rezil olduk cümle aleme daha bulaşmam elimdeki kaleme…

Dünyanın günlerdir merakla beklediği, benim bile kim olacak diye günlerdir uykularımın terk olduğu Katoliklerin yeni Papası kim olacak? Sorusu önceki akşam ıkına sıkıla cevabını bulunca ben dahil herkes rahat bir soluk aldı…! Uzunköprü’ye günlerdir bir Müftü tayin edilememiş çokta önemli değil herhalde…! ***                             ***                             *** Olmadı ama sayın Kaymakamım, hem de hiç olmadı…! Olmayan nedir, […]
Yazarlar - 15 Mart 2013 10:38

Dünyanın günlerdir merakla beklediği, benim bile kim olacak diye günlerdir uykularımın terk olduğu Katoliklerin yeni Papası kim olacak? Sorusu önceki akşam ıkına sıkıla cevabını bulunca ben dahil herkes rahat bir soluk aldı…!

Uzunköprü’ye günlerdir bir Müftü tayin edilememiş çokta önemli değil herhalde…!

***                             ***                             ***

Olmadı ama sayın Kaymakamım, hem de hiç olmadı…! Olmayan nedir, onu da izah edeyim yüksek müsadenizle. Hadi beni davet etmediniz Ankara ziyaretine, zaten işlerimin yoğunluğunu mazeret gösterip ziyareti geri tepecektim. Amma velakin bu kasabanın iktidar partili insanlarının yanısıra muhalefet partililerin de bir Başkanı var, bu partinin de yönetim kadroları var. Milliyetçi Hareket Partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu var, ondan gayrı Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkenin Anamuhalefet partisi onlarında Mecliste grubu var.

Her iki siyasi partinin gerek ılçe Başkanları ve gerekse Yönetim Kurulu Üyeleri Ankara’ya davet edilmemiş. Adamlar haklı olarak şimdi gönül koymazlar mı? Bu saatten sonra çağırılsalar bile darılmışlar bi kere gitmezler artık. Hadi siyaseten çağırmadınız bu adamların işadamı ya da sivil toplum kuruluşu olma sıfatıyla da olsa şahsi kanaatımca “sizde gelin” denilebilirdi. Ne olursa olsun en azından yok sayılıp davet edilmemezlik olmamalıydı bence. Evet sizlere şimdilik hayırlı yolculuklar dilerken ben şimdiden bu ziyaretin adını ;

“BÖLÜK PÖRÇÜK BıR ZıYARET…!” olarak değerlendiriyorum.

***                             ***                             ***

Baz istasyonlarının dün birilerinin gazıyla şehir dışına alınacak kararının açıklanmasıyla birlikte Adliye arkası davul-zurnayla adeta panayır çadırına dönüştürüldü. CHP’li bayanların alkış tuttuğu dünkü kısır düğününde bu gelişmenin bu derece abartılarak şımarılmaya gerek var mıydı bunun kararını halk verecek.

Baz istasyonlarına karşı gelenler iş cep telefonlarını kullanmama protestosuna gelince göbek atan kabadayılar anında kıvırıyor ama n’aber. Herkes üzümünü istiyor, alıyor, yiyor, sapını kabul etmiyor…! Bu da böyle işte…

***                             ***                             ***

Dünkü yazımızda hani terör örgütünün elinde yaklaşık yirmi aydan bu yana tutulan kamu görevlilerinin teslimi ile ilgili olarak BARIşTAN bahsettik ya hay elimi katır tepseydi de yazamaz olsaydık.

Yok efendim neymiş, devlet teröre boyun eğmişmiş, bugüne kadar nasıl çatışmışsak çatışarak bu insanları kurtarabilirmişik falan filan. Adamın teki konuyu daha da abartıp ;

Bu memleketin istihbarat kaynakları, özel harekatı var onlar ne güne duruyor” diyerek olaya bayağı bilimsel açıklık getiriyor. Yetmedi bir diğer beni eleştiren muhterem kişi ise ;

“Hani Polat ALEMDAR, Memati, Abdülhey, koy yanlarına Cüneyt ARKIN’ı göder Kuzey Irak’a olsun bitsin…! Niye dert ediyorsun ki.” Esprisiyle dalgasını geçiyor aklı sıra.

Ancak adama ; “Terör örgütü tarafından kaçırılanlardan herhangi biri senin kardeşin, abin, baban, v.s olsa yine çatışarak mı kurtarılmasını yoksa böyle güzellikle mi kurtarılmasını isterdiniz?” diye sorduğumuzda dut yemiş papağana dönüyor iyi mi…!

Yani işin kestirme yanı, adamlar güya dünkü yazıyla beni madara edip rezil etmeye niyetlenmişlerdi ama bizde laf çooook yeter ki sen laf iste bizden. Lafa ücret talep etmiyoruz yeter ki muhatabımız laf istesin.

***                             ***                             ***

OKUMADAN BANKAYA GıTMEYıN…

 Bankaların haksız olarak vatandaştan aldığı paraları biliyormusunuz, bilmiyorsanız bankaya gitmeden burayı iyi okuyun şimdi.

“Yıllık kart ücreti ya da aidatı, Konut kredisi kullananlardan komisyon ve dosya masrafı, Yeniden yapılandırma ücreti, ıpotek fek ücreti gibi adlar altında aldıkları ücretleri sayabiliriz. Diğer taraftan,  bankalarla işlem yapan ve bu işlemler nedeniyle tüketicilere verilen her çeşit belge, doküman, ekstre gibi belgelerle birlikte, tüketicilerin istemiş olduğu yazılardan da çeşitli miktarlarda ücretler alınmaktadır.”

Yani bankalar saf insanları kaz gibi yolarken şimdi de bankalar ;

“Para tamlama ve bozma komisyonu…!” adı altında vatandaştan para tırtıklıyor, haberiniz olsun bakın biz haber verdiğimiz için ücret talep etmiyoruz.

BENZER HABERLER