Ne oldu, neden sustunuz, kızılcık şerbeti içipte kan mı kustunuz. Millet hala sizlerin konuşmanızı istiyor ve bekliyor, siz daha neyi bekliyorsunuz. İl Başkanınız da geldi, bir şey diyemeden ve GAZtecilere de dedirtmeden çekti resti gitti…
Uzunköprülüler şu Köylere Hizmet Götürme Birliği konusunda kimlerin haklı, kimlerin yanlış olduğunu Uzunköprü Gazetesi’nde çıkan beyanatlardan zaten öğrendi, meseleyi çözdü. Ancak meselenin muhatapları hala gündem değişir diye umuyor olsalar gerek ki kafalarını henüz kumdan çıkarmayı denemiyorlar.
Yani Uzunköprü bu konuya kilitlenmişken iktidar partisinin İl Başkanı ilçeye geliyor, basın toplantısı düzenleyeceğini İlçe Başkanlığı gazetecilere haber veriyor ancak gelin görün ki bu mesele hakkında partinin Avukat İl Başkanı KAHVE gazetecilere Hizmet Birliği hakkında soru sormalarına izin vermiyor, al sana demokrasi…!
Dışarıdan bakıldığında ve Başmuhtar BALKAN’ın gazetelerde yer alan beyanatlarına bakılırsa bu siyasi parti özellikle Birliğin hesaplarına el konulması konusunda tüm muhtarları karşısına almış durumda olmasına rağmen parti meseleyi hala kapatma peşinde koşuyor. Muhalefet partisine bu konuda tek kelime söylemek gelmiyor içimden, zira o parti de muhalefeti beceremediği gibi bu fırsatı, yani muhtarları yanlarına çekmeyi düşünmüyor bile.
Onlar için varsa yoksa Taksim Gezi Parkı, Uzunköprü’ye ne yararı olacaksa. Kardeşim bakın Çakmak Barajının baş mimarı eski vekil Necdet BUDAK barajdan elini kolunu çekince barajın kıyısına uğrayan yok. Bu konuda galiba Ticaret Borsası Başkanı ile Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ortak bir çalışma yapmayı planlıyorlarmış o kadar. Muhalefet olarak Çakmak Barajı ya da Ergene için kaç gün yürüyüş düzenlendi. Gezi için kaç gün yürüyüş düzenlendi…!
Yukarıdaki yazının başlığını bunun için koydum, nasıl iyi koymuşum değil mi…! Öyle akşamları laf olsun diye insanların ellerine tencere-tava tutuşturacağınıza siyasi parti kimliğinizle Uzunköprü için birşeyler yapın. Hani Edirne milletvekilleri nerede? Birisi zengin bir işadamının düğününde, diğeri de Taksim mitinginde günlerini gün ediyorlar işte…
Günah keçisi ilan edilen bir önceki milletvekil Rasim ÇAKIR hiç olmazsa her iki konuda da Meclis kürsüsünden diyeceğini dedi, ancak önseçimde onu seçtirmemek için el birliği yapanlar bugün yeni vekillerinin sesini Meclis kürsüsünde kaç kez dinledi, veya yemin merasiminden sonra onları kürsüde kaç kere gördüler. Ama onlara sorarsanız gurur duyuyorlardır herhalde…!
*** *** ***
Sizi bilmem ama ben şu Taksim eylemleri başladı başlayalı televizyonların özellikle akşam bültenlerini izlemiyorum, ve birçok gazeteyi de tarafsız olduklarına inanmadığım için okumuyorum. Hemen hemen hepsi olayları ve gelişmeleri yanlı olarak servis ediyorlar. Hele hele bazılarının ise polisi hedef gösterircesine yayın yapmaları insanı çileden çıkarıyor. Polis yaşadığı bunalımdan intiharın eşiğine gelmişse daha ne yapsın.
Eylemcilerin ellerinde kaldırım taşları, sapanlar, sopalar, molotoflar ve bunları ekranlardan izlediğin halde bu çapulcuları gördüğün halde sen eğer dürüstsen senin işin ne bunların arasında değil mi. Bakın Uzunköprü’de de yürüyüş yapılıyor. Polis de onların peşinde ancak yürüyüş bittiğinde herkes kuzu kuzu evinin yolunu tutuyor, işte uygarlık, hak arama, yasal yollardan protestonu yapmak buna denir.
Ortalık karışmış, iş çığırından çıkmış, eylemin şekil ve yönü saptırılmış, normal insanların arasına gavatlar karışmış sonra ;
“Annneeee polis beni dövdüüüü…..!”
Kaşınma o zaman, git sende annenle evinde otur kızım Allah Allaaah. Bak yine asabileştim, zaten tansiyon da tavan yapmış, ortalık cehennem sıcakları gibi (sanki cehennemi görmüşüm gibi oldu) yanıyor.
Yazıyı noktalayalım da sizde rahatlayın ben de…