“Sert eleştirilerin kanatları vardır, mülayim yorumların ise ayakları dahi bulunmaz.” (KASABALI)
Belediye Başkan adaylarını bir kenara sıpıtıp attık diyelim, hadi İl Genel Meclis Üyelerini de hesaba katmayalım diyelim, Belediye Meclis Üyesi adaylarını da kaale almayalım. Peki ya köy ve mahalle muhtarlarına ne diyeceğiz…! Son yılların muhtar adaylığı enflasyonu yaşanıyor desek yanlış olmaz. Bu ne kardeşim böyle, köyünde önüne iki keçi koysan güdemeyecek kapasitede olan bazı kişiler, mahallede ise bugüne kadar komşusunu tanımayanlar muhtarlığa soyunmuşlar.
Geçmiş senelerde ben hiç bu kadar hizmete susamış (!) muhtar adayına rastlamadım. Sakın bu izdiham mevcut hükümetin muhtarlık maaşlarına getirdiği iyileştirmesinden kaynaklanmasın. Evet bu işi layıkıyla yerine getirecek hiç mi insan yok diye sorarsanız elbette vardır olmaz olur mu. Bakın şimdi sakın kızmayın darılmayın ama geçen seçimlerde de aday olup matbalarda oy pusulası bastıran ve matbaacıya bunun ücretini bile ödemeden şimdi tekrar muhtar adayı var bu insanlar arasında…
*** *** ***
Dünkü yazımda biraz bahsetmiştim ya insan ne yapacağına, ne olmak istediğine karar verecek diye. Yani adam milletvekilliğine aday oluyor işi olmayınca Belediye Başkanlığına, o da olmazsa Meclis Üyeliğine, bu da tutmazsa dön gel muhtar adaylığı, bunu da yemezlerse muhtar azası adaylığını deneyen insanlar var ya hah işte şimdi değineceğim konu yine benzer bir şey.
Gerçi bizim gazete meseleyi haber yapmış ama ben konuya başka bir gözle bakmak istedim bugün. İsim vererek başlayayım CHP’li İl Genel Meclis Üyesi Metin ARAL’ı öyle veya böyle hasbelkeder tanırsınız, hiç tanımasanız bile gazetelerde mutlaka onunla ilgili haber okumuş ya da duymuşsunuzdur. Adama CHP’den ikinci kez İl Genel Meclis Üyeliği adaylığı verilmeyince ARAL bir başka “KOLTUK” arayışına çıkmış olacak ki Süt Üreticileri Birliğinin Başkanlığına kafayı takmış.
Cumhuriyet Halk Partililerin öyle sanıyorum ki göz dikmediği tek yer Süt Birliği kalmış buraya da kapağı atmaya niyetlenmişler anlaşılan. Sıralayayım isterseniz CHP’lilerin koltuklarını. Küçük Sanayi Sitesi Başkanlığı, Kahveciler Odası Başkanlığı, Berberler ve Kuaförler Odası Başkanlığı, Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanlığı, Çiftçi Malları Koruma Meclisi, Panko Birlik Başkanlığı, Ziraat Odası Başkanlığı, Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanlığı…
Yani demezler mi adama ;
“Gözünüz doysun be kardeşim…!” diye.
Şahsen ben derim. Bakın ben dedim bile…
Oysa herkes anladığı ve bildiği işi yapsa daha iyi olmaz mı, olmuyormuş demek ki. Neden insanlar kendi işi gücünü bırakır da bu tür yerlere Başkan ya da yönetici olmaya çalışır ki. Yoksa bu koltuklara oturanlara para falan mı veriyorlar, maaş falan mı bağlıyorlar…!
*** *** ***
Memleketin geldiği şu noktaya bakarmısınız, geçmiş hükümetler dönemlerinde neleri konuşuyorduk şimdilerde ne işlerle meşgul oluyoruz. Merhum Başbakan Bülent ECEVİT döneminde esnaf Başbakan’a yazar kasa fırlattı, ECEVİT Anayasa kitabını fırlattı ortalık fena karıştı. Şimdi ise Türkiye uzaya beşinci uydusunu (TÜRKSAT) fırlatıyor kimseden çıt çıkmıyor…!
Varsa yoksa kaset, böcek, ses kaydı falan filan. Kardeşim bu millet siyasetçilerden medet umar, hizmet bekler ama bunlarda icraat yerine birbirlerine laf yetiştirmekten başka bir şey göremiyoruz, duyamıyoruz yazık ki ne yazık… Karşısında kameraları gören politikacı ağzından çıkanı fırlatırken fırlattığı kelamın ülkeye ne yarar getireceğini ne zarar getireceğini hesaplamaktan aciz olursa her akşam izlediğimiz bu adamlara fırlattığımız tükürüğümüz bile yine kendi ekranlarımızı kirletiyor maalesef…