Nerden de bulaştık şu Belediye’nin Atık Su Arıtma Projesinden mütevellit yeni faturalara eklenen ilave ücretlere. Yatağından erken fırlayan kapmış su faturasını dooooğru bizim gazeteye. Git kardeşim Belediye’nin üçüncü katına anlat derdini, izah etsinler sana dermanını, bize ne…
Tamam biz burada gazetecilik yapıyorsak arzuhalcilik yapmıyoruz ki herkesin derdini, beklentisini, sorununu – sıkıntısını kaleme alalım. Git birader başka gazete mi yok kasabada bunları kaleme alacak.
Sonra biz neden ilgili kurum ya da kuruluşlarla bu yazdıklarımızdan ötürü kötü olalım değil mi ama… Ama gazetenin kapısı han kapısı olduğundan bir de en merkezi konumundan olsa gerek canı sıkılan, kurum ya da kuruluşlara kızanların, küsenlerin ortak adresi olduk şu günlerde. Yazamayız deyip geri çeviremiyoruz işte bugün olduğu gibi. Madem kamu hizmetine soyunmuşuz, giyinmeye fırsat bırakmıyorlar sağolsunlar.
Katı Atık, Projesi Sulu Atık meselesi Bakan gelmeden, hatta gelene kadar o kadar sulandırılmıştı ki millete gına gelmişti.
Bakın şimdi bu projeden, yani Atık Su ve Katı Atık Su Projelerinden şimdilik devlet Belediye’den üç yıl herhangi bir ücret talep etmeyecek olmasına rağmen Belediye neden halktan peşin para tahsiline kalkışıyor ki…! ınsanlar kaçmıyor ki, hem vatandaş faturalara iliştirilen ;
“Katı Atık Su Bedeli” “Cüruf Bedeli” gibi ifadeleri anlamamış olacaklar ki gazeteye gelerek bize;
“Biz zaten Çevre Temizlik Vergisi veriyoruz, bu da ne parası?” sözleriyle kafa tutuyorlar. Projenin temeli atılmadan önce neler olmuş ve yaşanmıştı geriye dönüp bir kez daha hatırlayalım şimdi.
Uzunköprü Belediye Başkanı, bu işi Belediye’nin yaptığını ifade ederken şu cümleyi sarfediyordu ;
“Hem Belediye’den bu hizmetin parasını alacaklar hem de temel atma törenine davetli olarak çağıracaklar.”
Merkezi hükümete yapılan bu iş için para gönderecek olmanın verdiği rahatlığıyla ;
“Bu işi CHP’li Belediye değil, AK Parti hükümetinin Orman ve Su ışleri Bakanlığı yapıyor, biz yapmasak koskoca Bakan açılışa gelir mi?” sözleriyle açıklamaya çalışıyor. Ancak burada bir detayı gözden kaçırıyorlar zira “parayı veren düdüğü çalar” dense de bakın şimdi burada parayı ne Belediye ve ne de bu projenin bedelini iktidar partisinin hükümeti veriyor. Bunun parasını tıkır tıkır Uzunköprü halkı ödese de düdüğü Belediye ve iktidar partisinin Uzunköprü kanadı çalmak istiyor yazık ki halk hiçe sayılmak isteniyor.
Hiiiiç kimse kem küm, cak cek yapmaya kalkışmasın bu projenin parası devletine düzenli olarak vergisini ödeyen esnafın, alın teriyle çıkardığı mahsülünden vergi ödeyen çiftçinin, işçinin, işverenin kısacası Uzunköprü halkınındır.
Ne demişti Hz. Mevlana ;
“Bencillik, gözüne takılmış ayna gibidir. O gözler nereye bakarsa baksın kendinden başka birini görmez.”
Ona bakarsak Uzunköprü Kızılay şubesi’nin de düne kadar en azından ben Uzunköprülülerin diye biliyordum ama yanılmışım. Doktor şükrü SULAK’tan başkanlığı devralan sevgili büyüğüm eski Başhekim yanlış hatırlamıyorsam CHP’den Belediye Başkanlığına talipti. Kızılayın şimdiki yeni yönetime ve Merkez Kurulu Üyelerine bakıyorum onlarda CHP’li.
Uzunköprü’de yıllardır en aktif olarak bildiğim CHP’de Kızılaya gelene kadar daha neler var ki. Sanayi Sitesi, şoförler Odası, Kahveciler Odası, Berberler Odası, Panko Birlik, Ziraat Odası, Çiftçi Malları Koruma Meclisi v.s v.s hepsi CHP’lilerin elinde.
Bu partinin hırsına, çaba ve memleket mücadelesine hastayım da nedense kavgalar, küskünlük ve kırgınlıklar neden önlenemez bunu anlama da ustayım şu aşağıdaki sözle ;
“ınsanların hırsı ve tamahı, mesut olmamalarının tek sebebidir.” (Fenelon)