Bugün halk arasında sıkça kullanılan “yiğidi öldür ama hakkını da ver” cinsinden bir konuya değinmek istiyorum her ne kadar fesatlığımdan çatlasam da.! Gerçi bu devirde yiğit mi kaldı diye sorarsanız benden başka zor bulursunuz derim zira son senelerde yiğitliğin karaborsaya düştüğünü en az sizlerde benim kadar görmüşsünüzdür. Bunun en son örneklerinden CHP Genel Başkanı KILIÇDAROĞLU ve MHP Genel Başkanı BAHÇELİ’nin Cumhurbaşkanlığı konusunda ne kadar YİĞİT olduklarına hergün tanık oluyoruz öyle değil mi… Kendileri yiğitçe aday olamadıkları gibi kendi gösterdikleri adaydan başka adayı da kabul etmeyip içlerine sindiremiyorlar maalesef. Bunlar da aynen benim gibi fesat işte n’olcak.
*** *** ***
Dün gazeteler arasında sörf yaparken bir gazete haberine takılı kaldım, TÜRKSOLU diye bir gazete mi, dergi mi, ne olduğunu çözemediğim bir yayın organının birinci sayfasına CHP-MHP’nin ortak çatı adayı Ekmeleddin İHSANOLU’nun kocaman resmini ve bu resmin altına da “neden İHSANOĞLU” yazısının yazıldığını görünce kendi kendime dedim ki ;
“Acaba bizim MHP bu TÜRKSOLU’nun neresinde.!”
Aynı yayın organını biraz daha kurcaladığımda bu defa bir başka sayısında da aynı şekilde KILIÇDAROĞLU’nun kocaman resminin yanına KILIÇDAOĞLU için ;
“ABD’nin ve PKK’nın adayı” diye yazdığını gördüm, özellikle CHP’liyim diyenler lütfen araştırıp okusunlar, öyle zafer işareti yapmakla zafer kazanılsaydı Türk bayrağı kızıla boyanmazdı beyler.
*** *** ***
Duydunuz mu bugüne kadar bilmiyorum yada hiç ilginizi çekmişmidir tarihi taş köprünün önümüzdeki aylarda restorasyon çalışmaları başlayacak ve tam üç yıl süresince köprü trafiğe kapanacak. Trafiğin akışının yeni köprü üzerinden verilecek olmasıyla ilçeye geliş gidişler, giriş çıkışlar normalin çok üzerinde azalacak. Bu vesileyle zaten köylüsü bile şehire inmeyen kasaba her zamanki gibi kaderine terk edilecek. Ancak tarihi köprü kapansa da tarihi kilise ile belki ilçeye Yunanlı turistler akın akın gelirler de esnafla birlikte Uzunköprü’de kalkınır belli mi olur.(!) Ya da bize mahsus bilmem kaçıncı SANAT GÜNLERİ ile işi yırtarız ne dersiniz. O da olmazsa Telli Çeşmeyi görkemli bir şekilde bir kez daha açarız olur-biter.!
Bırakın kardeşim böyle ucuz kahramanlıklarla gündem oluşturmayı, 30 Mart çoktan geride kaldı zaman akıp gidiyor. Bugünkü nesili Çerkeze, Çorluya kaçırdık gelecek nesillerin de geleceği pek parlak görünmüyor, onlarda şimdilik emanet gibi duruyor.
*** *** ***
Lafa daldık bugün değineceğim YİĞİT meselesi arada kaynayıp gitti. Efendim seversiniz sevmezsiniz, yazılarını okur-okumazsınız, ya da tedavi veyahut teşhislerini beğenirsiniz beğenmezsiniz orası sizi ilgilendirir. Ben daha önceleri her ne kadar bu köşeden kendisinin devlet memuru olmasına rağmen siyasi yazılar yazdığı için eleştirsemde yiğitliğine bişey diyemem.
Evet aynen tahmin ettiğiniz gibi bizim eski Başhekim Dr. Zühtü TARHAN’dan söz ediyorum. Adam üşenmemiş oturmuş bir kitap yazmış ve kitap dillere destan olmuş. TARHAN’ın bu kitabının beni cezbeden tarafı ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunan Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksekokulunda “DERS KİTABI” olarak okutulması kararı alınmış.
Beni kitabın burası da ilgilendirmiyor biliyormusunuz, kitabın beni ilgilendiren tarafı sözkonusu kitabın ilk 20 sayfasında TARHAN’ın Uzunköprü’den ve Uzunköprü Devlet Hastanesi’nden bahsetmesidir. Yani Uzunköprü’nün tanıtımında Kıbrıs’a gönüllü elçilik yapmasıdır.
Bunu onca fesatlığıma rağmen neden yazdığıma gelince, onuda söyleyeyim de rahatlayın. Belki diyorum ilçede TARHAN’ı benim kadar sevmeyen (!) birileri çıkar da bu hizmetinden ötürü adamı Uzunköprü’ye davet eder de bir şakilde teşekkür eder. Yazının başlığında şunu demek istedim şahsen sevmiyor olsanız (olsam) da YİĞİDİN hakkını bir şekilde vereceksin arkadaş…