Seçim sonuçlarından memnun olanlarla olmayanların oranını tam olarak bilemiyoruz, ancak; Cumhurbaşkanının ilk turda belirlenememiş olması -büyük olasılıkla- bu sonuçtan memnun olmayanların, olanlardan daha fazla olduğunun bir işareti. Araya giren 2 haftalık belirsizlik kimseyi hoşnut etmedi.
Memleketimiz için hayırlı olsun,
28 Mayıs günü akşamı erken saatlerde bunun da cevabını almış, aralarında %5 i bile bulmayan bir fark olan iki Cumhurbaşkanı adayından birini 5 yıllığına görevlendirmiş olacağız.
Daha büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor olması muhtemel kesimin Cumhurbaşkanlığı için Kemal Kılıçdaroğlu’na oy atan kesim ve özellikle de CHP seçmeni olduğu kanısındayım. Zira; sonuç o kesim için hiç de iç açıcı olmadı.
…………………………….
Oysa, iktidarın son seçimden beri başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir.
2018 Haziran seçimlerinin hemen ardından Ekim ayında yaşanan “Rahip Brunson” krizi ile uzun yıllar 3-4 TL bandında giden ABD doları 1-2 ay içinde 6-7 TL bandına çıktı. 2019’da Rus Yapımı S400’lerin satın alınması batı ile ipleri tam anlamıyla gerdi. Dolar yükselmeye devam etti.
2020’de pandemi patladı. Hiçbirşey artık eskisi gibi değildi ve olmayacaktı.
2022 Şubatında Rusya Ukrayna’ya saldırdı.
2023 6 Şubat’ında “Yüzyılın Felaketi” olarak nitelenen ve Kahramanmaraş başta olmak üzere ülke topraklarının %15’ini sallayan, çok büyük can kayıpları ve maddi hasarlara sebebiyet veren bir deprem yaşadı ülkemiz.
Herhalde geçtiğimiz 2018-2023 dönemi kadar muhalefete malzeme sağlayabilecek bir dönem daha geçmemiştir dünyanın pek çok ülkesinde.
Peki muhalefet bu kadar malzeme bolluğundan ne kadar yararlanmış görünüyor???..
Hemen hemen hiç!!..
…………………………..
Öyle ya da böyle, her ne kadar diğer birçok parti ile müşterek hareket etti ise de CHP hafızalarda kazınmış sol tandanslı bir parti olma realitesini üzerinden atamamış görünüyor. Hal böyle olunca da %20-%30 bandını da bir türlü aşamıyor.
Rahmetli Ecevit’in taa 1966’da sarfettiği meşum “Ortanın Solundayız” sözü, korkarım; kendisinin daha sonra CHP den ayrılması ve başka bir parti kurması(=DSP)’na rağmen CHP’nin kabusu olmaya devam etmektedir.
Oysa partinin 6 okundan biri “Milliyetçilik” diğer bir tanesi de “Cumhuriyetçilik” tir. Ki; jargonda “SOL” görüşlü olduğu iddiasında olan bir partinin ilkeleri arasında yer alabilecek en son ifadelerden biri milliyetçiliktir.
Keza; Cumhuriyetçilik de esasen kendisinin sol görüşlü olduğunu iddia eden bir partinin nirvanasının Sosyalizm olduğu, olacağı varsayılırsa ana ilkeler arasında yer alıyorsa düşündürücüdür.
O halde; ya CHP –esasen-, -tam manasıyla-, sol tandanslı bir parti değildir ya da eğer sol tandanslı bir parti ise Milliyetçilik ve Cumhuriyetçilik ilkeleri Sosyalist Enternasyonel’in varsayılan tercihlerine ters düşer.
CHP bu iki arada, bir deredelilikten bir an önce kurtulmalıdır.
İktidara gelebilmek için sağa sola eyvallah eden, onlara taviz ve hatta milletvekili veren bir parti olmaktan kendisine eyvallah edilen, çatısı altında yer alabilmek için kendisine taviz verilen bir parti olmayı becerebilmelidir.
Türkiye’nin toplam oylarının dörtte birini alabiliyor olmaktan, en az üçte birini alabilen bir parti olma yoluna bir an önce girmelidir.
Şu anda bu konumdaki parti AK Partidir.
Toplam oyun 3 te biri %33-34 bandıdır. Bu kritik bir sınırdır. Oy oranını bu çizgiye taşıyamayan partilerin iktidara gelebilme olasılığı zayıftır ve hep zayıf kalacaktır.
Şu satırları yazdığım esnada haberlerde 21 Mayıs Pazar günü yapılan seçimlerde %40 oy alan Yunanistan’ın şimdiki Başbakanı Miçotakis’in Cumhurbaşkanı tarafından kendisine verilen hükümeti kurma görevini “iade” ettiğini dinliyorum. Muhtemelen en kısa sürede seçimler tekrar edilecek Yunanistan’da.
Bakın; %40 oy almak bile bazen çözüm sağlamıyor, değil ki %25!!..
…………………………………
Dostlarım, gerek bu satırları yazıyor iken her görüşten tümünüzün sesi olma gayretimden, gerekse de içerisinde bulunduğumuz şu nazik dönemin omuzlarımıza yüklediği ağırlık nedeniyle kimin hangi Cumhurbaşkanı adayını tercih etmesi gerektiği falan gibi bir konuya girmek istemiyorum.
Çok sevdiğim bir söz vardır; “İnsanlar layık oldukları biçimde yönetilirler.”
Bu kesinlikle doğru bir sözdür.
Millet son sözü söyler ve tercihini yapar.
“Vay efendim”, “Bu millet hiçbir şeyden anlamıyor, cahil, ölçemiyor, biçemiyor, yandık, tutuştuk, mahvolduk”.
Yok böyle bir şey.
Eğer millet cahil, sen bilgili kültürlü isen o zaman suçun büyük kısmı sende. Onun –muhtemelen daha az karmaşık olan- beklentilerini iyi analiz etmeli ve beklentilerine göre politikalar üreterek oyunu almalısın.
Bu millet cahil deyip sıyrılmak, sorumluluğu üzerinden atmak kolaycılıktır.
Aksine ben iddia ediyorum ki; millet ve sandık herkesten, hepimizden daha akıllıdır. Ferasetine güvenmek zorunda olduğumuz ilk obje sandık sonuçlarıdır.
12 yıl aradan sonra Milletvekili seçilerek ilçemizin tekrar TBMM’de bulunmasının yolunu açan dostum ve aynı dönemim olan Sn; Prof.Dr. Mehmet AKALIN’a görevinde başarılar diliyorum.
28 Mayısta yapılacak 2. Tur seçimin vatanımıza ve milletimize hayırlı olmasını dilerim.