nin icraatlarını şikayet etmeye kalkışınca salonda bulunan diğer Başkanlar kendisine tepki gösteriyorlar. Bu tür eleştiriler basının önünde yapılmaz diye.
Sonra yine kendi partilileri sitem ediyorlar ;
“Nasıl olur da iktidar partisinin bir davetine şehrin ileri gelenleri fazlasıyla katılıyor da bizim toplantılara CHP’lilerden başkaları yaklaşmaya ürküyorlar.” Diye.
Bunun nedenini şöyle izah edeyim ;
Efendim kasabanın birinde iki market açılır, marketlerin her ikisinde de ürün reyonları ve ürünlerin hemen hemen birbirinden farkı yoktur. Her iki markette de Kırkkavak köyünün meşhur kekik balı vardır ancak insanlar nedense bu balları ilk marketten değil de ikinci marketten alırlar.
Birinci marketin sahibi birgün dayanamaz ve diğer marketten bal alan müşterinin tekine sorar ;
“Ya kardeşim bizim markette de aynı bal mevcut, neden bizim markete bir kere uğrayıp balımızdan almazsınız? Deyince müşteriden aldığı cevap şu olur ;
“Tamam marketinizde aynı bal mevcut olabilir ama senin suratın sirke satıyor…!”
Yani diyeceğim odur ki CHP’de meydana gelen kavgalar şamatalar gizli kalamıyor, anında sırıtıyor. ıktidar partisinde bu tür kırgınlıklar olmuş olsa bile MÜEZZıNOğLU tarafından anında frenleniyor, disipline ediliyor. Neymiş efendim kırılacaksın, güceneceksin, üzüleceksin, eğilip büküleceksin adına demokrasi diyeceksin yok ya…
Bu neye benziyor bilirmisiniz, hani bir laf vardır ya şöyle ;
“Akıllı kişilerin en büyük talihsizliği, salakların abuk subukluklarıyla başa çıkmak zorunda olmalarıdır.” Bu da öyle bir şey işte…
*** *** ***
DıP laf ;
Yarın bu gazetede ; “hayvanların halinden HAYVAN’lar anlamaz…!” diye bir haber çıkacağını şimdiden ihbar edeyim. Hayvan sahipleri yazılması için çok sıkıştırdı n’apayım.