Bu kasabada ne yaparsan yap, ne yazarsan yaz yaptığınla ve yazdığınla kalırsın ve çoğu zaman sapına kadar haklı olsan dahi ya tepki alırsın ya da havanı alırsın. Bakın şimdi daha geçen gün sayın Kaymakamımızın gazetemizi ziyaretinin hemen ertesinde bu köşeye taşıdığım Ana-Bacı Caddesi’nin içler acısı hali ile bu bazı birahanelerin hizaya getirileceği yerde yerel yöneticiler yerinde saymaya devam ediyor.
Caddenin kirliliğinin giderilmesi için yanlış hatırlamıyorsam Haziran ayında sayın Belediye Başkanımız Enis İŞBİLEN başta Emniyet, Belediye ve İlçe Tarım Müdürlüğü’nün ortaklaşa bir çalışmayla birahane meselesinin çöüleceği müjdesini vermiş ve diğer esnaflarla birlikte bizi de gazete olarak sevindirmişti. Ancak bu mesele düzeleceği ve düzeltileceği yerde daha da çirkin görüntüler vermeye devam etmesi bizleri yine ümitsizliğe sürükledi.
Ancak biz yine de Belediye’nin bu konuyu çözeceğine ve esnafı sevindireceğine gönülden inanıyoruz ne yapalım seçimlerden sonrasını bekleyeceğiz artık.
*** *** ***
Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanı İnanç SÜLÜŞ arkadaşımın şu önseçim konusunda işi bir hayli zor dışarıdan izlediğim kadarıyla. Parti tabanı Genel Merkez’in gönderilen genelgesine rağmen önseçimde kararlı. Yani madem ki demokrasi var o zaman konulsun seçmen üyenin önüne sandık, üyeler kimleri tercih ederse o kişiler sıralamadaki yerlerine razı olsun. Aksi taktirde özellikle İl Genel Meclis Üyelerinin sıralamasını ilçe yönetimi yapacak olursa mutlaka adam kayırmaca olacaktır.
Ya da hadi diyelim üyelerin önüne sandık koymadınız varsayalım, işlerine karışmak gibi olmasın ama naçizane önerim o zaman topla yönetim kurulunu kaç kişi bu yönetim kurulu 15 kişi mi sorarsın bu insanlara ;
“Arkadaşlar ne yapalım? Sandık mı koyalım? Yoksa biz mi oylayalım? “diye. Şayet yönetim kurulu ;
“Biz oylayalım.” Derse o zaman yönetim kurulundan kimler önseçim istedi, kimler yönetimin belirlemesini istedi, bu fikir sahibi kişilerin ne istediklerini de bir açıklama yaparak kamuoyu ile paylaşırsın ne şiş yanar ne de kebap.
*** *** ***
Ulusal basında pek tanık olmasam da mahalli basında bazı arkadaşlara bakıyorum da seçimler bittikten sonra diğer seçim gelene kadar dört-beş sene pusuya yatarlar tam seçimler yaklaşır bunlardan bazıları inlerinden çıkıp ahkam kesmeye başlarlar sizlerinde bildiği gibi.
Önümüzdeki yerel seçimleri genel seçim havasına sokmaya çalışan tezgahtar zihniyetlerin aslında nelerin peşinde olduklarını bilenler çok iyi biliyor bu kasabada da bu bahsettiklerimi aslında sizler bu mesleğe yıllarını veren meslekdaşlarımızdan dinleseniz çok daha detaylı bilgi sahibi olacağınız inancındayım ben.
*** *** ***
Yahu kardeşim ne alıp veremediğiniz kendi partinizin İlçe Başkanıyla anlayamadım gitti. Adam geçmiş karşıma ;
“Bunu da yazsana KASABALI, ama sıktıramazsın değil mi…!”
Bunu bana diyen önce DSP’li sonradan CHP’li bir partili. Dediği, derdi ve merakı neymiş biliyormusunuz, hani Pazar günü Şöforler Odası’nın Genel Kurulu vardı ya yok efendim tüm siyasi partilerin İlçe Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyeleri oradaymış da CHP İlçe Başkanı SÜLÜŞ yokmuş falan filan…
Eeee bu kasabanın kadılığına soyunursak bu gibi ceviz kabuğunu bile doldurmayan meşgalelerle de zaruri olarak ilgilenmek zorunda kalıyoruz bazen şimdi olduğu gibi işte.
*** *** ***
Yukarıda da dediğim gibi bazı tezgahtarlar önümüzdeki yerel seçimleri menfaatleri çatışacak endişesiyle genel seçim yapılacakmışçasına kamuoyuna servis etmeye gayret ediyorlar. Oysa ki önümüzdeki seçimlerin AKP-CHP ve MHP değil, ÇOBANOĞLU, CHP ve AKTAŞ’ın seçimi olacağını sokaktaki sade vatandaş bile fark ediyor, biliyor.
Yerel seçimler partilerden ziyade kişilerin seçimleridir, yerel seçimlerde ERDOĞAN’dan, KILIÇDAROĞLU’ndan ya da BAHÇELİ’den bana ne kardeşim. Ben bu kasabada sözümün nazımın geçeceği, vatandaşın işini kimin daha kolay yapacağına bakarım. Gerisi teferruat, neticede havasını ve suyunu beraber tükettiğimiz bu kasabada herkes birbirini hasbelkeder tanıyor, biliyor, insanlar rasına nifak sokmaya, mide bulandırmaya, çamur atmaya, kafa karıştırmaya gerek yok. Şunun şurasında sandıkların önümüze konulmasına ne kaldı ki…