Haftanın ilk günü olan Pazartesi günü çoğu insanda olduğu gibi bende de bir “sendrom” oluşuverir.
Sendrom ; (Birbirleriyle ilişkisiz gibi görünen, ancak bir araya geldiklerinde tek bir olgu olarak kendilerini gösteren bulgular bütünüdür. Bu, kalıtsal olabilir ya da edinsel nedenlerle de oluşabilir.)
Bendeki bu bulgular bütünü kalıtsal cinsinden olmuş olacak ki bunu bir türlü yenemiyor veyahut inkardan gelemiyorum, buna da irade meselesi olarak bakıyorum…! Cadde de, sokakta, kahvede, otobüste birlikte hareket eden insanlar ortak yaşam sürdükleri bu yerlrde nedense birbirlerine ayrı dünyaların insanları olarak bakarlar.
Bu sendrom da nerden çıktı şimdi diyeceksiniz ya acil olarak yapıştırayım buna neden değindiğimi. Pazartesi (dün) cadde de aval aval yürürken önümü kesen bir AK Parti Belediye Başkan aday adayı ;
“Hooop kardeşşşş, yazılarınızı dikkatle okuyor ve takip ediyorum ama beni hiç yazmıyorsun…!” (Sabri CENGİZ)
Yukarı da da dedik ya “birbirleriyle ikişkisiz görünen…!” Demek ki insanlar bir zamana kadar ilişkisizmiş gibi görünselerde aslında her zaman ortak paydaları ve paylaşacak birşeyleri varmış, olabiliyormuş.
Pazartesi gününe dünden devam edelim bakalım. Bu defa Gazi Caddesine karşıdan karşıya dikey geçiş yaparken bir AK Parti fanatiği daha önümü kesiyor ;
“Hoop KASABALI, sende duydunmu, ya da sende oradamıydın?”
“Hayırdır, kim ne dedi, nerede?”
“Yahu Sağlık Bakanımız geldi ya.”
“Eeee ne olmuş geldiyse.?”
“Çok şey kaçırmışsın.” Hayırdır…!”
“Bakan falanca Başkan “bende yağışlardan dolayı mağdurum.” Deyince Bakan’da o aday adayına ;
“Sen bundan böyle mağdur değil, mağdur vatandaşları dinleyeceksin” dedi.”
Bitmedi, bu defa gazetenin arka sokağında nikotin terletiyoruz sokaktan Genel Merkez’den CHP’li Ertan Erbil İŞERİ geçerken siyasetten Belediye’den laflıyoruz CHP kimliğini cüzdanından çıkarıp bana doğru sallarken ;
“Bunca senelik CHP’liyim, Belediye Temizlik İşlerine benim gibi insan tam 23 gündür söz geçiremiyorsa vay diğer siyasi düşüncedeki vatandaşların haline…!” İŞERİ’nin ne demek istediğini varın artık siz yorumlayın.
Yıllar önce buna benzer bir şey daha olmuştu. DSP’li Belediye döneminde Aşçıoğlu mahallesinden roman bir vatandaşımız Başkan KULDAŞLI’ya olan öftesinden dolayı şöyle haykırıyordu ;
“KULDAŞLI’ya oy-moy yok, kuşa basacam anasını satayım…!”
Bunu neden yazdığıma gelince, bugünlerde bazı katı düşüncesi olan insanlara soruyorum AK “Parti’ye kesinlikle oy-moy yok.” Derken peki ;
“AK Parti’nin adayı falanca kişi olursa?” diyorum, aldığım cevap aynen şöyle oluyor ;
“Haaa o zaman başka, zira bu seçim genel değil, yerel seçim o adama sözümüz-nazımız geçer bari….”
Hani diyeceğim o dur ki insanlar artık yerel ve genel seçimleri ayırt edebiliyorlarsa mantıklı hareket edebiliyorlardır. Eskiden yukarıda da dediğim gibi argo tabiriyle adamın kafasını koparsan KARAOĞLAN’ın kuşundan başka kuş tanımaz ve kararından caydıramazdınız şimdi insanlar (yerelde) adamai adaya, kişiye ve sözünün-nazının geçeceği kişilere odaklanıyor. Genel seçimlerde yine yapacağını yapıyor. Ehh o kadar da olsun artık…
Yani diyorum ki yıllar öncesinin katı düşünceli seçmeleri yok artık, bunun tam aksine aklı-selim düşünen ve akıllı hareket eden, kimsenin etkisi altında kalarak değil kendi hür iradesi ile tercih yapan ve yapacak olan seçmenler var. İyi ki de varlar…