Uzunköprü’de geleneksel plaket törenlerinin ardından bakıyorum da şimdi de ihtiyaç sahibi vatandaşlara tekerlekli sandalye hediye etme törenleri başladı. Bu işi yapan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı olmasına rağmen şimdilerde her önüne gelen tekerlekli sandalye törenleri ile basına poz vermeye başladı.
Kardeşim madem bir iyilik yapacaksınız bu mağdur insanlar üzerinden prim yapma telaşı neden.? İhtiyaç sahibi vatandaşlar sandalyeyi alırken mahçubiyetlerinden olsa gerek resim çekilirken iki büklüm olurlarken sandalyeyi hediye edenler ise objektiflere vatan kurtaran kahraman edasıyla poz veriyorlar. Hem ayıp, hem günah, hemde yazık.
Bu tür iyilik ve yardımlar yapılırken neden peygamberimizin bilinen hadisi şerifi her keresinde unutulur da reklam ön plana çıkar. (Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek.) Bu ve benzer güzel, ancak çirkinleştirilen yani kaş yapayım derken göz çıkarılan bu tür yardımseverlik için ben tek söz ediyorum ve ;
“Olmaz olsun…!” diyorum…
Ülke gündemi her ne kadar Brezilya dizilerine dönüşen Taksim Gazi Parkı olsa da ilçe gündemini ise bu gezileri bahane edip akşamları geziye çıkan bir grup belli insanlar maalesef gündem bile oluşturamadıklarından, düzenlenen yürüyüşlere katılım azlığından olsa gerek sıkıntıları ve öfkeleri yüzlerine yansıyor.
İyice sulanan ve tuzsuz cacık tadı vermeye başlayan bu yürüyüşleri kaldırımlardan çekirdek çitleyerek seyreden normal vatandaşlar zaman zaman zevkli ve eğlenceli dakikalar geçirmenin keyfini çıkarıyorlar.
Bakın şimdi bu yürüyüşlere katılanların hemen hemen çoğu belli siyasi görüşe mensup insanlar ve bir çoğu da çocuk. İstanbul’daki Taksim Gezi Parkı olaylarını zaten İstanbul’lu yapıyor, sen ülke genelindeki muhalefete bulaşacağına yaşadığın yerde yaşananlara bakıp muhalefet üretsene kardeşim.
Bakın Uzunköprü’de günlerdir Köylere Hizmet Götürme Birliği yazılıyor, çiziliyor, konuşuluyor ancak gelin görün ki anamuhalefet partisinin İlçe Başkan ve yönetici kadrosu bu konuda gıkını çıkaramıyor. Neden…! Başmuhtar Hayati BALKAN elinde delil dosyalarıyla, mahkeme kararlarıyla santim santim, madde madde basına ve dolayısıyla halka haykırıyor, ilgili şahıs gazetelere yazılı açıklama gönderiyor, konuşması gerekenler susuyor.
Aslında halk iktidar partisinin bu olayla ilgili ve bağlantısı oldukları iddia edilen kişilerden doyurucu izahat bekliyor, adamların umurunda değil. Hepsi neredeyse sağır sultanları oynuyor. İlçe Başkanı suskun, partisinin İl Genel Meclis Üyesi suskun, anamuhalefetin İlçe Başkanı tencere-tava yürüyüşünde, onun da Partisinin İl Genel Meclis Üyeleri kendi dertlerinde, iş böyle olunca olayları kamuoyuna taşımak her zaman olduğu gibi bizim gibi hamallara kalıyor…!
Gerek iktidar partisinin İlçe Başkanı, gerek adı geçen Yönetim Kurulu Üyesi ve gerekse İl Genel Meclis Üyesinin yaklaşan seçimler öncesi partiyi daha fazla yıpratmamak ve kamuoyunu rahatlatmak adına vakit geçirmeden istifa etmelidirler, aksi taktirde bunun vebali Belediye seçimlerinde çok ağır olabilir.
Bu arada yazının bu bölümüne çok ince bir de not düşeyim. Dünkü yazının ilk paragrafında konuşması gerekenler arasında bir önceki Kaymakamımız Mehmet AYDIN’ın da ismini zikretmiştim ya dün telefon vasıtasıyla kendisiyle bizzat görüştük. Sayın Kaymakam yaşanan gelişmelere bir hayli üzüldüğünü ifade edrken yapacağı açıklama ile kamuoyunu rahatlatacağını ancak bu açıklamasından bazı kişilerin rahatsızlık geçireceğini ima eder gibi konuştu. Gerisini ilgili kişiler düşünsün artık.
Hazır istifadan söz etmişken aslında henüz vakit o kadar geç olmadan ;
“Biz bu işi beceremedik, hakkını veremedik, hiç olmazsa partimiz daha fazla zarar görmesin.” Derseeeen ileride bu partiden daha ziyade istifade edebilirsin, aksi taktirde ileride tüm bu yaşananlardan dolayı yemin billah sizi partiden içeriye sokmazlar ona göre.
Vergi rekortmenliği konusunu bir başka güne sığdırırız inşallah…!