Geride bıraktığımız haftalar içerisinde UTSO ve Borsa’nın ortaklaşa düzenlediği “Uzunköprü Kalkınma Çalıştayı” konulu seminer düzeyindeki toplantıyla Uzunköprü önceki gün DÜNYA’lya birkez daha gündem konusu olarak hafızalarda yer etti. Sözkonusu toplantıya katıl(a)mayanların çok şeyler kaçırdığını daha önceki yazılarımda not düşmüştüm hatırlayacak olursanız. Elbette bizler Trakya kökenli olduğumuz için bu sözkonusu toplantı sonrası bana ;
“Bak KASABALI bu toplantı rakılı, köfteli, sazlı, sözlü olsaydı salonda yer kalmazdı.!” Diyenlerin sayısı azımsanamayacak kadar fazlaydı ya neyse. Türkiye’nin en ciddi ekonomi gazetelerinden biri olan DÜNYA Gazetesi köşe yazarlarından Güven SAK’ın kaleme aldığı Uzunköprü Kalkınma Çalıştayı toplantısının ayrıntılarında aslında Uzunköprü’nün ticari bakımından geleceğinin o kadar da karamsar olmadığından söz etmesi biz Uzunköprülülere bir ışık ve bir umut olarak geri dönüyordu. Bu toplantıya vesile olarak aracılık ve ev sahipliği yapan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ercan İHTİYAR ve Ticaret Borsası Başkanı Egemen ASLAN’ı buradan bir kez daha tebrik edip kutlarsak yağcılık etmiş olmayız herhalde. Varsın bu çalışmaları görmezden gelenler olsun, varsın bu çalışmaları fesatlananlar olsun. Onlar da böyle mutlu olsun n’apalım… (bir türlü olamıyorlar ya neyse)
*** *** ***
Geçen gün bir salak daha Türk bayrağını (neresine battıysa) indirmeye çalışınca polis tarafından indirildi. Salak (?) diyorum zira gazetelerden takip ettiğim kadarıyla adam şizofreniymiş, yani halk diliyle deli.! Tamam farzedelim adam deli diyelim peki neden bu deli adam bayrak direğinin üstüne oturmayı denemiyor da bayrağı indirmeye niyet ediyor.? Acaba diyorum delilerde de aynen İspanyol boğalarında olduğu gibi gibi kırmızıya allerjileri falan mı var.
*** *** ***
Dünkü yazımın bir paragrafında müdürün tekinden hicivli bir soruyla bahsetmiştik ya keşke sormaz olaydım o soruyu. Şimdi herkes birbirine yöneltiyormuş bu soruyu ;
“Acaba bu müdür hükümet konağındaki müdür mü, Belediye’nin bilmem kaçıncı katındaki müdür mü, yoksa köprübaşındaki müdür mü.?” Diye, yormayın kafanınızı be kardeşim sorunun cevabını da muhteşem MÜDÜR’ün kim olduğunu da bilen bildi (biliyor) zaten…!
*** *** ***
Geride bıraktığımız günlerde şu dillere destan CHP-MHP’nin mübarek ÇATI adayının açıklanmasının ardından özellikle CHP’de başlayan homurdanmaların ardı arkası bitmek tükenmek bilmiyor. KILIÇDAROĞLU çatı adayını önce BAHÇELİ’ye servis edip onun beğenisi ve OLUR’unu aldıktan sonra kendi partililerine paketliyor ve ardından İl Başkanlarını Ankara’da toplayıp ;
“Şaşırmayın haaaa bakın adayımız dini bütün, namazında niyazında bir adam.” Diyor. CHP İl Başkanları da KILIÇDAROĞLU’na ne diyor ;
“Tamam bugün için agamızda, paşamızda, efendimiz de, genel başkanımız da sensin. Sen ne dersen o olur, emrin olur.” Diyerek biad ediyorlar. İyi güzel de Uzunköprü’de kendileriyle irtibat kurduğum birçok CHP’li aynı şeyi söylemiyor maalesef. CHP Edirne İl Başkanı bu kararı verirken ilçe örgütlerinin fikrini sormuş mu diyorlar. Benim bildiğim CHP’lilerin yıllardır benimsedikleri bir ideolojileri, bir SOL’duyuları vardı. Bu SOL’duyu da KILIÇDAROĞLU sayesinde yıllar sonra SAĞ’duyu oluverdi. Ehh bize de kırkbirkere maaşşşlllahhh demek düşer artık…!
CHP yıllardır başımıza ve karşımıza başörtüsüyle çıktı, CHP yıllardır karşımıza laiklik elden gidiyor naralarıyla çıktı, CHP yıllardır İmam-Hatip ve Kur-an Kurslarına karşı çıkmakla gündeme geldi. CHP yıllardır Cuma namazına gidenlere bile sofu gözüyle bakmakla karşı karşıya kaldı, CHP yıllardır akşamcılara ve Tekirdağ rakısını sevenlere destek çıktı, ama bir türlü iktidara çıkmayı aklının ucundan bile geçirmedi.
CHP yıllar sonra anladı ki bu böyle olmuyor o zaman bizde dindar görünelim de belki mayayı böyle tutturuz dedi ve sağa doğru, dine doğru yöneldi ve nihayet ÇATI’yı EkmeleDİN’le buldu ama bakalım ÇATI’yı yapabilecek ÇITA’yı bulabilecek mi asıl mesele burada…