Öyle, böyle, şöyle diyerek 650 küsur yıldır yedi düvele namını duyurmuş babayiğitlerin yolu Osmanlıya 90 küsur yıl Başpehlivanlık yapmış Edirne’nin tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri hafife alınamaz.
Son yıllarda bu yılda olduğu gibi işi cıvıtarak Kırkpınar’ı magazinleştirmek isteyenler sadece Kırkpınar adıyla kendi reklâmlarını yapma gafletine düştüler.
Kırkpınar ağalığı, cazgırlığı, peşlamalcılığı, ibrikçiliği, hakemliği öyle şarkıcı Fatih ÜREK ya da oyuncu Çaycı Hüseyin’in düşündüğü gibi PARA ile olacak bir şey değildir.
Edirne’nin gözünde Kırkpınar Meydanı aynı zamanda ER meydanı olduğu kadar AR ve TER meydanıdır.
Bundan zira ağalığa ya da çıraklığa bile talip olacaklar bu detayları çok iyi analiz etmezlerse halkın gözünde madara olmayı sürdürürler.
Bizde bunları işte böyle Kırkpınar’ın çimlerinde süründürürüz.
Ancak sene de birkaç gün sadece Kırkpınar Yağlı Güreşler ile Edirne’nin adının duyurulması Edirnelilere artık yetmiyor.
Sadece ciğeri ile, Selimiye’si ile de yetmiyor.
Edirne’li daha fazlasını istiyor.
Basketbol ile (isim versem reklama girer) Edirne’nin adı duyurulmaya çalışılsa da o da çabuk bayatladı.
Edirne’den Edirne’li gözüyle değil de Trakya’dan harbi bir Trakya’lı olarak baktığımda spora, özellikle de futbola bu kadar düşkün bir toplumuz ama iş icraata gelince sınıfta kalıyoruz.
Bırakın sadece Edirne’yi, Trakya’nın diğer il ve ilçelerine bir bakın.
Nüfusu bizden az, ekonomisi bizden daha bozuk il ve ilçelerin futbol takımları sponsorlarıyla da olsa müsabakalarıyla adından söz ettirirken biz ise sinirden dudaklarımızı ısırıyoruz.
Ama bölge insanı olarak Edirne, Tekirdağ, Kırklareli diyeceğimiz yerde Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş diyoruz.
Trakya bölgesindeki hemen hemen her ilde, her ilçede bu üç büyük kulübün dernekleri mevcut. Bu derneklerde toplanan aidatlar kendi futbol kulüplerimize gitse iyi olmazmı?
Bölgede spor, daha doğrusu futbol neredeyse siyaseti solladı. Tamı tamına 365 gün, yani ful bir sene mahpusta yatan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı geçen hafta başında salıverildi ya. ışte Aziz Başkanı karşılamak için Edirne’den, Keşan’dan, Uzunköprü’den taraftarlar koşup gitmiş. Bende Fenerbahçeliyim diyebiliyorum ama deliyim diyemiyorum. Yanlış anlaşılmasın gidenlere de deli deme gibi bir terbiyesizliğimiz sözkonusu olamaz.
Ben madalyonun öbür yüzüne yani Aziz Başkanın bize ne verdiğine ve bizden ne aldığına bakarım.
Aslında anladınız siz benim ne demek istediğimi. Ne güzel değil mi güreşle ilgilenen yurt içi ve yurt dışında yaşayan milyonlarca insan birkaç günde olsa Kırkpınar hatrına Edirne’nin adını duydu, geldilerse Selimiye’de namaz kıldı, tava ciğerinden tattı, hotelinde yattı.
Yukarıda dediğim gibi Kırkpınar bitti Edirne bitti mi? Bitmemeli…Edirne’nin adı sadece bunlarla sınırlı kalmamalı. Sahi ya Kırklareli, Tekirdağ ya da Edirnespor diye bir spor kulübü veyahut futbol takımı var mı? Olsaydı ben televizyonda mutlaka görürdüm.