BAŞ NOT ;
“Dünkü yazımın son paragrafında yer verdiğim Köylere Hizmet Götürme Birliği konusundaki düşüncelerimi aynı gün benimle paylaşanlar da bu konuda özellikle köy muhtarları ve İl Genel Meclis Üyeleri Nedret AKBULUT ve Metin ARAL’ın bu konuda üzerlerine düşen gerekli açıklamayı yapmaları konusunda benimle hemfikir olduklarını ifade ederlerken aynı konuda sayın Kaymakamımız Uğur KOLSUZ’un yalnız bırakılmamasını ısrarla vurgularken muhtarların ilgili konu hakkında gerekli açıklamayı yapacak olmalarını duymam beni ayrıca sevindirdi.”
*** *** ***
Taksim Gezi Parkı protesto olaylarının ne zaman sona ereceğini kestirmek şimdiden mümkün olmasa da orada yaklaşık onbeş gündür yaşananları izledikçe insan ister istemez üzülüyor, kahroluyor.
Bazı televizyon kanalları meydana gelen olayları çarpıtarak, bazıları da abartarak izleyicilerine servis ederken medyanın da maymına döndüğünü söylemeden edemiyor insan. Hangi televizyon kanalının olayları tarafsız ve objektif yansıttığını bulmakta zorlanır olduk protestolar bir türlü sona ermeyince.
Siyasi parti genel başkanlarına bakıyoruz onların da şaşırmış bir vaziyette olduklarını çözmekte hiç zorlanmıyoruz, zira hiçbirinin uzlaşmadan yana olduğuna inanmıyoruz. Onlar da biliyor ki kürsüye çıkıp bu protesto olaylarını körükleyen insanlara şöyle bir ;
“Yeter artık bu gösterilerinizden hükümet gereken dersi almıştır, evinize dönme vakti gelmiştir.” Diye seslenseler bu insanlar onları da iplemeyecek…! Onun için bugünkü yazıma birde resim eklemeyi düşündüm.
İstanbul Taksim parkında olduğu gibi memleketin diğer il ve ilçelerinde de benzer eylemler düzenlendi. Hatta Uzunköprü’de bile yapılan yürüyüş (küfür haricinde) ne kadar güzeldi mesela. İnsanlar demokratik haklarını haykırdılar, bunda son derece haklıydılar katılanları tebrik ediyor ve bu hak arayışları konusunda sessiz-sünepe kalmadıkları için kendilerini kutluyorum.
Ancak Taksim Gezi Parkındaki eylemlerde çekilen ve bugün sizlerle yazının içinde paylaştığım resime bakarmısınız…! Bunun neresini tasvip edebilirsiniz? Polisin aracına, esnafın vitrinine zarar verenlere bir bakarmısınız, evet lütfen bakarmısınız ellerinde taşıdıkları araçlara ve camekanlara yazdıkları slogan ve çeşitli yazılara.
Belki resim renkli oladığı için göremezsiniz, seçemezsiniz be yazayım resimlerin içeriğindekileri ;
“PARTİZAN, DSİP, BDP, APO, PKK, BDSP, ESP, MLKP, SYKP, TKP, HALK CEPHESİ”
Ve bunların yanısıra ellerinde taşıdıkları dövizlerde de ölen teröristlerin afiş ve resimleri, ÖCALAN’ın posterleri v.s v.s… Bunlarla aynı kare ve kaderi paylaşıyorsanız bakın işinize ben karışmayayım sizin işinize.
*** *** ***
Dün haber ajanslarında yer alan dikkatimi çeken bir haberi okuyorum, buyrun sizde okuyun; “Bu yıl birincisi düzenlenen Şenyayla Şenlikleri’ne bölgedeki PKK’lılar damgasını vurdu. Kozma Dağı Şenyayla Bölgesinde ilki düzenlenen şenliklere bin kadar vatandaş ile BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ve Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan da katıldı.
Türküler söylenip halaylar çekilirken, güneşin battığı sıralarda üç ayrı tepede PKK’nın gözcüleri ortaya çıktı. Bu arada bir vatandaş kamyonetle Kozma dağına çıkarak silahlı 6 PKK’lıyı alıp alana getirdi. Bu sırada tepede kalan PKK’lılar ise gözcülük yaptı….!”
*** *** ***
ONLAR DIŞARIDAN BİZ İÇERİDEN…!
Böyle bir ünlü söylem var, biliyorsunuz. Hangi Paşa’ya Osmanlı İmparatorluğunun zayıf günlerinde Avrupalı gazeteciler sormuşlar. “Dünyanın en sağlam devleti hangisidir,” diye. Paşa hiç düşünmeden “Osmanlı,” demiş.
Herkesin şaşırdığını görünce de açıklamış:
“Baksanıza, biz içeriden siz dışarıdan yıllarır uğraştığımız halde bir türlü yıkamadık….!”
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin geldiği şu dramatik günlere bakarmısınız. Daha çok değil, bir ay öncesine kadar dünya ülkelerinin gıbta ile baktığı Türkiye’ye bakarmısınız.
Bu memlekette eğer birileri ;
“NE MUTLU TÜRK’ÜM” demekten çekiniyorsa, bu çekinenlere hudut kapılarımız ardına kadar açık olacaktır ay yıldızlı bayrak gönderde olduğu müddetçe…