Uzunköprü’de yaklaşık yirmi günden bu yana her akşam ilçenin en işlek cadde ve meydanlarında gürültü yapan tenekeler nihayet kendiliğinden susturuldu. Eylemlerini en demokratik bir biçimde nihayete erdiren Uzunköprülüler böylece Taksim olaylarına bir nebze olsun katkıda bulunmuş oldular, darısı bir başka protesto eylemine kısmetse inşallah…!
Neyse Belediye seçimleri hızla yaklaşırken gerek kulisler ve gerekse bir yerlere aday olacak isimler mübarek Ramazan ayı itibarı ile daha da hareketleneceğe benziyor. Dışarıdan bakıldığında her ne kadar şimdilik üç siyasi partinin Belediye için yarışacağı konuşulsa da aslında seçimin üç parti arasında değil de üç kişi arasında geçeceği aşikardır bence…
Geçen bunlardan bahsediyoruz iki dönem Edirne’yi TBMM’de temsil eden askerlik mağduru Rasim ÇAKIR’la. Askerlik mağduru dedim de bana çok enteresan geldi ÇAKIR’ın bu hali. Kendi demedi internetten ben baktım adam 12 Eylül…! 1957 doğumlu, üstelik Kara Harp Okulu mezunu. Ne alakası var demeyin, alakası var ki yazıyoruz. Bakın adam yine 12 Eylül darbesinin ardından üçlü kararname ile re’sen emekliye sevk edilen subay ÇAKIR, milletvekilliği olduğu dönemde verdiği önerge ile mevcut hükümeti bile dize getirerek kendisi gibi mağdur edilen subaylarında haklarının geri verilmesini sağlamıştı.
Neyse asıl konumuz elbette bu değil, mesele ara-sıra da olsa ÇAKIR’ın Belediye Başkan adayı olup-olmayacağı. Adamın niyeti gerçekten bozuk, kafayı takmış aday veyahut aday adayı olacak. ÇAKIR’la haftanın en hayırlı günü daha Uzunköprü’ye yepizyeni gelmişken buluştuk, bu arada kasabadan ayrı kaldığı süre zarfında aritmetiğini iyice geliştirmiş. Öyle derin hesaplar yapıyor ki, onun hesabına göre şimdiden % 70’le Başkan…!
Demokratlardan ve artı olarak parmakla sayarak adları bende saklı MHP’lilerden de hatırı sayılır bir derecede destek alacağını ifade eden ÇAKIR’ın Belediye Başkanlığı konusundaki konuşmaları bana inandırıcı gibi gelse de yinede benimle “ti” geçtiğini düşünmeden edemiyorum.
AK Parti’nin muhtemel çıkacak ve çıkarılacak olan adayı konusunda ÇAKIR bana ;
“aramızda kalsın KASABALI.” dediği için bu konuyu son sürat geçiyorum, meraktan çatlayın e’mi. Çakmak Barajının kendisinin vekilliğinin düşmesinin ardından unutulmaya yüz tuttuğunu da hatırlatan ÇAKIR, hiçkimsenin Meclis’te bu konuya sahip çıkmamasına da üzüldüğünü söylemeden edemedi. Bu arada ÇAKIR 80 bin lira bir paradan bahsetti ama nereye har-vurup harman edildiğini unuttum…! Hatırlarsaaaam belki derim, hatırlayamazsam afedin gitsin.
Hani yazının az yukarısında “üç siyasi parti değil, Belediye seçimlerinde üç kişi çekişir.” Demiştik ya siz anladınız o üç kişinin kimler olduğunu…! Zira bu seçim kama çıkarmanın yanısıra rövanşın karşılaşması olacak gibi duruyor bana göre.
Ancak caddede, sokakta, yolda, gazeteye gelip gidenlerle, akşam mahallede konuştuğum insanların ortaya koyduğu bir tez var ki özellikle CHP’den aday olacakları bu tez yakından ilgilendiriyor ki işte normal insanların analizi ;
“Bir önceki seçimde ülkenin kıyı bölgelerinde CHP’nin rüzgarı vardı. Mevcut Başkan aynı KULDAŞLI’nın ilk seçildiği seçimlerdeki gibi rüzgarla seçildi. O tarihte aynı partiden kim olursa olsun seçilirdi.” Bunu ben değil, benimle konuşanlar diyor.
Haaa bu arada Atatürk Mahallesi ve Kavak Mahallesi başta olmak üzere şehir merkezinde sevilen bir karakter ve kişiliğe sahip olan muhasebeci mali müşavir Recep GÜZEL’in Belediye’nin muhasebesine bakabileceği de dillendiriliyor haberiniz olsun.
Aslında ne oluyor biliyormusunuz. Herkes karşısındakine üç maymunları oynuyor, ancak bilmiyorlar üç Mum’un savaşı gibiler. Kaybeden yada kazanan olmayacak . Söndüremiyorlar birbirlerini, ama beraber eriyorlar gözlerde…!