28 Mart günü yani Belediye Başkanlığı seçimlerinden iki gün önce bir yazı yazmıştım. O yazımda demiştim ki ;
“AK Parti %45 ila %50 arasında oy alacak ve seçimleri kazanan Ak Partinin genel başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’da emin adımlarla Cumhurbaşkanlığına yürüyüp Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı olacaktır.”
Geçen haftaki yazımda da eğer Ekmeleddin İHSANOĞLU ile Tayyip ERDOĞAN’ın arasındaki fark % 15 olmaz ise Tayyip Erdoğan’ın başarısız olacağını ben de bu durumda bir daha yazı bile yazmayabileceğimi ima etmiştim. 10 Mart akşamı ne söylediysem aynen o gerçekleşti. Ben 58 yaşındayım, Uzunköprü ilçesinde 20 sene siyaset yaptım. 3 yıl iktidar patisinin İlçe Başkanlığı görevinde bulundum. Birçok kişiye İlçe Başkanlığım sırasında evlerine ekmek götürmelerine vesile oldum. Birçok kişiyi Banka, Devlet Su İşleri ve Köy Hizmetleri olmak üzere işe girmelerine yardımcı oldum. İnsanları ameliyat ettirdim. Devleti soyan birçok hırsızın canını yaktım.(!) Muhtarlara köylerin sorunlarını çözme konusunda yardımcı oldum. Ekmek verdiğim, yardımcı olduğum kişilerden bir tanesi ;
“Süleyman Sincik’e bir yemek aldım” desin kendimi Uzunköprü’nün girişine asarım. Ben insanlardan bir tek şey istedim Allah razı olsun desinler yeter.
Uzunköprü’de birçok gazetede yazı yazdım. 7-8 aydan beride Uzunköprü Gazetesinde yazı yazıyorum. Burada yazmamın tek sebebi gazetenin en çok okunan ve sahibi İHTİYAROĞLU’nun kimseden ve hiçbir kurumdan (!) tek kuruş menfaat beklememesi, gazeteye zarar vermediğimiz sürece her şeyi yazmanın serbest bırakılmış olmasıdır. Kimsenin kimseden bir beklentisi yoktur. Gerçek ne ise odur. Ben de 10 yıldır “GERÇEKLER” rumuzu altında yazı yazıyorum. Ne görürsem ne yaşarsam ne bilirsem onu yazarım. 20 yıl Uzunköprü’de siyaset yaptım. Aynen Tayyip ERDOĞAN gibi siyaseti yaşayarak öğrendim. Yazıyı yazarken yorumu yaparken birilerine siyaset dersi veririm. Bir siyasetçinin nasıl olması gerektiğini öğretmeye çalışır Türkiye ve dünyaya at gözlüğünden değil en geniş çerçeveden bakarım.
12 yıldır bir seçim hariç oyumu hep AK Parti’ye verdim. Bunun tek sebebi ülkemize yapmış olduğu hizmetlerdir. Anavatan Partisi döneminde savunduğum ve ilke edindiğim, hayal ettiğim her şeye AK Parti iktidarında kavuştum. Laf değil hizmet milliyetçiliğini gördüm. Sosyal demokratlığı devlet kapılarında gördük. Esas hırsızlığın bankaları batırıp yüksek faiz vererek yapıldığını, İMF’den borç alınıp parti yandaşlarına nasıl dağıtıldığını DSP, MHP, ANAP koalisyonunda canlı canlı yaşadık. Bir takım cuntacı generallerin ülkeyi nasıl soyduklarını 28 Şubatta deniz kuvvetleri komutanının 25 bin kutu kola, 25 bin yabancı sigarası ve 1,5 ton çikolata faturasını nasıl aldığını mahkeme kararlarında okuduk.
Bu İktidar döneminde toplanan vergilerin nasıl yol olduğunu, konut olduğunu, köprü olduğunu, baraj olduğunu, dağların nasıl delindiğini, denizin altından trenlerin nasıl geçirildiğini, 100 yıllık hayallerin nasıl gerçekleştiğini yaşayarak gördük. Fakir fukaranın, garip gurabba’nın birinci sınıf vatandaş gibi uçağa binebileceğini yasalar önünde eşit olacağını her türlü sağlık hizmetlerinden bedava yararlanabileceğini, kimsenin kimseden devlet önünde üstün olamayacağını bu iktidar zamanında gördük.
Ben Tayyip Erdoğan’ı geçen hafta tebrik etmiştim. Bugün yine bu yazı vasıtası ile tebrik ediyor, yeni Türkiye’nin Türk milletine, Türk dünyasına ve bütün Müslüman âlemine hayırlı olsun diyor ve Allah utandırmasın diyorum.