sizi gidi densiz dengesizler siziiii eylem için kaybettiniz kendinizi…

Bugünkü menüye başlamadan önce geçen hafta editör kardeşimin bana tavsiye edip gönderdiği üç tas kayısı hoşafının mideme nasıl da iyi geldiğini hatırlatarak başlıyorum ki hatırı kırılmasın hemde buradan kendisine bir teşekkür edeyim istedim. Evet sevgili editör kardeşim kayısı hoşafı gerçekten çok iyi geldi de bende bu ikramınızın altında kalmamak için sizler için sürpriz bir ikramda […]
Yazarlar - 21 Nisan 2014 11:45

Bugünkü menüye başlamadan önce geçen hafta editör kardeşimin bana tavsiye edip gönderdiği üç tas kayısı hoşafının mideme nasıl da iyi geldiğini hatırlatarak başlıyorum ki hatırı kırılmasın hemde buradan kendisine bir teşekkür edeyim istedim.

Evet sevgili editör kardeşim kayısı hoşafı gerçekten çok iyi geldi de bende bu ikramınızın altında kalmamak için sizler için sürpriz bir ikramda bulunayım ki sizin ikramınızı karşılıksız bırakmamış olurum diye düşündüm. Şimdi bilirsiniz bizim Kırkkavak köyünün meşhur bir sera ürünü vardır ya işte bu yazıyı okuduktan sonra iyice hazmedip içinize sindirebilmeniz için bu mahsülü benim bizzatihi ikramım olarak yerseniz gerçekten sindirim sisteminizde hiçbir sorun kalmaz. Ancak bu mahsülü sakın kabuklarıyla yemeye kalkışmayın zira kabız falan olursunuz Allah korusun.(!) Tuzlayarak yenmesi en makbul olanıdır, hadi afiyet olsun…

***                             ***                             ***

Ben olsam kesinlikle yapardım ama Başbakan herşeye rağmen yine de yapmaz, hani kırk seneden beri başlamasını beklediğimiz ve yıllarca politikacıların siyasi malzeme yaptığı Çakmak Barajını ben olsam derhal durdururdum.! Buraya olan hükümet desteğini anında keserim, başlamış projeleri iptal ederim. Ama damlar benim kadar gaddar değil merak etmeyin.

Şimdi Uzunköprü kafasını dağlara taşlara vururmu bilemem ama Meriç, Subaşı, Küplü, İpsala ve Enez şimdiden hükümetten gelecek olan yardımlar için ellerini ovuşturmaya başladılar bile. Mesela Bakan MÜEZZİNOĞLU’nun bu saydığım yerleşim bölgeleri için verdiği müjdelerin yanısıra şimdi de önümüzdeki günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir TOPBAŞ’ın önümüzdeki günlerde Meriç ve beldelerine teşekkür ziyaretine gelerek ;

“Dileyin İstanbul Belediyesi’nden ne dilerseniz.” Diyecekmiş. Helal olsun pomaklara beeee…

***                             ***                             ***

Ben bunlara daha ne diyeyim, ne söyleyeyim kardeşim…

Devletin en üst kademelerindeki adamlar diyor ki ;

“1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamaları için bazı meydanlarda izin verilmiştir, ancak Taksim Meydanı için yasal izin yoktur.”

Ancak ne acıdır ki TBMM kürsüsüne biri çıkıyor hemde bu millet bu kürsüye çıkan şahısa milletvekili olma şansını tanımıştır ya adam bu yasağa rağmen ;

“Kim ne derse desin 1 Mayıs’ta biz Taksim Meydanı’nda olacağız.” Diyerek milleti galeyana getiriyor, kışkırtıyor. İş mi bu şimdi, siyaset mi bu şimdi, millete hizmet mi bu şimdi. Bu adamın ardından bir grup çapulcu takımı da ellerinde ;

“Müslümanlar için Hac’ca gitmek neyse bizim için de Taksim Meydanı’nda eylem yapmak O’dur…!”

Yazılı pankartlarla adeta devlete, millete, huzura, istikrara isyan bayrağı açıyorlar. Bu tiplerin planla-projeyle, hizmetle, huzur ve istikrarla, ülkenin geleceği ile uzaktan yakından alakaları yoktur. Bunların işi gücü yakmak, yıkmak, Taksim Meyydanı’na inerek esnafın camını çerçevesini indirmek o kadar. Uzun lafın kısası tencere tava bunlarda hep aynı hava…

***                             ***                             ***

Ziraat Odası seçimlerinin tarihi son sürat yaklaşırken göreve talip olacakların ısınma turlarının da başladığını duyuyoruz son günlerde. CHP ve Ziraat Odası denildiğinde ilk akla gelen Başkan Yavuz KARAMOLLA’ın ;

“Ben artık yoruldum, eskidim, göreve yeni arkadaşlarımız gelmesi için artık çekiliyorum.”

Deyip demeyeceğini bilmiyorum ama kulağıma gelen seslere göre şayet KARAMOLLA önümüzdeki seçimlerde de işi inada götürüp tekrar aday olacak olursa işinin oldukça zor olacağını söyleyeyim de hazırlıklı olsun bari…

 

 

 

BENZER HABERLER