“Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz erdemlilik değildir. Asıl erdemli kişi Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden; sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan; namazı kılıp zekâtı verendir. Böyleleri anlaşma yaptıklarında sözlerini tutarlar; darlıkta, hastalıkta ve savaş zamanında sabrederler. İşte doğru olanlar bunlardır ve işte takva sahipleri bunlardır.” (Bakara, 2/177)
Değerli dostalar içinde bulunduğumuz ay, üç ayların ilki olan recep ayıdır. Üç ayları malum biz Müslümanlar tarafından beklenilen, mükafatı bol ve bereketli aylardır. Dünya hayatı biz Müslümanlar için bir imtihan yeridir. Tertemiz bir fıtrat üzere yaratıldık. Ancak anne babamızın, çevremizin ve aldığımız eğitimin sonucu bir yerlere evriliyoruz. Hiç kimse annesinden suçlu doğmaz. Hiç kimsede günahsız hatasız değildir. Bizler hatalar yaparak olgunlaşırız. Balık değiliz ki tavada pişelim. Ancak önemli olan hata ve kusurlarımızı terk etmektir. İyi bir insan iyi bir Müslüman olmak mecburiyetindeyiz.
Nasıl sporcular yoğun bir antrenman programından sonra müsabakalara çıkıyorlarsa, bizlerde üç ayları böyle fırsat bilip ahiret hayatına hazırlanmalıyız. Bunun ön önemli zaman dilimi ise üç aylardır. Rabbim kandil gecelerinde recep, şaban ve ramazan aylarında yapılan hayırları kat kat fazlası ile ödüllendirir. Onun için Takva eğitimine önem vermeliyiz. Takva nedir derseniz. Sözlükte “korumak, korunmak, sakınmak, saygı göstermek, dindar olmak, itaat etmek, korkmak, çekinmek” anlamlarındaki vikaye mastarından türeyen takva kelimesini Seyyid Şerif el-Cürcânî “Allah’a itaat ederek azabından sakınmaktır, bu da ceza almayı haklı kılan davranışlardan nefsi korumak suretiyle gerçekleşir” şeklinde tarif eder (et-Taʿrîfât, “vḳy” md.). Takva ve kökün ittikā, takī, etkā, müttakī gibi diğer türevleri ve fiil şekilleri Kur’an-ı Kerîm’de 285 yerde geçmektedir. Kur’an’da ve hadislerde takva bazan sözlük anlamında, bazan da “Allah’ın emirlerine uyup yasaklarından kaçınarak azabından korunma” anlamında kullanılır. Genellikle peygamberler ümmetlerine, “Allah’tan sakının ve bana itaat edin” diye hitap etmiştir (eş-Şuara 26/108, 179). Peygambere itaat eden Allah’a da itaat etmiş olacağından (en-Nisâ 4/80) takva Allah’a ve resulüne itaat etme anlamını içerir. Kur’an’da takva sahibi müminlerden bahsedilirken Allah’ın onları cehennem azabından koruduğu anlatılır (ed-Duhân 44/56; et-Tûr 52/18; el-İnsân 76/11); bundan dolayı mümin Allah’ın kendisini cehennem azabından korumasını ister (el-Bakara 2/201; Âl-i İmrân 3/191). Allah’a “ehl-i takva” denmesi (el-Müddessir 74/56) koruyan ve korunulan olmasındandır. “Ateşin azabından bizi koru” duasında (el-Bakara 2/201; Âl-i İmrân 3/16, 191) veya “Kendinizi, ailenizi ateşten koruyun” âyetinde geçen (et-Tahrîm 66/6) “koru” ve “koruyun” ifadeleri aynı kökten gelir. (TDV İslam Ans.Takva maddesi.)
Erdemli insan olma mecburiyetimiz var. Rabbimiz bize erdemli olmanın yollarını da gösteriyor. “Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz erdemlilik değildir. Asıl erdemli kişi Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden; sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan; namazı kılıp zekâtı verendir. Böyleleri anlaşma yaptıklarında sözlerini tutarlar; darlıkta, hastalıkta ve savaş zamanında sabrederler. İşte doğru olanlar bunlardır ve işte takva sahipleri bunlardır.” (Bakara, 2/177)
Buna göre erdemli insan;
1.Erdemli insan: İman sahibidir. Neye inanır? Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eder. Merhum Akif’in dediği gibi;
“İmandır o cevher ki İlahi ne büyüktür…
İmansız olan paslı yürek sinede yüktür”
2.Erdemli insan İnfak eder: Mülkün gerçek sahibi olanın Allah olduğunu bilir. Kendisinin malın bekçisi olduğunun farkındadır. Rabbimizin verdiği nimetleri diğer insanlarla paylaşır. Onun için bizim inancımızda kültürümüzde paylaşımcılık vardır. Sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan kişidir. Erdemli olan!
3.Erdemli kişi Namazını kılar zekatını verir. “Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızı görür.” (Bakara Suresi 110) “Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah’a gönülden boyun eğerek namaza durun. Eğer (bir tehlikeden) korkarsanız, namazı yaya olarak veya binek üzerinde kılın. Güvenliğe kavuşunca da Allah’ı, daha önce bilmediğiniz ve onun size öğrettiği şekilde anın (namazı normal vakitlerdeki gibi kılın).” (Bakara Suresi 238-239) Daha nice Allah’ımızın namaz ve zekât ile ilgili emirleri vardır.
4.Erdemli kişiler anlaşma yaptıklarında sözlerini tutarlar. “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir kusur ve kabahattir.” Saf süresi (61), 2-3 Dört huy kimde bulunursa, o adam tam münafık olur. Bir kimsede bu huylardan biri bulunursa, o huydan vazgeçinceye kadar onda münafığın özelliklerinden biri var demektir. O dört huya sahip olan kimse: Kendisine bir şey emanet edilince hıyanet eder. Konuşunca yalan söyler. Bir antlaşma yapınca sözünde durmaz. Düşmanlık yapınca da aşırı gider.” Hz. Muhammet (SAV)
5.Erdemli kişiler darlıkta, hastalıkta ve savaş zamanında sabrederler.
Rabbimiz bizden kaliteli insan kaliteli Müslüman olmamızı istiyor. Sözden çok davranış önemli. Erdemli kaliteli müminlerin özelliklerini de rabbimiz açıklamış. Yollarını da göstermiştir. Artık zamanımız geçiyor. Kaliteli insan ve kaliteli Müslüman olmak zorundayız. Dünya ve ahirette huzur ve rahat istiyorsak. Rabbim dünyada da ahirette de iyilikler versin. Bizi ana babamızı ve tüm müminleri bağışlasın. Kalın sağlıcakla Allaha emanet olunuz