sizde yardımsevermisiniz boncuk takmamızı istermisiniz…

Siyasilerin asli görevleri arasında olan hizmetleri reklama dönüştürmelerini anladıkta bunu devlet adamlarının da yapmaya başlamaları gözlere olduğu kadar mideye de çirkin gelmeye başladı. Yani zaten yapılması gerenler yapılırken bunu sırf bir iş yapmış gibi kare kare resim çektirip gazetelerde cümle aleme göstermenin ne alemi var. Hele hele bunu bir ilçenin en büyük din görevlisi Müftü […]
Yazarlar - 19 Aralık 2012 09:45

Siyasilerin asli görevleri arasında olan hizmetleri reklama dönüştürmelerini anladıkta bunu devlet adamlarının da yapmaya başlamaları gözlere olduğu kadar mideye de çirkin gelmeye başladı. Yani zaten yapılması gerenler yapılırken bunu sırf bir iş yapmış gibi kare kare resim çektirip gazetelerde cümle aleme göstermenin ne alemi var.

Hele hele bunu bir ilçenin en büyük din görevlisi Müftü yaparsa ben bunu ayıplarım kardeşim. Zira peygamber efendimiz bir hadisi şerifinde ;”Bir elin verdiğini diğer elin görmemesi makbuldür.” buyurmuştur.

TOKı evlerine garibin birini yerleştirirler üşüşürler insanın başına şakur şukur, takur tukur resimlerle gazetelere poz vermeler. Engelli bir vatandaşımıza tekerlekli araç hediye edilir keza aynı şekilde geçer üç-beş kişi adamın arkasına bayağı bir işmiş gibi resim çektirirler. Yardıma muhtaç kimse utanacakmış, sıkılacakmış, küçük düşürülecekmiş umurlarında değil. TOKı evlerinden sonra şimdi de konteyner evler moda haline getirilirken sözkonusu evleri bir yandan Kaymakamlık diğer yandan Belediye dağıtmaya devam ederken görüntülerde değişiklik yok.

Kaymakamlık resmi internet sitesine göz attığımda iki fukara insana konteyner evi teslim edilirken çekilen fotoğraflara bakarken bir yandan içim acıyor, diğer yandan öfkem kabarıyor. Karayayla köyündeki bir bayana prefabrik evi teslim edilirken garip bayanın çocuğu sırtında obfektife bakıyor ama ne bakış…!

“Ne olur çekmeyin” dercesine yakarırcasına bir bakış…

Yağmurca köyündeki ev teslimi ise evlere şenlik. Yukarıdaki hadisi şerifi bir kere daha hatırlatıyorum ve resim karesindekileri buradan ayıplıyorum. Yağmurca köyünden Hüseyin DALGACI isimli vatandaşa konteyner evi teslim edilirken resimde gördüğüm manzaradan ben utandım billah.

Resim karesinde kimler yok ki sizlerinde görmesi için bazı resim karelerini bugünkü köşeye taşıdım.

Belediye Başkan Yardımcısı Hüsamettin ÇOTRA, ılçe Tarım Müdürü Halil KARAHAN, Milli Eğitim Müdürü Mehmet ÇAKMAK, iktidar partisi ılçe Başkanı Çağatay YILMAZ,  MHP ılçe Başkanı Levent SıMEN, ıl Genel Meclis Üyesi hem de imam emeklisi Nedret AKBULUT, yetmediii, Müftü Vahap KAPICIOğLU ise ev yardımı yapılan bayanla birlikte evin anahtarlarını objektiflere doğru sallayarak hadisi şerifi unutmuşçasına poz veriyor yakışmamış, yakıştıramadım.

Yani ev devir tesliminde törene katılanların sadece davul-zurna çaldırmadığı kalmış onu da yapsalardı kendilerini ya tebrik ederdim ya da boncuk takardım. Ha bu arada teslimi yapan ve yapması gereken asıl kişiyi bende sizin gibi şimdi gördüm, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü Mustafa ESER’de resim karesinde yer almış.

Bu pozları verirken resim karelerinde gereksizce yer alanların şu düşünceye sahip olduklarını hissediyor gibi oluyorum ;

“Sigaranın zehir olduğunu bildiğimiz halde içiyorsak, içimizde ölmesi gereken bişeyler var demektir.” Sadece bu kadar olsa gene iyi, devlet yol çalışması yapar bizim bildik siyasiler çıkar grayderin tepesine kepçe operatörü misali artistlik pozları gazetelere servis yapar bizimkiler de haber kıtlığı çekmemek için bunları yayımlar. Kasabanın ahalisi bu tiplere kalayı bassa da bunların derisi kalın olduğundan pek işlemez.

Nasıl demiş adamın teki ;

“Ekilmemiş çok miktarda toprağı olan bir ülkede, çalışmak isteyen çok sayıda insanın dilenmesine izin verilmesinin ardındaki neden ne olabilir? Diye kendi kendime sordum.

Bu topraklar sadece ve sadece oyunun kuralını bozmamak adına bomboş…” Etrafımızda dilenen deeee, yardıma muhtaç insan sayısı daaa, sanırım sınırsız. Ancak düzenin dengesizliğine, kuralın bozukluğuna alet olan insan sayıları da maalesef buna eşit diyorum, anladınız siz onu.

Hadi şimdi gazetenin birinci sayfasındaki resimlere bir daha bakalım da birlikte utanalım e mi…

BENZER HABERLER