Gazetenin hemen altındaki karılı birahanelerden acı acı ;
“Huzurum kalmadı fani dünyada.” Şarkısı çalarken caddenin üzerine de rehavetle birlikte her günkü hazursuzluk çöküyor ve ben bu ortamda içimden saydırarak yazıya odaklanmaya ve konsantre olmaya çalışıyorum çaresizce…
*** *** ***
Bizim Sülman SİNECİK’in evinde elektrikleri kesilmiş (!) olacak ki bugünkü yazısına çalışamamış ve onun yazacağı bugünde ihale bana kaldı mecburen.
İstermisiniz şimdi geride bıraktığımız günlerde çeşitli bahaneler uydurarak İstanbul Taksim Meydanı’nda Gezi Parkında ortalığı birbirine katanların Uzunköprü uzantıları da 1 Mayıs İşçi Bayramını bahane ederek Cumhuriyet Meydanı’nda gösteri yapmaya kalkışsınlar.! Ancak korkmayın böyle birşeyin olması sözkonusu bile değil, zira onlar Uzunköprü’de seçimleri kazandılar şayet kazanmasalardı bu eylem bence kesinlikle Uzunköprü’de O-LA-CAK-TI…
Siz şimdi yasak olmasına rağmen bu zihniyetin neden Taksim Meydanı’nda inat ettiğini herhalde biliyorsunuzdur, bilmeseniz de hiç olmasa tahmin ediyorsunuzdur benim gibi. 30 Mart seçimlerinde hezimete uğrayanlar, balkonlara çıkamayanlar kuyruk acılarını çıkarmak için Taksim Meydanı’nda ısrar ediyorlar bunu bilmeyecek ne var. Yine kargaşa, yine yakıp-yıkmak, yine tahrip, talan. Eeee bunun karşılığında toma, tazyikli su ve biber gazı, sonra vay efendim polis orantısız güç kullandı, gaz fişeği gözüme geldi, emniyetin jopu falanca uzvuma kaçtı falan filan gibi şikayetler, serzenişler.
Kardeşim bayram mı kutlayacaksın al eşini çoluk çocuğunu götür bir piknik alanına, yak mangalını, kur çocuğuna bir salıncak, teybine de güzel bir göbek havası hoppaaaa hadi kızım yandan yandan biz korkmayız bu memleketin iktidarından, Başbakanından, Cumhurbaşkanından diye bir türkü tutturursun al sana BAYRAM…!
*** *** ***
Dün baktınız mı Uzunköprü gazetelerine, hemen hepsinde 18 Kasım Kurtuluşspor’un play of’tan bir üst amatör lige çıktığı şampiyonluk kupasını Belediye Başkanımıza götürdüğünü resimle beraber yazıyor da Uzunköprüspor’un ne götürdüğünden (!) hiç söz etmiyorlar. İki hafta önce rakibine tam 10 sıfır mağlup olan Uzunköprüspor bundan daha kötü sonuç getirebilir mi. Yok efendim işadamları maddi destek yapmıyormuş da gazeteler kulübün bu şikayetlerini yazıyor, haber yapıyor.
Uzunköprü’nün adını taşıyan Uzunköprüspor’un geldiği duruma, düştüğü hallere bakarmısınız. Eeee ne demişler ne oldum deme, ne olacam de. Sen önce Uzunköprülülere karşı bir rüştünü ispat et, başarını tasdik ettir gerisi zaten gelir.
*** *** ***
Bakın şimdi hani halk arasında derler ya ;
“Maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek.” Diye şimdi aktaracaklarım tıpkısının aynısı. Bir devlet dairesinin amiri, müdürü her neyse varsa makam arabasını elbette kullanacaktır. Bir kurumun, kuruluşun, herhangi bir Oda’nın, Derneğin, Federasyonun, Sendikanın her neyse işte varsa makam aracı bunu neden kullanmasın ki.
Bakın şimdi kardeşim ben İçişleri Bakanlığına bağlı bazı araçları marketin önlerinde alışveriş için park ettiklerini görüyorum, bir Oda Başkanı’nın o kuruluşun özel arabasıyla üyesi olduğu siyasi partinin kapısına kadar gittiğini görüyorum, takip ediyorum. Yine çok önemli bir Başkan’ın da makam arabasıyla kızını Pazartesi günleri Edirne’ye gönderdiğini ve Cuma günleri de yine makam aracıyla kızını Edirne’den aldırdığını duyuyorum eeeee ne var bunda…!
Yani illa ki sataşacak ya arkadaş, eh birazda nafakası falan sözkonusu ise yazı yazmaya n’olcak onlar için oyuncak.
*** *** ***
Son günlerde demeyeceğim de göreve geldiklerinden bu yana yaptıkları çalışmalara dikkat ediyormusunuz Uzunköprü Ticaret Borsası’nın, daha geçen gün dağda bayırda, bağda, bahçede, buğday tarlasında. Önceki gün Edirne, Hayrabolu, Keşan Ticaret Borsası Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile Edirne Damızlık Hayvan Yetiştiricileri Birliği Başkanı’nın da hazır bulunduğu bir toplantı gerçekleştiriyorlar.
Cumartesi günü de ;
“Çeltik Üretimi ve Ticareti, Sorunlar ve Çözüm Yolları” başlığı altında bugüne kadar belkide hiç gerçekleştirilmemiş bir panele imza atacak olan Ticaret Borsası Uzunköprü’de ezber bozmaya devam ediyor. Şimdi soruyorum sizlere bütün bunlar neden görmezden geliniyor da yapılanlar baltalanmaya ve gölge düşürülmeye devam ediyor, evet sadece soruyorum ;
“Bunu yapanların maksadı ne.?”
Cevap hakkımı kullanıyorum ;
“Uzunköprü’ye ve Uzunköprülülere zarar vermek, yediğin kaba pislemek, yapılan çalışmaları hazmedememek. Yani kaybettikçe kaybetmek ve kendini de ziyan etmek..”